6- DUVAR BOYASI

49 4 0
                                    

Dün Gül Sibel teyze, oğlunun birkaç gün burada olmayacağını, il dışına gideceğini söyledi.

Ben de sıvadım kolları. Tüm eşyaların üzerini örttüm. Alihan boyaları aldı. Renk renk boyalar!

Evi baştan aşağı temizledik, tüm duvarları ak pak ortaya çıkardık. Camları sonuna kadar açtık ki, tiner kokusu bizi boğmasın. Kafamızı bulandırmasın.

Duvarları boyamaya başladık, "Annen bir daha aradı mı seni?" dedi birden.

"Hayır." dedim, "Aramadı ama kesin seni aramıştır."

"İkimizi söyledim ona, çok sevindi."

"Öyle mi?" dedim, "Alaz delisinden de bahsettim." dedi.

Fırçayı bıraktım, "Ne dedin?" dedim, "Evin sahibi olduğunu bilmiyor ama manyak bir komşun olduğunu biliyor." dedi gülerek.

"Bayağı bir dedikodu yapmışsınızdır o zaman." dedim, başını salladı, "Psikolojik teşhisler yaptı."

"Annem de onun kadar deli!" dedim fırçayı tekrar elime duvara sürterken.

Alihan sesini çıkarmadı, annemle aramın ne çok yakın ne deok uzak olduğunu bilir. Orta seviyede, sınırları olan bir anne kız ilişkimiz vardı onunla.

Çok yakın değildik yani, benim sırlarımı annem bilmez, babam da dinlemez. Anneme kendim anlatmam, babama anlatabilirim de o dinleyip anlamak için çabalamaz.

Bir tek Alihan var beni dinleyip anlayan, o da bir gün sıkılıp gider... Birkaç gün sonra Alaz'a bu kadar takılmama da sorun olacak onun için, aklına bin bir türlü şey gelecek...

Sonra tartışmalar başlayacak ve o birgün sessizce çıkıp gidecek hayatımdan.

Korkum onun gitmesi değil, o gidebilir. Onu esir edemem. Benim korkum burada, tek başıma çaresizce kalmak...

Salonun duvarını pastel bir maviye boyadıktan sonra aranın duvarlarını da farklı bir renge boyadık.

Sıra sıra her odagı boyadık ve en sonunda dünden kalan pudinglerden birer kase alıp kendimizi kanepeye, hemen televizyonun karşısına attık.

Favori dizimize baştan başladık.

Dizinin ortasında Alihan sıkıntılı bir nefes aldı, "İş bulmalıyız güzelim." dedi. Başını omzuna koydum, "Köşedeki boş odayı ardiye olarak değilde home office olarak kullansak?" dedim.

"Ne iş yapacağız yavrum?" dedi, gülümsedim, "Ben fotoğrafçıyım oğlum!" dedim, "Her türlü etkinliğe giderim."

"Ben de tablo yapıyorum, tablo satarım, evi de kapatacağım zaten, yanına yerleşirim." dedi.

Oturduğum yerde dikleştim, "Olur gel. Çok güzel bir home office yaparız..." dedim. Başımı tutup omzuna koydu, "Harika fikirler var aklımda!" dedi.

"Ama sürpriz." dedi, "Sen eşyaları alırken ben ofisimiz tasarlayacağım."

"Peki!" dedim. "Nasıl istersen?"


Evimin Sahibi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin