kanlı katil

25 3 3
                                    

Burak'ın ağzından:

Arabayı hızla süren bartının hızı yetmiyordu bana "bartın bassana şu gaza bak, gitmiyor araba kızın başına birşey gelicek s-" bartın lafımı kesti " basıyorum amınakoyayım napıyım f-16 motorumu takayım arabaya" o da haklıydı ama içim içimi yiyordu

~8dakika sonra~

"Bu ev mi?" Diye sordum bartına, bartın sadece kafa sallamakla yetindi. İçeriye gir- pardon daldık. Bartın evdeki her kapıyı kırarcasına açtığında onun arkasından koşmaktan başka birşey yapmıyordum son kapıyı açarken birşey mırıldandı"şimdi siktim belanı" böyle konuşunda kendine sövüyormuş gibi hissetmiyormuydu? Kapıyı açıp içeri girdiğimizde o adam kızı s dur birdakika NE?!! kızı söyuyormuydu benmi yanlış görüyordum HASSİKTİR... Bartın Can'ı kızın üstünden koparırcasına çekti ve boğazından tutup duvara yapıştırdı, adamın beynindeki zonklamayı ben bile hissettim şu an "can sen ne ayaksın oğlum KURTULAMAYACAKMIYIZ BİZ SENDEN" lafına daldım "bartın tamam bırak" devam edecektimki sözümü kesti "SİKTİRTME BARTININI" o şu an bartın değildi karşımdaki adam Bela'idi... Lafına devam etti bartın " Burak şu kızı al kimseye çaktırmadan bizim yan eve götür ben de şu siktiğimin herifini depoya götürücem" küfür ağzından öyle bir çıkmıştıki tısladı resmen. Başımı sallayıp yataktaki kızı alacaktımkiiii- neyse kızın üstüne çarşafı örtüm önce "bela bıçak varmı yanında" bartın gözlerini canın gözlerinden, elini canın boynundan ayırmadan cebinden çıkardığı bıçağı bana uzattı, kızın ayak ve kollarını çözdükten sonra bıçağı bartına geri verdim. Kızı kucağıma aldım çok güzeldi eğer evlenmeseydim kesin benim olurdu sonuçta ben istediğim her kadına sahip olabilirdim. Kızı arabanın arka koltuğuna yatırdım ve sürücü koltuğuna geçtim...

~30 dakika sonra~

Vela'nın ağzından:

Depoya girdiğimde köşede tartışan bartın ve Burak abim görüş alanıma girdi. Kafamı hafif çevirdiğimde ise sandalyede bağlı adam. Arkamda binbir ağletin olduğu masaya yaslandım ve ses çıkarmak için boğazımı temizledim. Abilerimin bakışları hemen bana döndü bartın abim bir tepki vermezken Burak abim yerinden toparlandı kendi abim bile benden korkuyordu  hayır benden değil kanlı katilden korkuyordu ve şu an depodaki zaten vela değildi. "bu herif kim" sert çıkan sesim ile bela yanıma geldi "namı değer can" güldüm bu adammı "Berat sönmezin sağ kolu olan can lakabı ateş olan berat sönmezin sağ kolu olan can" dedim küçümsercesine "ta kendisi" diye yanıtladı beni bela "konuştümü peki" bu sefer bana cevap veren Burak abim idi "konuşsaydı burda olmazdın güzelim" sandalyede oturan adama doğru yaklaştım ağzı burnu kan içindeydi ağzındaki kanı pandolonumun üstüne tükükürdü. Arkadan Burak abimin gülme sesini duyduğumda arkamı dönmeden konuştüm "birazdaha gülmeye devam edersen seni can'a oturturum duydunmu beni" arkamdaki gülme sesi aniden kesildiğinde, karşımdaki adamın yüzüne bir yumruk geçirdim ve gözlerine baktım cık bu adam konuşmazdı bunun gibileri bakışından anlardım çok iyi eğitilmişti. Arkamı dönüp kapıya doğru yürüdüm. Burak abim beni kolumdan tutup kendine doğru çevirdi "en azından bir denesen" ona göz devirdim ve yürümeye devam ettim tam kapının kolunu indirecektim ki bela yanıma gelme zahmetini bile göstermeden arkamdan seslendi  ne diye bilirimki o bela " bir kıza tecavüz ederken yakaladık onu" kolunu indirdim iyi yerden vurdu şerfsiz peki kazandın bela. arkamı dönüm tekrar masaya geldim ve elimi aletlerin üstünde gezdirdim "vücudunda en çok nereni seviyorsun can" can bana cevap vermedi eh ben olsam bende vermezdim "can biliyormusun vücudunda en çok parmak uçlarında sinir hücresi vardır sinirler ne işe yarar biliyormusun?" Can beni yine yanıtsız bırktı "Burak ellerini bağla öyle bir şekilde bağlaki parmakları dışarda kalsın ama haraket ettiremesin" Burak abim dediğim şeyi yaparken belaya döndüm " bunları beğenmedim daha değişik bir şey yok mu" bela beni yanıtsız bırakmadı " önünde şu an 1128 tane alet var ve sen daha değişik şeyler mi istiyorsun?" Ona göz devirdim ve cebimden törpümü çıkardım en eskimez işkence yöntemi. Cana doğru yürüdüm Burak abim işini halletmişti "bela bana yeni kıyafetler borçlusun bunları daha yeni almıştım" belanın yanındayken siyah derin dekolteli croplar ve pantolon, tayt giyiyordum ama doğanın ikizimin yanında annemin babamın yanında çiçekli elbiseler, ayyy içim sıkıldı. Canın önünde bağdaj kurarak oturdum "en çok hangi parmağnı seviyorsun?" Can Gine cevap vermedi "dilini kesmeyi düşünüyordum ama gerek yok galiba" püf sıkıldım. Parmağnı aldım ve parmak ucunun etini törpülemeye başladım şu an canı pek acımıyordu ama birazdan törpülenen derisi değil sinir uçları olunca kıvranacaktı "beni konuşturmak için bu acıdan fazlasına ihtiyacın var güzelim" Allahım sabır ver. Burak öne atladı "birdaha söylesene" candan beklenmeyen bir hamle geldi "güzelim bunlar ne diyor"  can 1-burak 0 Burak öne atıldı ama bela onu durdurdu durdurmasaydı bir bok yapabilecekti sanki "bana bak senin o dilini kökünden söker g-" bela sözünü kesti "Burak terbiyeli ol biraz müsafirimize karşı" Burak abim ağzında bir küfür mırıldandı ve tekrar cana döndü " bak it herifciğim senin o dilini yerinden ilevi bir şekilde narincenin zıttının kibar halini bilmiyorum kusurabakmayın, kökunden söker münsaip bir şekilde mabadına montelerim anlaşılabildimmi canım anladınmı cananım" Burak'ın canla olan konuşması gülmeme sebep olurken biraz daha hızlandım. Yüzüme fışkırsn kan ile sınır uçlarına geldiğimi anladım Burak abim ise kusmakla meşguldü bu mide ile nasıl "mafya" olmuştu anlamadım gitti can bağırmaya başladığında ise hızlandım birazdan acıdan bayılacaktı. Sinir uçları tamamen törpülendiğimde bayılmıştı "bez lazım bana" bela bana ters ters baktı "ne kan kaybından olmesinimi istiyorsun?" Bela gömleğini çıkartıp bana fırlatı ne yaptı ne, gömleğini çıkartıp bana fırlattı ooofff peki gömleği yırttım ve bir parçasını adamın eline doladım. Bir sigara yaktım...

~10 dakika sonra~

Yatakta uyuyan kızın yanında üstümü çıkardım kırmızı gölgeli siyah kol detaylı bir crop giydim, aslında tam crop sayılmazdı belimin hemen biraz aşağısında bitiyordu. İçeri giren Burak ile irkildim "aa af edersin çalmayı unnutum şey diyicektim ben şey ee uyandı" dedikten sonra çıktı bu adam beni öldürüyordu. İçerden kavga sesleri geliyordu Burak abim kızı yanlış yere getirmişti.

Tekrar masaya doğru yürüdüm bu sefer ne yapacağımı biliyordum. Masadaki küçuk şişeyi aldım ve canın karşısına çöktüm "genelde evlenme teklifini erkekler yapar güzelim ama sen bilirsin" Burak tam ağzını açacaktıki durdurdum onu "git burdan" Burak istemesemde belanın zoru ile çıktı "şimdi tekrar deniyelim can" şişenin kapağını açtım     "bela bela bela ,harbi belaymışsın he ama bunu yaparsan doğanın yerini nasıl öğreneceksin cık cık cık" it herif. şişenin kapağını kapatım ve belaya döndüm telefonla Doğayı arıyordu  "neden açmıyor bak eğer ona zarar verdiysen seni doğuduna-" kibar olmayı bırak artık bela. Canın yanına gelip bir yumruk indirdi yüzüne "bana bak ona zarar verdiysen  Edirne'de yaptığımı burdada yaparım anladınmı" can abimi takmadı bile canına susamış galiba. Abim bana küçük bir bıçak uzzatı bu bıçağı biliyorum kendisine özel dövdürtmüştü bunu kesmiyordu çiziyordu ama canı yakmak için tasarlanmıştı abim normalde bunu kendisinden başka kimseye kullandırtmazdı. Bıçağı ondan aldım canın kafasını tek elimle geriye doğru yatırdım "gözünü açık tutabilirmisin" bela yanıma geldi ve iki parmağı ile canın gözünü açtı can bağrırken korneasına seri derin ve sert çizikler attım bu çizikleri en iyi doktorlar bile düzeltemezzdi artık ölene kadar onunlaydılar kafasını bıraktım "tamam bela git" bela canı bıraktı elimden bıçağı aldı ve kızın uyuduğu odaya girdi...

Bartın'ın ağzından:

Yatakta yatan kızı izliyordum boynunda kolunda kafasında morluklar vardı. Burak doğayı almaya gitmişti. Yatakta hareketlenen kız ile sigaramı söndürdüm ve yanına yaklaştım nefes nefese çırpınıyordu, iyide bağlı değilki. Sakinleşmesi için kolunu tutuğumda bağırdı "DOKUNMA BANA!" hızla elimi geri çektim "tamam sakin ol İdil geçti can burda değil, tamam" sakinleşen kız yatakta oturdu ve kaşlarını hafifçe çatarak bana baktı
"Sen kimsin?" Al işte oldumu bu şimdi "ben doğanın abisiyim, bartın belki doğa bahse-" içeri giren Doğa ile lafım kesildi "idilimmm iyimisin" doğa idile sarıldı "iyiyim doğa sadece korktum biraz" doğa bana döndü "İdil bu benim abim bartı-" içerde kopan gürültü ile vela odaya daldı "kaçtı şerefsi-" ortamı görünce sustu...

Evet bu sefer biraz garip bir bölüm yazdımmm velayı sevdinizmii onu güçlü bir karakter yapıcammm sonraki bölümde görüşürüz uuummmmmmaahhhhhhhhh

Kader bağıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin