36 | if we have each other

221 49 16
                                    

-

"Hyunjin, dokunma çocuğuma. Pis ellerini çek!"

"Sensin pis. Kaç kere yıkadım ben bu eli, haberin var mı? Seninkilerden daha temizdir!"

Muhabbetin uzamasını istemediğim için hemen yanımda ayakta olan Jeongin'in elini tuttum. Bakışları anında beni bulmuştu.

"Bir şey mi oldu?" Başımı hafifçe salladım.

"Ağrım var biraz. Sohee de az sonra uyanır, gürültü yapmayın. Hyunjin, sen sütü hazırlayabilir misin?" Başıyla onaylayınca gülümseyip teşekkür ettim.

Hızlıca hazırlayıp getireceğini söyleyip odadan ayrılınca Jeongin'i yanıma çekerek histerik bir şekilde güldüm.

"Pimpirik bir baba olacağını hepimiz biliyorduk da bu kadarını ben bile tahmin edememiştim." Omzunu silkip başını göğsüme yasladı.

"Daha çok küçük, mikrop kapmasından ya da ona herhangi bir zarar gelmesinden korkuyorum."

"Sen varken ona hiçbir şey olmaz." Evet bundan emindim, o kadar koruyucu davranıyordu ki üstüne neredeyse bir toz konmasını bile engelleyecek kadar hassas davranıyordu.

Göğsümden kalkarak saçlarıma öpücük kondurdu. "Ağrım var, demiştin. Neren ağrıyor?"

"Bir yerim ağrımıyor, daha fazla didişmenizi istemediğim için öyle söyledim." Başını yana eğip yargılayıcı bir bakış atmıştı, bu bakışına havadan gönderdiğim bir öpücükle karşılık verdim.

"Sana kızacaktım ama neyse ki çok sevimlisin."

"Sen bana kızamazsın ki."

"Kızarım." Elimi havaya doğru sallayıp tuvalete gitmek için yarı uzanır olduğum yataktan kalktım.

"Ben de geleyim mi?" Gerek olmadığını belirttim ve odamızın içindeki lavaboya girdim.

Çıktığımda Jeongin, kucağındaki oğlumuzla beraber ayakta yavaşça sallanıyordu.

"Uyandı mı?" Sorumla birlikte bana dönerek Sohee'yi hafifçe doğrulttu. "Uyandı. Seni özlemiş, öyle diyor."

Yanlarına adımlayacaktım ki kapının hafifçe tıklatılmasıyla Hyunjin'in geldiğini düşünerek kapıya uzandım ve araladım.

Tahmin ettiğim gibi Hyunjin gelmişti ve elindeki küçük biberonu bana uzatıyordu.

"Teşekkür ederim hyung." Gözünü kırpıp merdivenlerden aşağı inmişti.

Şu an aşağı katta Jisung da vardı, birazdan bizim de inmemiz gerekiyordu.

"Jeongin, Sohee'nin karnını doyurduktan sonra aşağıya inelim. Jisung ve Hyunjin de sabahtan beri buradalar, ayıp olmasın."

Biberonu benden alıp yatağa yavaşça oturmuş ve Sohee'ye uzatmıştı. Biberonu kabul eden minikle memnunca gülümseyip bana döndü.

"Onlar bizim en yakınlarımız, ayıp olacağını sanmıyorum ama inelim."

"Tamam o zaman ben üzerimi değiştireyim." Yatağımızın sağ tarafında kalan dolabı açıp kendi kıyafetlerimi es geçtim ve Jeongin'e ait olanlardan seçtim.

İkimiz farklı bedenler giyiyorduk, Jeongin'inkiler daha büyüktü ve daha rahat oluyorlardı.

Doğum yapmış olmama ve karnımın hafifçe sönmüş olmasına rağmen hâlâ hafif bir tümsek vardı. Ve doğruyu söylemek gerekirse vücudum çok korkutucu gözüküyordu.

Bu yüzden Jeongin'in karşısında giyinmekten de çekinir olmuştum, son birkaç gündür giyinirken Jisung yardım ediyordu.

Dolaptan aldiğım eşofmanla tişörtü omzuma atarak tekrardan banyoya yöneldim.

"Nereye?" Bahane uydurmalıydım.

"Lavaboya, üstümü değiştireceğim." Sohee'yi yatağa bırakıp ayağa kalktı.

"Burada değiştirsene."Omzumu silktim. "Olmaz. Sohee görmesin, çocuk gelişimi için önemliymiş." Kaşlarını çatarak birkaç saniye durdu.

"Saçmalama Seungmin, o daha bebek. Anlamaz ki." O anlamaz ama sen anla işte.

"Belki anlar, neyse geliyorum iki dakikaya." Bir şey demesine zaman tanımadan içeriye girip kapıyı kapattım.

Aşırı gerilmiştim çünkü eğer neden böyle davrandığımı anlayacak olursa kızabilirdi.

Deme kalmamıştı ki kapıyı açıp içeriye girmişti.

"Neden geldin?"

"Sevgilimi özledim geldim zaten çekindiğin kişi oğlumuzdu, değil mi?" Gülümsemeye çalışarak başımı salladım.

"Evet öyle." Kapattığı kapıya yaslanıp kollarını birbirine dolamıştı.

"Üstünü değiştir de gidelim hadi." Bir şey demeden altındaki pijamayı çıkarıp eşofmanı giydim.

"Üstümü değiştirmemeye karar verdim, hem bu saten ya daha rahat." Cevap vermeden kapıyı açıp dışarı çıktığında rahat bir nefes verdim.

"Orada bekle, geliyorum." Tekrardan gerilirken bu işi en başından bu kadar uzatışıma sinir olmuştum.

"Bekliyorum." Elindeki kremlerle geri döndüğünde ne yaptığını izlemeye başladım.

Klozetin kapağını kapatıp üstüne oturmuş ve gelmem için işaret etmişti.

"Gel hadi." Tam önünde durduğumda bileğimi kavrayıp kucağına çekti.

Üzerimdeki pijamanın düğmelerini açarken sakince mırıldanıyordu, "Her halinle güzel olduğunu, her şeyinle sana hayranlık duyduğumu unutman bazen beni üzüyor."

Omuzlarımdan sıyırarak çıkardığı kumaş parçasını yere bırakırken gözlerimi yumdum.

Gerçekten aşırı çekiniyordum.

"Güzelim aç gözlerini, gerilemeni gerektiren hiçbir şey yok. Doğumdan sonra vücudunun böyle olması çok doğal ve inan bana çok hızlı toparlanıyorsun. Hamilelikten önceki haline de en kısa zamanda kavuşacaksın. Şimdi iyi gelmesi için krem süreceğim, spora da başlarız. Üzülme lütfen."

Tuttuğum nefesimi bırakırken başımı salladım.

"Karnım çok sönük duruyor ve hoşuma gitmiyor o yüzden senin de görmeni istemedim."

"Gerçekten kötü gözükmüyor, her zamanki güzelsin. Hemen iyileşeceksin. Hatta bak bir şey anlatayım, annem erkek kardeşimi doğurduktan sonra aynı senin gibi vücudundan çekinir olmuştu. Babamdan köşe bucak kaçıyordu, babam bunu fark edince aynı şimdi bizim gibi böyle bir konuşma yapmışlardı. Birlikte çok kısa sürede annemi toparlamışlardı, biz de yapacağız. Söz veriyorum." Dediği sırada kremi sürmeyi bitirip tişörtü boynumdan geçirdi.

Kollarımı boynuna sarıp birkaç dakika orada dinlendikten sonra teşekkür ettim.

"Her zaman yanımda olduğun ve beni sevdiğin için teşekkür ederim Jeongin."

"Birbirimize karşı verdiğimiz bir sürü söz ve sevgi var, aynıları senin için de geçerli. İhtiyacım olan her anımda yanımdasın, bundan daha değerli olan hiçbir şey yok."

"Sohee duymasın." Şakaya vurarak söylediğim şeye gülerek başını salladı.

"Doğru, ondan özür dilemeliyim." Diyerek belimden kavrayıp ayağa kalktı ve odamıza geri götürdü bizi.

Kucağından inerek yatağın üzerinde elleriyle oynayan oğlumuzu kucakladım.

Jeongin de tam yanımızdaki yerini alıp bir elini belime koymuştu.

İkimizin de alnından öperek geri çekildi. "Hadi aşağıya inelim yoksa Jisung bize fena kızacak." Gülerek onu onayladım.

Hayatımın en güzel anlarından birisindeydim, eşim ve oğlum yanımdaydı. Yıllardır hayalini kurduğum her şey onlar sayesinde birer birer gerçekleşiyordu.

-

bolumu yazarken cok zorlandım cunku ne yazacagımı bilemedim☹️☹️

biraz daha pimpirik babis jeongin & sakin, otoriter babis seung gormemiz gerekiyormus gibi hissediyorum??? baibai💗

230624

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 23 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

me and my husband, seunginHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin