Bölüm Altı: Barış

18 5 0
                                    

Zaman: Gece yarısı
Mekan: Poligon

Jk: Vay be, ne olaydı ama...

T: Bana öğrendiğimden daha fazlasını öğret, buna ihtiyacım var.

Ona baktım. Bakışlarımın sıcaklığını ben bile hissedebiliyordum. Nasıl bu kadar hızlı soğuyup aynı zamanda ısınmıştım ona karşı?

Jk: Tamam.

Gözleri benimle buluştu.

T: Gerçekten mi?

Çoktan ayağa kalmıştım. Oturduğumuz sandalyeden onu da kaldırdım.

Jk: Evet.

Gülümsediğinde içim daha çok ısınmıştı. Ona istediği kadarını öğretiyordum. Birbirimize istemsiz ettiğimiz temaslar, bakıştığımız anlar, fark etmeden yaklaştığımız anlar... hepsi içimdeki kelebekleri uçuruyordu.

İkimizde yerdeki sahte çimenlerin üstüne uzanmıştık. Beyaz ışıklarla dolu siyah tavana bakıyorduk.

T: Buraya müşteri gelmiyor mu?

Jk: Çok eskiden geliyordu. Daha sonra annem beni herhangi bir duruma hazırlamak için iş yerini kapattı, sadece bize açıktı. Annem kendisi bir şey demeden çalışıyor gibi yapıyordu. Ondan gördüğüm kadarıyla öğrendim. Daha sonra abim bana daha ayrıntılı öğretti.

T: Ne güzel. Peki ya, baban? Ona üzülmüyor musun?

Jk: Sadece bir kere ağlayabildim. O da vaktim olduğu için. Sonrasında işlerim yoğunlaştı ve unutmaya başladım. Aslında hâlâ aklımda olduğunu biliyorum fakat işlerle uğraşmaktan dikkat edemiyorum.

T: O zaman, madem soylarımız barışmıyor, biz barışalım. Ne dersin?

Jk: Çok tehlikeli derim.

T: Niye? Yaşlı insanlar zaten, bizde en küçük torunlarız. Gelecekte çocuklarımız olacak, torunlarımızda olacak. Onlara barışı ve iyi niyeti öğretmek yerine nefret ile mi darlayacağız?

İşte, o an fark etmiştim Taehyung'un içindeki iyi niyeti. Bu sefer gerçekten içten gülümseyerek ona baktım.

Jk: Sen çok iyi birisin.

T: Yeni mi farkettin?

Jk: Evet.

İkimizde kahkaha attığımızda yapbozun parçaları artık oturuyordu. Parçalar ters değil, düz birleşiyordu.

Jk: Barışalım, her ne kadar tehlikeli olsa bile.


PØLİGØN -Taekook-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin