F'12

325 52 24
                                    

29 Mayıs Salı, 2019

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

29 Mayıs Salı, 2019

[Seoul, Hannam]

🏁

.

Yine Seoul ve yine bir Seoul sabahı... Güneş henüz en yükseğe ulaşamamıştı ancak yine de ışığı dünyanın bir kısmını aydınlatmaya yetiyordu. Kimi çiçeklere besin olup kimi çiçeklere zehir olabiliyordu. Rutin bir günün daha hatrı sayılır bir bitterliği vardı. Acısıyla tatlısıyla o da doğmuş aynı şekilde sonlanmaya gidiyordu.

Rox, şişen ve kızaran gözlerini içten içe acı bir baskı duysa da kırpıştırarak camdan dışarı bakmaya devam etti. Güneşin gereğinden parlak ışınları gözüne zarar veriyordu fakat yine de bakıyordu gökyüzüne. Her ne kadar asıl baktığı yer gökyüzü olmasa da bakmaya devam ediyordu. Zihninde canlanan anılar güneşin önündeki silik bulutlara toplanmıştı. Dünya dönmeye devam ettikçe ve bulutlar şekil değiştirdikçe zihninde yer edinen anılar da değişiyor ve bir başkası bulandırıyordu zihnini. Bu şekilde biraz olsun iyi hissetmeye çalışıyordu kendisini.
Son birkaç gündür mental ve fiziksel olarak büyük bir çöküş yaşamıştı ve yaşamaya da devam ediyordu. İstemsizce her şey rayından çıkıyor gibi hissediyordu. Hiçbir şey yolunda gitmiyordu.
Özellikle de dün gece olanlardan sonra...
Rox, dünkü olaydan sonra bir daha uyumamış ve sabaha kadar karavanında oturup karavanda kalan diğer arkadaşını uyandırmamaya çalışarak sürekli camdan dışarı bakmıştı. Şu anda da olduğu gibi.

Gökyüzüne bakmak, yeryüzünden soyutlanmak gibi hissettiriyordu Rox'a. Bu yüzden akan gözyaşlarıyla birlikte saatlerce gökyüzünü izleyip durmuştu. Güneş doğmaya başladığı andan itibaren ise bugünkü çekimin yapılacağı JK'in evinin arka bahçesine açılan salonuna gelmişti. Bahçede muhteşem bir hazırlık vardı. Hizmetliler yavaştan bahçeyi hazırlamaya başlamışlardı. Bugünkü çekimin teması JK'in arkadaşlarıyla yapacağı barbekü partisiydi. Bu yüzden bahçe çok abartılı olmayacak bir şekilde parti havası verecek şekilde düzenleniyor ve gerekli malzemeler oraya taşınıyordu.

Tüm bunlar olurken Rox, ellerini kotunun ceplerine sokmuş gökyüzünü izlemeye devam ediyordu. Şu anlık kendisinin yapabileceği bir şey yoktu bu yüzden bir kenarda durup sıranın kendisine gelmesini bekliyordu. Bir an önce çekimi bitirip buradan gitmek için saatlerin çabuk ve sessizce geçmesini bekliyordu.
Derin bir iç çekip dişlemekten yara bere içinde bıraktığı dudaklarını ıslattı.
Düşünmek istemiyordu ama zihnine bir kabus gibi çöken düşünceden de kurtulamıyordu.
Uzun zamandır bu sektörün içerisinde olmasına rağmen artık kendisini buraya ait hissetmiyordu. Kameralar daima kendisini iyi hissetmesini sağlamıştı fakat artık onlara baktığında düşündüğü tek şey durumunun günden güne ne kadar boka dönüştüğü oluyordu. Bu sabah, ilaç içmeden önce yemek zorunda kaldığı sandviçten saman tadı almıştı. Ahırda mahsur kalmış bir hayvan gibi hissediyordu kendisini. İçtiği suyun verdiği tat bile berbattı. Mental olarak o kadar kötü bir yola sapmıştı ki fiziki olarak hiçbir şeyden zevk ve tat alamıyordu. Alsa bile bu 'berbat' kategorisinden ilerisine gidemiyordu.

FORMULOVE | JKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin