|•Chapter:7•|

77 7 0
                                    

~°•After 3 Months•°~

Profesör Potter'ın bana ders vermesinden tam 3 ay geçmişti. Bu 3 ay içerisinde ona dahada bağlandığımı hissediyordum.

Her bana ders vereceği zamanları heyecanla beklerdim. Ve o bana ders anlatırkende aklım hep ondaydı.

Ama en garibi de evet normalde samimiydik ama derslerde herkes bizim birbirimizden haz etmediğini düşünürdü.

Çünkü hep bana soru sorar ve bunun sonucundada hep puan kırardı. Yanlız bana öyle davrandığını zannediyordum ama daha sonra farkettim ki tüm Slytherin'lere karşı öyle.

Bu gün ne Ksks dersim vardı nede Profesör'ün vereceği özel ders. Bu gün onu goremeyecektim ve bu canımı sıkmıştı.

Onu seviyordum, hemde tüm kalbimle. Önceleri bunun sadece hoşlantıdan ibaret olduğunu düşünsemde, en sonunda onna aşık olduğumu kabul etmiştim.

Bunu ona ne zaman söyleyeceğimi bilmiyorum. Ama korkuyorum. Büyük ihtimalle reddedecekti. O beni sadece öğrencisi olarak görüyordu. Ama ben onu bir öğretmenden daha fazlası olarak görüyordum.

En sonuncu dersim bitkibilimdi. Profesör Longbottom'un dersiydi. Aynı Profesör Potter gibiydi. Küçük çaplı araştırmalarım sonucunda Profesör Potter'la Longbottom'un aynı dönemde okuduğunu, hatta iyi arkadaş olduklarını bulmuştum.

En sonunda ders bitmişti. Bende dikkat çekmemek için etrafta biraz dolaşacak sonrada kimseyle çaktırmadan bahçeye çıkacak oradanda kara göle gidecektim.

Eğer yakalanacak olursamda hastalandım diyecektim.

Öğrencilerin kalabalık olduğu anlar benim için en iyisiydi. Öğrencilerin arasından yavaş yavaş geçerek en sonunda dışarıya çıkmayı başarmıştım.

Hava biraz kararmıştı. Neredeyse akşam olacaktı.
Ama etrafı görmeme yetecek kadar ışık vardı.

Ağaçların arasından giderek en sonunda kara göle ulaştım ama sesler duyuyordum. Profesör Potter? Onun burada ne işi vardı?

En çılgını ise yanında siyah bir köpek vardı ve onunla konuşuyordu. Oradan ayrılmak istedim ama kuru bir dala basmam ile dikkatleri üzerime çektim.

Beni görmüştü. Gözlerimin içine bakıyordu sorgular gibi. En sonunda benim onun yanına gittim.

“Aurora burada ne işin var?”

“Ben sadece... Hep gelirim buraya ve sizi görmem şaşırttı”

“Bu saatte dışarıda olmamalısın yakalanırsan ceza alırsın”

“Bir bahane uydururum ben”

“Yinede bu doğru değil”

“Ben hep gelirim yani sizin bana ders vermediğiniz günler gelirim buraya”

Bir cevap vermedi.

“Aurora...”dedi ve ardından.

“Senin özel derse ihtiyacın yok”dedi.

“Hayır! Yani elbette var...”

“Öz geçmişine baktım... Ve Ksks'dan zayıf bir notun yok....”dedi ve sustu.

Tam ağzımı açacakken yine konuşmaya başladı.

“Ve sana 3 ay boyunca verdiğim derslerin hiç birini dinlemedin ve bana dersten alakasız sorular verdin... Mesela ilk dersimizde ben sana Patronusun nasıl yapıldığını anlatmamıştım... Ben sana sadece Ruh Emicilerin nasıl yarandığını ve nasıl durdurulduğunu anlatmıştım...”dedi.

Kalbim küt küt atıyordu.

“Dersi dinlemedin... Çünkü ihtiyacın yoktu, varsa bile belkide aklın başka yerdeydi...”dedi ve sonrasında ise;

“Belkide Aklın Bendeydi...”dedi.

𝑻𝒉𝒆 𝑩𝒍𝒂𝒄𝒌 𝑨𝒖𝒓𝒂|•𝑯𝒂𝒓𝒓𝒚 𝑷𝒐𝒕𝒕𝒆𝒓•|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin