Hayat zor olduğu kadarda bazen bir hiç ummadığımız bir yerden bizi mutlu etmeye meyillidir. Trende karşılaştığım adamı asla hayatımda görmemiştim. Ve bu yaşta profesör olmasıda çok ilgimi çekmişti.
Konuşma sırasında sadece iki kez göz göze gelmiştik o an gözlerine baktım. Gözlerinde gördüğüm şey yabancı değildi bana, onunda gözlerinde acı vardı.
Kim bilir neler yaşamıştı ve bunun sonucunda herşeyden uzak durmak için profesörlüğü seçmişti.
Tren yolculuğunun sonuna geldiğimizde ilk kopartımandan çıkan o olmuştu. Arkasına bile bakmadan çıkmıştı. Bana olan önyargısıda bana tanıdık bir duyguydu sanki insanlar onunla kendi olduğu için ilgilenmiyor gibiydi. Ama o adam kimdi ki?
O çıktıktan sonra Okul Formamı giydim. Kopartımandan dışarı çıktığımda neredeyse az kişi trendeydi. Trenden indiğimde ağaçların arasından Hogwarts'ı gördüm. Her zamankinden farklı bir aura hissetmiştim. Artık emindim bu yıl çok farklı geçecekti.
~°•In the Great Hall•°~
“Evet Öğrenciler Sessiz Olun!”diye bağırdı McGonagall.
Ve ardından konuşmaya başladı.
“Bu yılda geçen yıla kıyasla bir çok değişik oldu, ilk olarak öğretmen kadromuzda Karanlık Sanatlar profesörümüz olan Bay Potter’ı görmekten onur duyarız”dediğinde fısıldamalar başlamıştı.
Bense duyduğumu sindirmeye çalışıyordum. Öğrencilerden birisi,
“Potter'mı? Harry Potter'mı? Karanlık Sanatlar profesörümüz o mu?”dedi. Fısıldamalar devam ediyordu. McGonagall'onları susturmak için.
“Sessizliik!”diye bağırmıştı.
Öğrenciler haklıydı. O Harry Potter’dı. Yeşil gözler, kuzgun siyahı saçlar ve yara izi. Voldemort’u tek başına yenip tüm Ölüm Yiyenleri tek başına deşifre eden kişi.
Tüm Ölüm Yiyenler onun yüzünden Azkabandaydı annem bile...
Onu suçlamalı mıydım? O isteseydi annemi kurtara bilir miydi? Ama onu tanımıyorduki. Bunları düşünürken kafam çok karışmıştı. Ama yinede ister istemez hafif bile olsa içimde o kini hissettim.
Annemin bir suçu yoktu ve o şuan onun yüzünden Azkabandaydı...
Bütün derslere girmiştim en sonunda bitti diye sevinirken sevincim McGonagall'ın odasına çağırılmam ile yerle bir oldu.
Çünkü McGonagall'ın beni çağırma nedeni ya ceza almıştım yada bana bir görev verecekti. En sonunda koridorun sonundaki heykele vardım şifresini söyledim.
İçeriye girdim yanlız ben olmadığımı farkettim Profesör Flitwick ve O oradaydı Harry Potter.McGonagall yüzünü çevirerek bana baktı.
“Beni çağırmışsınız efendim?”
“Sizi rahatsız etmek istemezdim ama bu sefer gerçektende size ihtiyacım var”dedi. Sustum ve o yine konuşmaya devam etti.
“Mrs.Avery ilk dönemlerin ders programlarında sorunlar var”
Ben onu dinliyordum.
“Hepsi karmakarışık ve öğrencilerin kafası karışıyor, bu yüzden sizden istediğim 1 hafta içerisinde Slytherin ilk dönemlerine verilecek ders programını anlaşılır bir şekilde düzenlemeniz”
“Ama bu haftalarımı alır ayrıca ödevlerim var ben yapamam”
“Bir kereliğine mahsus ödev konusunda size taviz verilecektir ama bu seferlik işiniz bittikten sonra ödevlerinizin hepsini eksiksiz yerine getirmeniz gerekicek”
“Ama ben tek başıma yapamam”
“Tek başına yapacağınızı kim söyledi? Bu konuda Bay Potter size yardımcı olacak”
~°•Bölüm Nasıldı?•°~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑻𝒉𝒆 𝑩𝒍𝒂𝒄𝒌 𝑨𝒖𝒓𝒂|•𝑯𝒂𝒓𝒓𝒚 𝑷𝒐𝒕𝒕𝒆𝒓•|
FanfictionAurora Avery, 3 yıl boyunca Norveç'te yaşamış orada eğitim almıştır. 13 yaşındayken ailesinin Azkabana girmesi nedeniyle geri dönmek zorundadır. Ama geri döndüğünde hiç bir şey geride bıraktığı gibi değildi.Voldemort ölümuştu. İskoçya 3 yılda tamame...