8

361 32 23
                                    

Kahvaltı masasındaydık. Yemek yapmak yerine bu sefer dışarıdan söylemişti ki zaten kahvaltılık olduğu için biz yapsakta pek yorulmazdık. Sofrayı hazırlarken kalkmamı istememiş herşeyi kendisi kurmuştu.
Sonunda ikimizde oturduğumuzda onu incelemeyi bırakıp masaya döndüm.

Birkaç lokmanın ardından sesini işittim.

-Yara bantlarını çıkarmışsın.

-Evet. Yüzümü yıkayacaktım bu sebeple çıkarttım.

Kafasını sallayarak gülümsemiş sonra diğer elimi göstererek konuşmuştu.

-Kahvaltıdan sonrada pansuman yapalım ona.

Ufak mırıltılar ile onu onayladığımda kahvaltının sonuna kadar sessizlik hüküm sürmüştü. Kahvaltıdan kalktığımızda ise benim kalkmama yine izin vermemiş, herşeyi kendisi toparlamıştı. Ardından beni salona geçirip kendisi pansuman için malzeme almak adına yukarıya çıkmıştı. Beni artık salona getirmesi ve üzerime kapıyı kilitlememesi beni mutlu ederken ,Hyunjin yeniden salona giriş yapmıştı.

-Evet prenses hazır mısınız?

Başımı olumlu anlamda salladığımda o malzemeleri çantadan çıkarmakla meşguldü. Çıkardığında yüzüme baktı ve "acımayacak" diyerek cesaret verip elimi vermem için elini uzatmıştı. Elimi ona uzattığımda diğer eli ile sargıyı açmaya başlamıştı.
Sargıyı açtığında yaranın derinliği ile canımın yanması aklıma gelirken dudağımı ısırmaya başladım. Dudağım kuruluğu ile kendini belli edip canımı dahada çok acıtırken, bir lip balm istemeyi aklıma not ettim. Hyunjin bu sırada canımın acımaması için yavaş ve narin hareketlerle yarayı temizliyordu.

Krem de sürüp bu sefer yeni bir sargı ile sardığında, en son elimi öpüp bana tebessümünü bahşetmişti. Bende ona gülümsediğimde sormaya karar verdim.

-Şey, Hyunjin acaba bana lip balm alırmısın?

Sabahki olayı hatırlamamasını umarak gözlerimi kaçırdığımda, yavaşça başını salladı ve konuştu.

-En yakın zamanda alırım. Ama dudakların çok kurumuş o zamana kadar benimkini kullan.

-Teşekkür ederim.

Dedim ve minnettar bir şekilde gülümsedim. O ise ayağa kalkıp konuştu.

-Yarın alışverişe çıkacağız, o zaman istediğini alırsın. Bir de yarın ki buluşmaya benimle beraber geliyorsun.

-Buluşma mı?

-Evet, partnerim olarak geleceksin. Bu yüzden sana yarın elbise almaya çıkacağız. Bu arada orada Changbin ile tanışabilirsin. Ama bir sorun çıkarmadığın taktirde

Changbin dedi. Tanışmak dedi. Oraya mutlaka gitmeliydim. Sevinç ile ayağa kalktım ve ona yeniden sıkıca sarıldım.

-Seni üzmeyeceğimden emin olabilirsin. Çok teşekkür ederim.

O ise beni omuzlarımdan tutarak biraz geriye çekti ve yüzümü görebileceği şekilde durdu. Bende ona baktığımda tereddüt ile sordu.

-Changbin i bu kadar çok mu seviyorsun?

Ne demek Changbin i bu kadar çok mu seviyorsun. Tabikide seviyordum. Müzikleri ile hayatıma girmişti ve resmen ayrılmaz bir parçam olmuştu. Olumlu anlamda başımı salladığımda tekrar beni çekip sarılmıştı. Ne oluyordu ona? Garip davranıyordu. Sarılmayı bıraktığında yeniden konuştu ve salondan çıkıp merdivenlere yöneldi.

-Gel benim lip balm ımı vereyim. Dudakların kurumuş görünüyor.

Kafamı sallayıp onu takip ettim. Onun odasına geldiğimizde çekmeceyi açtı ve biraz aramanın sonunda lip balm ı buldu. Bana yaklaşırken kapağını açtı ve sürülebilecek boyutta açtı. Ardından yavaşça çenemi tuttu ve dudaklarıma yavaşça sürmeye başladı. Büyük bir dikkat ile dudaklarım üzerinde lip balm ı hareket ettirirken ben nefes alamıyordum. Ciddiyeti ile yakışıklılığı birleşince ayrı bir kalp çarpıntısı yaratıyordu vicdansız. Ayrıca ben şuan onun sürmüş olduğu lip balm ı kullanıyordum!!! Kalbim eriyor.

Sonunda sürdüğünde çenemdeki eli çekilmiş ve oda lip balm ın kapağını kapatıp almam için bana uzatmıştı. Ama benim aklımda şuan sadece biraz önce büzmüş olduğu dudakları vardı. Sabah hissetmiş olduğum yumuşaklığı yeniden istiyordum. Ve cesaretimin son damlalarını da harcayıp kelimeleri döktüm.

-Şimdi nemlendirici var dudaklarımda.

Dedim ve yapıştım sevdiğim adamın dudaklarına. Dolgunluk ve yumuşaklık beni mest ederken o şaşırmış ve gözleri büyümüştü. Ben ise huzuru çıkartmak adına gözlerimi yumdum. Tabiki benim gibi çekingen ? ve utangaç birisi olarak bunu devam ettirmedim ve hemen geri çekilip arkama bile bakmadan kendi odama koştum. Odamın kapısını kapatır kapatmaz yerdeki kan damlalarını umursamadan kapıya yaslanarak yere çöktüm. Ne tepki verecekti bilmiyorum ama çok tedirgindim. Ama mutlulukta kalbimi çarptırmaya devam ediyordu. Şuan sadece sevinç çığlıkları atmak istiyordum.

Öylede yaptım. Kapıyı kilitledikten sonra yatağa atlamış ve yüzümü yastığa gömerek sesimi azaltmış  çığlık atmıştım. Yüzümdeki eksik olmayan sırıtma ile ayaklarımı sallayarak yatağa vuruyordum. Biraz sakinlediğimde sırt üstü yattım ve yastığımı kucağıma çekerek sarılmaya başladım. Hala bir ses yoktu. Ne tepki verecekti acaba? Ama ilk öpen oydu. O başlattı. Bir baksamıydımki acaba?

Ayağa kalktım ve kapının kilidini yavaşça açtım. Derin bir nefes alarak kapıyı açtığımda gözlerim büyüdü. Kesinlikle karşımda kapıyı tıklamak için elini yumruk yapıp kaldırmış ve gülümseyen bir Hyunjin beklemiyordum. Panik ile kapıyı yeniden sert bir şekilde kapattım. Derin derin nefesler alırken sesini işittim.

-Hyejin?

Kaçış yoktu. Bu kapımı eninde sonunda açılacaktı. Kendime cesaret vererek rahatlamak adına sesli bir nefes verdim dışarıya. Kapının kolunu yavaşça indirdim ve yine aynı yavaşlıkla kapıyı açtım. Tepkisini bilemediğim için yüzüne bakamıyordum. Beyaz çorap giyiyormuş ne acayip. Gerçi bende en çok beyaz seviyorum. Ah ne düşünüyorum ya offf.

Kapı açıldığında bana doğru bir adım attı. Ve çenemde bir el hissettim. El yüzümü yukarı doğru kaldırmamı sağlarken ben hala yüzüne bakamayacağım için gözlerimi bu seferde sol tarafa dikmiştim. Kapılar ne kadarda ilginç değilmi?

-Hyejin yüzüme bakarmısın?

Soru değil ama bir emir de değildi. Sadece bir istekti ama ben o kadar kapılmıştım ki direkt gözlerimi gözlerine çevirdim. Derin ama tedirgin bakıyordu. Yeniden dudaklarını araladı ve konuştu.

-Sana sadece bir kez soracağım. Düzgünce cevapla tamam mı?

Soruyu zaten biliyordum. Kafamı yavaşça salladım ve konuşmasını bekledim.

-Beni gerçekten seviyor musun?

Cevap zaten belliydi ama ne tepki vereceğini bilmediğim için kelimelere dökemedim ve usulca kafamı olumlu anlamda salladım. O ise tepkisini sevineceğim yönde kullandı ve gülümsemesini büyüterek beni kendine çekip sıkıca sarıldı.

-Seni seviyorum.

Onun dudaklarında bana hitaben dökülen kelimeleri duyduğumda bende gülümsemeye başlamıştım. Şuan ölsemde gam yemezdim. Boşta duran ellerimi kaldırıp beline sardım ve sıkıca sarıldım.

➳༻❀✿❀༺➳
Bu gün ki 2. Bölüm
Neden okunmuyor?
Bir çiftimiz daha kavuştuu.
Ama daha bitmedii.
Bir sonraki bölüme kadar sağlıcakla ve mutlu kalın öpüldünüzzz <333

Mafia Love || Hwang HyunjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin