7. Bölüm - Kahin

41 7 3
                                    

Selam, sizi çok tutmadan bölümlü beraber bırakıyorumm

Donmuştum. Benim kenardan Cennet adlandırdığım hayat aslında onun cehennemiymiş! Ama ben Asena Yücel bu gizemli cehennemin sırrını ne olursa olsun öğrenecektim..

Karmaya inanır mısınız? Ben inanırım. Yaptığınızın kendinize ve ya başkasının yaptığının kendine dönmesi yani. İyi, kötü fark etmez bence bu gerçek. Kahinlikte zaten böyle bir şey değilmiydi neredeyse? Geleceği görmek. Güzel olurdu aslında. Değil mi..?

Gerçekten onun dünyası o kadar kötü ola bilirmiydi? Bense onun dünyasının mükemmel olduğunu düşünüyordum. Onun söylediğine göre kötüymüş. Ne yalan söyleyeyim, o dünyayı görmek isterdim.

Bütün gün bana söylediklerini düşünmüştüm. Ama artık düşünmemeliydim bence. Delilik yapmayalım, Asena.

Telefonum çalıyordu ve arayan Işıktı. Açtım ve yine kulaklarımda onun bağıran sesini duydum. Yavaş konuşamıyormuydu?

"ASENAAA! Kızım neden beni hiç bir şeyden haberdar etmiyorsun sen!? Kardeşin olacakmış ve benim bundan haberim yok. Sen baya unuttun benii!"

Son söylediğini hüzünlü sesle söylemeye çalışmıştı. "Işık annem hemen söylemiş zaten. Hem ne bağırıyorsun sağır oldum senin yüzünden!"

"Tamam be! Neyse aşağıdayız gel. Okulu asmayı düşünmüyorsun herhalde?"

Öf, her sabah okul mu olur ya? Neyse ki kapıdan çıkıyordum bile. Dışarı çıktım ve tabi ki her zamanki manzarayla karşılaştım. Ufuk ve Işık tabii!

"Günaydın. Nasılsınız bakalım, ne yaptınız Çorum'da bensiz?"

"Ya, Asena'm valla çok sıkıldım sensiz. Hep iş meseleleri falan, anlamıyorum ben bu işleri. Ufuğa sor o anlıyor en azından."

"Bana bakmayın, ben güzel sanatlar okuyorum ne anlarım paradan, şirketten?"

"Peki şirket kime kalıcak Ufuk beyciğim?"

"Off, kavganızı sonraya bırakın sıkmayın canımı." dedim ve hemen Işığın ağzı işe koyuldu.

"Kavga demişken, kız sen Sinem'i yolmuşsun! İyi etmişsin ya aslında, haz etmiyordum ondan. Oh olsun ona!" haberler çok çabuk yayılıyor ya!

"Sana kim haberliyor hemen bunları! Batı söylemiştir sana!" ne dedim ben?

Ufuk kaşlarını çatıp "Batı ne alaka?" dedi. Aferin Asena. "Hiç ya hani senin arkadaşın ya, ondan söyledim sana demiştir falan. Ayrıca az ettim ben ona, sıkıyor canımı yerimde oturuyor sürekli. Gıcık şey."

Sohbet ederken okula varmıştık. "Burada yollarımız ayrılıyoor!" diye söylendim. "Evet ya, görüşürüz bi'tanem. Öpüyorum." Işık'la ayrıldıktan sonra sınıfa girdik.

Sinem yerinde oturmuştu oh be. Akıllanmış. Ama söylemesem olmazdı "Oo, Sinem yerini bula bilmişsin!" ay, çok güldüm içimden buna.

Sadece boş boş yüzüme baktı. Aman ne yaparsa yapsın.

---------------------------------------------------------------------------

Ders bittikten sonra bahçeye indik. Ve sizce ne gördüm? Batı ve Işık gülerek konuşuyorlardı. Işık bizi görüp bana saçma sapan haraketler yapmaya başladı! Ve ben bunun ne demek olduğunu biliyordum. Of, Işık, kızım bıktım senden ya.

Hemen Ufuk görmeden önüne geçtim ve "Ufuk, dışarısı soğukmuş ya içeri mi geçsek?" beni süzerek "İyi de, sen dışarı şıkalım dedin?"

"Evet öyle mi dedim ya? Şey ben güneşi görüp sıcak sanmışım! Soğukmuş ya, üşüdüm ama içeri geçelim" Nere bakıyordu o?!

"Aa, dur o Işık değil mi yanımıza çağıralım gelsin." of, ne yapacaktım. Batı kenarda diye görünmüyordu! Bıktım şu ikisinden. "Baksana biriyle konuşuyor, konuşturma be içeri geçelim dedim sana!" bağırdım biraz sanırım.

"Tamam ya amma abarttın. Girelim tamam." Işık'tan bunun hesabını çok kötü soracaktım. Ama şimdilik çöpçatanlık benden olsun, neyse!

---------------------------------------------------------------------------

Sonunda okul bitti ve eve ayak basa bildim. Odama çıkıp üstümü değiştim. Bu sefer dizi izlemeyecektim. Kitap okumaya karar verdim. Rastgele bir kitap alıp okumaya başladım.

"Ne okuyorsun?" bir kerede sinsice gelmesin ya ödüm kopuyor. "Yeter, gelirken insan gibi gel diyeceğim de insan değilsin. Korkuyorum!"

"Tamam küçük kız, bundan sonra gelmeden önce posta yollarım!" dalga geçiyor birde.

"Neyse, niye geldin yine sen? Hani "kurbanlarınla" çok konuşmazdın?" cevap verse iyi olurdu!

"Dedim ya, sıkılıyorum, yapıcak bir şey yok ne yapayım?"

"Meriç kim?" lütfen söylesin! "Sen hala orada mısın ya?"

"Sanane, Meriç kim dedim!" merak ediyorum ne yapayım ama?

"Ay, sanane be! Ne yaparsın söylemezsem? tehtid mi ediyor bu beni. Ama haklı, hiç bir şey yapamazdım.

"Hiç bir şey, sadece merak ediyorum."

"Yaa, sıkıcı kız, üzüldüm sana! Tamam gel söyleyeyim. Bak normalde insanlara bizim hakkımızda çok şey söylememiz gerekir ama kıyamadım sana!" ne yapıyor bu? Yok üzülmüşmüş, kıyamamışmış?

"Tamam, üzülmün bittiyse anlat." hadi bakalım Bismillah.

"Bak, bizim dünyada şöyle düşün, sonuçta çok film izledin. Bir sürü farklı güçleri olan yaratık diyelim şimdi, öyle canlılar var. Bende onlardan biriyim mesela. Benim gücüm akıl okumak. Bazılarının geçmişi görmek, geleceği görmek, ve hatta birden fazla güce sahip olanlar! Ve bu yaşlada değişiyor. Her canlımızın belirli yaşında yeni güçleri oluyor. Ne olacağını bilemiyoruz tabii. 100 yaşımıza kadar güçlerimiz gelmeğe devam ediyor. Ve her birmizin sadece 3 güce sahip olma hakkı var. Ama bazı lanetlenenlerin güç alma yasağı ve hatta kazandıkları güçleri işledikleri suçlar yüzünden kaybetme riski var. Bende böyle bir şey yok. Mesela ben 10 yaşımdan beri akıl okuya biliyorum. 50 yaşımdaysa uçma yeteneği kazandım. Yüz yaşımda ne olacağını bilemiyorum. Meriçte bizlerden biri ve bizim dünyada arkadaş edinmek çok zordur. Oda benim tek ve güvendiğim arkadaşım. Onun gücü kahinlik. Yani geleceği görebilmek. Aslında 30 yaşına kadar istediğini göremiyordu. Sonradan görmeye başladı. Onunsa 72 yaşı var bu arada. Ve kahin özelliği olanların göremediği tek şey ölüm ve kazanacakları özel güç."

yok artık daha neler! Bir sürü soru sormak istiyordum ama nedense "Peki sizde soy isim falan oluyormu?" diye sordum.

"Evet, tabii, oluyor. Mesela Meriç'inki Allerdes. Yani tam ismi Meriç Allerdes."

"Kendininkini neden söylemiyorsun peki?"

"Canım öyle istiyor, aslında seninle hiç konuşmamam gerek küçük kız. Ama nedense anlattım bunları bile. Neyse, ben gidiyorum, görüşürüz"

Artık onların dünyasını daha çok merak ediyordum! Acaba oraya gitmenin bir yolu var mıdır? Olsa bile şu gıcık beni götürmez. Arkadaşı olması bile şaşırttı beni.

Ne dedi, he Meriç. Umarım onu göre bilirim. Acaba hepsi görünmezmidir?

O kadar soru bırakmıştı ki aklımda, umrumda olmayan bir yaratığı düşünür olmuştum bütün gün..

Umarım beğenmişsinizdir. Ne kadar uzun yazsamda kısa çikiyor bölüm. Ama bundan sonraki bölümü bayaaağıı uzun yazacağım sözüm olsun

Instagram: ayloabasovas

Karanlığın KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin