30 Mayıs Çarşamba, 2019
[Gyeonggi-do]
🏁
.
Kırmızı, mavi, yeşil, mor... Işıklar göz kırpar gibi değişip dururken arka fonda çınlayan müzik Rox'un ayağının altındaki zemini titretiyordu. Ancak yine de hiçbir gürültü kulağına ilişen sesin gücünü bastıramamıştı. Bunun için fazla bir efor sarf etmemesine rağmen JK'in iki dudağı arasından dökülen kelimeler çok temiz bir şekilde Rox'un kulağına ulaşmıştı.
Kuruyan dudaklarını istemsizce ıslatma gereği duyarak gözlerini JK'inkilerden uzaklaştırmaya çalıştı.
Onunla muhattap olmak istemiyordu ancak her gördüğünde küçük bir köpek yavrusu gibi kendi içine sinmekten de hoşlanmıyordu Rox. Bu yüzden ileriye doğru bir kez daha atıldı Melanie'yi kolundan daha güçlü bir şekilde çekip onu ayağa kaldırdı."Gidiyoruz, Me-"
Rox, Melanie'yi kolundan tutup kendine çektiğinde JK onu tuttuğu için daha fazla güç uygulamıştı lâkin hesaba katmadığı bir son dakika gelişmesi vardı.
JK, Melanie'nin omzundaki parmaklarını gevşetmişti ve böylece Melanie üzerine büyük bir hızla gelip dengesini kaybetmesine neden olmuştu. Sarhoş ve hâlâ gözleri yarı kapalı olan Melanie'nin yere düşmesine izin vermemek adına onu refleksle kenara iterken kendisi sert bir yere düşmüştü.
İlk başta her şey çok ani geliştiği için ne olduğunu kavrayamadı Rox.
Bir süre sonra ise sağ kolu üçüncü derece bir yanığın acısını aratmayan yangı ile sızlamıştı. Dudaklarını dişleyip önüne gelen saçları arasından loş ışıklar arasında kaybolmuş kişi ve nesneleri seçmeye çalıştı.İki elini yerdeki parlak, mermer yüzeye yaslayıp başını hafifçe kaldırdı. Gördüğü ilk şey siyah kot kumaş ve üst üste atılmış gevşek bacaklar olmuştu. Sesli bir şekilde yutkunup başını biraz daha yukarı kaldırdı. Bunu yaparken etrafında dans eden insanlardan birkaçının durup kendisine baktığını hissetmişti.
Bu utanç vericiydi.
Hızlı hızlı soluk alıp verirken burnunun ucundaki saç tutamları havalanıyordu. Bir hapishane parmaklığını andıran gözlerinin önündeki saç aralıklarından tepesindeki adama baktı.
JK'in yüzünde belli belirsiz bir sırıtış vardı.
Bir kez daha yuktundu.JK'in üst üste attığı uzun bacaklarının önüne, yere düşmüştü. Şu an kalçasının üzerinde oturuyor olmasına rağmen içindeki utanç ve küçük düşmüşlük ruhunun gökyüzüne uçmasına sebep oluyordu. Kolunun sızısı bile bu küçük düşmüşlük hissinin önüne geçemiyordu şu an için.
Bir an önce toparlanıp buradan def olmalıydı fakat yapamıyordu. Kılını dahi kıpırdatamıyordu. Beyni ve uzuvları farklı çalışıyordu şu an.JK'in sinir bozucu yüz hatlarına kilitlenip kalmışken JK ürkütücü bir yavaşlıkla üst üste attığı bacaklarını çözdü ve onları yavaşça yere bıraktı. Böylece Rox'u neredeyse bacaklarının arasına almış olmuştu.
Rox, o an kapana kısılmış bir fare olduğunun farkına varmıştı.
JK bilerek yapmıştı. Kendisinin dengesini kaybedeceğini bile bile Melanie'yi serbest bırakmış ve bu hâle gelmesine neden olmuştu. Şu an yerde olmasının tek sebebi yine JK'ydi.
Sinirle soludu.
Dudaklarının ucuna gelen onlarca kötü kelime vardı fakat yapamıyordu işte. Susmak zorunda olmak artık Rox'un kendisine zarar vermeye başlamıştı. İçi içini yiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FORMULOVE | JK
फैनफिक्शन[+15] "Hırsın seni yiyip bitiriyor, bunu göremiyor musun?„ "Görebilseydim ona sahip olamazdım.„ "Canın yanacak...„ "Yanıyor... Şu an bile çok fena yanıyor.„ Jeon Jungkook [Formula1 pilotu] © astereacy