“Yavaş, yavaş gözlerini açıyor...”
“Kendinizi Nasıl Hissediyorsunuz?”
Gözlerimi açtığımda başımda Profesörlerin durduğunu gördüm.
“Kendizi nasıl hissediyorsunuz Mrs.Avery?”
Konuşacak halim yoktu. Bedenimin tümü ağrıyordu.
Haraket etmeye çalıştım, ama hareket etmeye çalıştıkça kemiklerim ağrıyordu.“Konuşarak yormayalım lütfen, cevap vermemesi tamamen normal bir süre sonra tamamen iyileşecek o zamanda konuşmaya başlayacak”dedi Madam Jessica.
“Gerçekten iyileşirmi?”dedi arkadan bir ses.
Başımı kaldıramadığım için göremedim. Ama sesinden tanımıştım.
“Mr.Potter? Sizin burada ne işiniz var?”dedi Madam Jessica.
“Çünkü Mrs.Avery şu an kendileri yüzünden burada yatıyor”dedi McGonagall sinirli bir sesle.
“Neyseki şanslıyız eğer Mr.Longbottom Ksks sınıfına gidip Mrs.Avery'i görmeseydi herşey için geç ola bilirdi”
“Ben... Gerçekten üzgünüm sadece cezalandırmak istemiştim, böyle olacağını düşünemedim”
“Öncelikle Profesörler ceza olarak büyük bir sınıfı tek başına bir öğrenciye temizlemesi için bırakmazlar, eğer bir yeri temizleyeceklerse o yer çoğunlukla kütüphane olur, ikinci olarakta bu konuyu sizinle odamda detaylı olarak konuşacağız Mr.Potter”
“Ben üzgünüm... Böyle olacağını hiç tahmin etmemiştim”
Sesi titriyordu. Pişman gibiydi sanki, ama haklıydı böyle olacağını düşünemezdi burada olma nedenim dikkatsizliğimdi.
“Mrs.Avery’nin dinlenmesi gerekiyor şimdi sizden çıkmanızı rica edeceğim, biraz iyi olduğunda yine gele bilirsiniz”
“Elbette, iyi günler Mrs.Jessica”
“Bu sizin içinde geçerli Mr.Potter sizden çıkmanızı rica etmeliyim”
“Kalmam mümkün değil mi?”
“Dediğim gibi Mrs.Avery dinlenmeli, fazla konuşarak onu rahatsız etmemeliyiz”
“Konuşmayacağım... Sadece kalmak istiyorum”
“Profesör McGonagall onaylarsa kala bilirsiniz”
“Lütfen... Rahatsız etmeyeceğim, lütfen kalmama izin verin...” dediğinde Madam biraz düşündü ve sonra.
“Pekala kala bilirsiniz, ama dediğim gibi fazla konuşup rahatsız etmeyin”diyerek oradan ayrıldı.
Uykum geliyordu diye gözlerimi kapattım. Ama ayak seslerini duyuyordum. Bir süre sonra birisinin yanımda oturduğunu hissettim. Bir süre sonra yanağıma değen el ile irkildim.
Yanağımı okşamaya başladı. Ve en sonunda kulağıma doğru fısıldayarak;
“Özür Dilerim... Söz veriyorum iyileşeceksin...”dedi.
Uyduğumu zannediyordu. Yanağımı okşaması hoşuma gidiyordu. Keşke bu sonsuza kadar devam etse diye düşündüm.En sonunda elimi yanağımdan çekti.
Gözlerimi açtım baş ucumda olduğunu farkettim.
Bana bakıyordu, çok üzgündü. Gözlerimi açtığımı görünce yüzünde tebessüm oluştu.“İyi misin?”dedi. Konuşmaya çalıştım ama izin vermedi.
“Konuşarak kendini yormaman gerekiyor”dedi.
Ve ardından Madam Jessica geldi.
“İksir hazır bunu içmeniz gerekiyor Mrs.Avery”
“Peki nasıl içecek hareket edemiyor ki?”
“Merak etmeyin sandığınız kadar ciddi birşey yok sadece kemikleri ağrıyor verdiğim iksir bunun için”
“Yapabileceğim birşey var mı?”
“Sadece kafasını biraz kaldırmanız yeterli”
Dediğinde kafamı biraz kaldırdı. Madam Jessica ise iksiri yavaş yavaş içirmeye başladı. Ekşi bir tadı vardı. En sonunda.
“Bir kaç saate ağrısı azalır ondan sonrada rahatça konuşa bilir”diyerek gitti.
O hala başımın üzerindeydi. Benim için endişelenmesi hoşuma gitmişti. Ama bunların hepsini sadece pişman olduğu için yaptığı gerçeği aklıma gelince içinde bir boşluk hissettim.
Daha sonra onun sadece bir profesör olduğunu ve böyle düşünmemem gerektiğini düşündüm. Ayrıca benden yaşça çok olmasada büyüktü. Ama kendime engel olamıyordum. Benimle ilgilenmesi hoşuma gidiyordu.
Yaklaşık yarım saat sonra ağrımın biraz hafiflediğini hissettim. O hala başımın üzerindeydi ve kitap okuyordu.
“B-beni affettin mi?”dedim güçlükle.
Bana baktı ve daha sonra.
“Affettim...”dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑻𝒉𝒆 𝑩𝒍𝒂𝒄𝒌 𝑨𝒖𝒓𝒂|•𝑯𝒂𝒓𝒓𝒚 𝑷𝒐𝒕𝒕𝒆𝒓•|
FanfictionAurora Avery, 3 yıl boyunca Norveç'te yaşamış orada eğitim almıştır. 13 yaşındayken ailesinin Azkabana girmesi nedeniyle geri dönmek zorundadır. Ama geri döndüğünde hiç bir şey geride bıraktığı gibi değildi.Voldemort ölümuştu. İskoçya 3 yılda tamame...