5. Bölüm-"Çay saati zamanı sürpriz"

111 19 1
                                    

Artık anlamıyorum ... BU DÜNYAYA NE OLDU?!

Üç yıl önce babamın ofisini ziyaret ettiğimden beri babam biraz garip davranmaya başladı. Evet, bu doğru. Üç yıl önce! Bu, şu anda üç yaşında olduğum ve birkaç ay sonra dört yaşında olacağım anlamına geliyor. Bu dünyanın tanrısı Gadia, dört yaşına geldiğimde bana "zihin gücünü" vereceğine söz verdi, bu yüzden biraz heyecanlıyım.

Her neyse, neden?! Babam neden tuhaf davranıyor? O gün ofisine gittiğimden beri beni sürekli ziyaret ediyor. Oyunda, hem Alastair, hem de Amelia Cordelia'yı görmezden geliyordu! Şimdi Alastair, her gece akşam yemeği, her öğleden sonra çay ve hafta boyunca çeşitli baba-kız bağ kurma etkinlikleri için beni çağırıyor! Neden!?

Yine de annem için aynı şeyi söyleyemem. Babamla yakınlaştığımızdan beri annem her zamankinden daha acımasız oldu. Oyunda Amelia, Cordelia'nın varlığını görmezden geldi çünkü erkek değildi.

Eğer bir erkek olsaydım, gelecekte Dük'ün varisi olmak için beni manipüle edebilirdi. Ama ben bir kızım ve senin gibi olmak berbat olurdu anne! Ancak şimdi sürekli beni izliyor, hizmetçilere bana kahvaltı vermeyi bırakmalarını emrediyor ve babamın bana verdiği hediyeleri alıyor. Sanırım babamın onu değilde, beni sevmesini kıskanıyor.

Ben daha yeni yürümeye başlayan bir çocuk olduğum için annemin benden neden nefret ettiğini anlamıyormuş gibi yapıyorum. Babamın sevgisinin tadını çıkaracağım!

Geçmiş hayatımda, ailem beni sevmiyordu. Yani, bu güzel bir değişiklik! Sonunda ebeveyn sevgisinin ne olduğunu bilebilirim ve dürüst olmak gerekirse harika hissettiriyor!

Amelia tıpkı geçmiş yaşamımdaki ailem gibi. Eski ailemin emrede bileceyi hizmetçisi ya da uşağı yoktu, ama bana asla iyi davranmazdılar. Bana asla tek lokma yiyecek vermezlerdi ve verseler küflü bayat ekmek veya çürük meyve olurdu. Sanırım Amelia hayal kırıklığına uğradığında bana şiiddet uygulamadığı için onlardan biraz daha iyi....

Her neyse! Şu anda babamın ve benim çay saatimizi geçirdiğimiz bahçemize doğru yürüyorum. Arka bahçemizden oraya ulaşmak biraz zaman alıyor çünkü çok büyük ve sadece üç yaşında bir çocuğun kaslarına sahibim. Neyse ki, doğduğumdan beri yanımda olan hizmetçim Sophie bana eşlik ediyor. Eğer düşersem, beni tutacak..

Bahçeye çıktığımda babamı gördüm... VE BİR SÜRÜ PASTA VE KURABİYE! Tatlıların yanına koştum ve kurabiyeleri alıp yemeye başladım. Babamdan bir kıkırdama duydum ve yukarı baktım. Sakin bir gülümsemesi vardı. Vay canına! Otuz yaş büyük olsaydım, tıpkı Sophie'nin şimdi yaptığı gibi burun kanaması geçirebilirdim.

"Yemek yemeği gerçekten seviyorsun, değil mi?" dedi babam gözlerinde bir pırıltıyla.

"Evet! Yemek en iyisidir! Özellikle tatlılar! Ama ben tuzlu yiyecekleri de severim ... sanırım dünyadaki tüm yiyecekleri severim! Yemekler güzel. Yemek güzeldir. Leziz yemekler yediğimde tadı beni mutlu ediyor! Yani, gerçekten gerçekten gerçekten gerçekten gerçekten yemeği seviyorum! Yemek dünyadaki en sevdiğim şey! Yemek olmasaydı gerçekten çok üzülürdüm!" dedim. Sanırım çok konuştum. Yemek söz konusu olduğunda onun için insanları bile öldürürüm....

"Hahaha! Gerçekten çok tatlısın prenses!" babam beni kucaklayarak söyledi. Beni çok sıkıyor! Kes şunu!!!

"Nefes alamıyorum! H-ha-vaya ih-tiyac-ım v-var!!!" nefesimi verdim. Arada bir babam beni sıkıp sarılmayı sever. Bu güzel ama ...biraz sakin olmalı...

"Oh! Üzgünüm prenses! Sadece yemek
hakkında konuşurken çok tatlı olduğunu
düşündüm ve ben sadece ... "diye mırıldandı Alastair. Yemin ederim bazen çocuk gibi davranıyor. Onu Silverbell Dükü olarak hayal edemiyorum. Ama çalışırken o bir makineye benziyor! Amelia'nın yanında daha da kötü ! Annemin yanında o kadar kalpsizleşiyor ki! Bipolar mı acaba?

Another life, Another meHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin