İçki içerek eğleniyorduk, ta ki o caz müzik çalana kadar...
İkimizde afallayarak etrafa bakınıyorduk.T: Playlistimin en karanlık köşesine geçtik.
Ayağa kalktı. Hoparlörün yanındaki telefonuna doğru giderken kolunu tuttum. Kendime döndürdüm; bir elimi beline, diğer elimle ise onun elini kavradım. Parmaklarım, parmak aralarında kaybolmuştu.
Jk: Ben bu anın tadını çıkartmak istiyorum.
T: B- böyle mi?
Jk: Evet, aynen böyle. Ah, havada bir koku var! Mmm, sanırım bu bir "aşk kokusu."
T: Aşk kokusu...?
Jk: Sadece sana ve bana özel ayrılmış bir koku bu. Diğer çiftlerinkinden daha farklı...
T: Biraz batırdın gibi?
Dedi. İkimizde bu geçtiğimiz dalgaya dayanamayıp güldük. Anlını omzuma yaslamış gülmesini durdurmaya çalışıyordu.
T: Aşk kokusu,
Dedi kahkahalarının ardından. Bende ona eşlik ederek gülüyordum.Jk: Devam ettireyim mi?
Kafasını kaldırıp bana baktı. Dudaklarını birbirine bastırmış vaziyette başıyla onayladı.
Belindeki elimi çektim. Parmak aralarındaki parmaklarımı çekip daha rahat şekilde elini tuttum. Onu döndürerek kendime çekiyordum. En sonunda bedenlerimiz dip dibe geldiğinde dönmesi durmuştu. Kolumdan destek aldırarak onu eğdim. Tekrar doğrultup bağlanan kollarını yine döndürerek düzelttim. Daha sonra bir anda kendime çektiğimde, boştaki eli istemsiz omzuma tutunmuştu.T: Yavaş ol Bay Jeon.
Jk: Bende yavaş yoktur, güzelim.
İkimizde dudaklarımıza bakıyorduk. Sanırım bu iş dalgadan öteye, ciddiyetliğe gidiyordu...
Dudaklarımız birbirine yaklaşırken müzik durmuştu. İkimizde ölüm sessizliği karşısında kendimize gelmiştik. Gözlerimiz aynı anda buluştu. Birbirimize utandığımızı belli edecek gülücükler atıp çekilmiştik. Ardından ciddileşti.
T: Rolüm nasıldıı?
Rol mü yapıyordu? Onun rol yapması ve benim ciddi olmamla bir şok geçirdikten sonra,
Jk: Ha tabii rol! Mükemmeldi! Benimki?
T: Çok gerçekçiydi. Bir an gerçekten ciddisin sanmıştım. Yoksa, ciddi miydin...?
Nefeslerim darlaşırken ona kısık gözlerle baktım.
T: Aman şaka canım! Tabiikide ciddi değildin!
Kahkahalarla masaya ilerledi. Ona balkonun olup olmadığını sorduğumda sadece üst kata çıkmamı söylemişti. Neyse ki -tahminimce- hiçbir şeyin farkında değildi.
Dediği gibi üst kata çıktım. Balkona vardığımda yüzüme vuran tertemiz havayı ciğerlerime doğru içime çektim. Bu rahatlıkla gözlerimi kapattım. Soğuk yüzüme vuruyordu ve az sonra burnumun, yanaklarımın kızaracağını hissedebiliyordum. Ellerimi demir kolluklarına koydum. Gözlerimi açıp dışarı baktım.
Jk: İşte bu havaya ihtiyacım vardı. Şimdi düşünme zamanı... ya anladıysa? Bir dakika, biz neden bir anda rol yapmaya başlamıştık? Benim yüzünden. O müziği kapatmaya giderken kendime çekmeseydim bunlar olmayacaktı. O dansta rol yapıyorken ben ciddiydim. Bana ne oluyor...
Yaşlı amca: Hmm hangi kıza vuruldun bakalım?
Sırtıma bir ceket koymuştu. Ona baktım.
Yaşlı amca: Aşktan kör olmuşsun, baksana burnunun kızardığını bile fark etmemişsin. Ayrıca, o kız çok şanslı olmalı! Senin gibi tertipli adamlar her yerde bulunmaz.
Bu yaşlı amca dilenci gibi duruyordu fakat bir o kadar ton tondu. İstemsiz gülümsemiştim. Ah ne amcacığım, bir bilsen neler yaptıklarımı...
Jk: Haklısın. Ne yapacağım amcacağım?
Tutunduğu bastonu titriyordu. Bu adama amca demek bile yetersizdi!
Yaşlı amca: Senin yaşında bir kıza aşık olmuştum. Senin gibi gaza gelip dansa kaldırmıştım,
İkinci cümlesi biter bitmez öksürmeye başlamıştı. Sırtıma koyduğu ceketi tekrar onun etrafına sardım.
Yaşlı amca: Onun hoşlanmadığını sanıyordum. Benimle dalga geçiyor, sürekli bulunduğum yerde bulunuyor, arada gereksiz trip atıyor ya da çok konuşuyordu! Meğersem, kadın benden hoşlanıyormuş. Sana diyeceğim şey, herkesin sevme şekli farklıdır evlat.
Bu dediklerini biraz düşünmüştüm. Daha sonra tebessüm edip amcaya tatlı cümleler kurup yanından ayrıldım. Ceplerimi karıştırdım.
Jk: Tanrım, param!
Geri amcanın bulunduğu yere gittiğimde, adam yoktu...
Jk: Baba...
O adam babamın yaşlı hâliydi. Ve bu anı ne kadar hayal olsa da görmüştüm. Gözlerim dolmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PØLİGØN -Taekook-
FanfictionBirbirine kin besleyen Jeon ve Kim soylarının en küçük torunları Jungkook ve Taehyung idi. Partide yaşanan bir kavga sonucu bu iki soy ağır yaralanmıştı. Jungkook, annesinin çalıştığı yerde çalıştığı için silah kullanmayı adı gibi biliyordu. Fakat...