11- İLK MÜŞTERİ

32 2 0
                                    

Evin içinde tek bir eşya bırakmadı Alaz. Alihan'ın tüm eşyalarını kendi toplayıp atmıştı. Şimdi benim balkonumda oturuyor, birlikte kahve içiyorduk.

O kendi işleriyle ilgileniyordu, ben de laptobumdan çektiğim fotoğrafları düzenliyordum.

"Fotoğrafçı olduğunu bilmiyordum." dedi.  Gülümsedim, "Modelim olmak ister misin?" dedim.

Başını iki yana salladı, "Fotoğraf çekmekten nefret ederim._" dedi, o konuşurken telefonuma, işletme hesabıma bir mesaj geldi.

Ozan Ordulu: Merhaba, hesabınızı inceledim ve çektiğiniz fotoğrafları çok beğendim, hafta sonu bir doğum günü kutlamamız var. Çekim ücretinizi öğrenebilir miyim?

Siz: Konsept türüne göre fiyatlar değişiyor, çekim başına iki yüz lira alıyorum.

Ozan Ordulu: Aslında fiyat benim için önemli değil, siz hafta sonu için göndereceğim konuma gelebilir misiniz?

Siz: Tabii ki.

Ozan Ordulu: KONUM 📍

Ozan Ordulu: Bekliyor olacağım.

Siz: Ne olursa olsun, bir şekilde oraya geleceğimi bilmenizi isterim.

Telefonu kapattım, "Az önce ilk müşterimle konuştum!" diyerek ayaklanıp Alaz'ın yanına gittim. Heyecanla onun boynuna sarıldım.

"Çok güzel..." dedi, "Kimmiş bu müşteri?"

Ondan ayrılıp masaya oturdum, "Ozan Ordulu." dedim. Kaşlarını çattı, "Tanıdık bir isim..." dedi, "Nereden olduğunu bilmiyorum sadece."

Yüzünü ellerimin arasına aldım, "Hatırlamak istiyorsan, hafta sonu benimle geleceksin." dedim.

Gözleri sonuna kadar açıldı, "Oldu canım, başka bir istediğin var mı?" dedi. Başımı salladım, "Pskiyatra gideceksin..." dedi.

"O iş yaş..." dedi, başımı iki yana salladım, ellerimi yüzünden çekmeden, "Kendin için, iyiliğin için." dedim, "İyiliğimiz için."

"Hiçbir şey bilmiyorum kızım, ne anlatacağım?" dedi, gözlerine baktım, "Şuana kadar hatırladığın her şeyi anlatacaksın, illa ki bir şeyler hatırlarsın." dedim.

Bana bakmadı bir süre, gözleri uzaklara daldı, "Bu zamana kadar, şuan hatırlamak istediğim her şeyden kaçtım." dedi.

"Ailenle ne zaman tanıştın?" dedim, "Altı sene önce." dedi.

Şuan yirmi bir yaşındaydı, başına ne geldiyse on beş yaşındayken gelmiş. Ellerimi yüzünden çekip ellerini tuttum, "Beraber gidelim..." dedim, "Ben senin destekçinim."

Gözlerini yüzüme çevirdi, "Karşılaşacağım, hatırlayacağım şeylerden korkuyorum."

"Korkularından kaçmak sadece sana zarar verir..." dedim, "Beraber gidelim, birlikte randevu alalım sana."

Bana baktı, "Yaşadıklarım gibi, korktuklarım da kimsenin umurunda değil, de mi?" dedi.

Ellerini biraz sıkı tutup, "Benim umurumda." dedim.

Sıkıntılı bir nefes aldı, "Ya senin benden uzaklaşacağın şeyler hatırlarsam, ya da bana yaklaşmaman gereken bir insansam?" dedi, "O zamanda umurunda olur muyum?"

Başımı salladım, "Olursun." dedim, "En yakın arkadaşın benim bundan sonra."

"Teşekkür ederim..."

"İyileş, ben o zaman teşekkür edeceğim sana..."

Evimin Sahibi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin