Telefon birkaç çalışta açılmıştı...
𓃗
Düzgün çekmeyen hat ile çatı katına doğru merdivenleri çıkmaya başladım. Sanki oldukça kalabalık bir yerdeydi ve herkes telaş içindeydi.
Ses biraz olsun düzgün gelmeye başlayınca konuştum
"Alo,Minho! "
"Ahh, Jeongin. Tanrıya şükürler olsun yaşıyorsun. "
"Evet Minho yaşıyorum ama buraların hali ne! Hem sen neredesin! Evinize geliyorum.!!"
"Dur! Jeongin! Olduğun yerden hiçbir yere ayrılmıyorsun. Hem ben evde değilim. Sen neredesin?! "
"Nasıl evde değilim. Tanrım Minho neredesin? Hiçbişey anlamıyorum! "
"Tamam Jeongin sana anlatacağım ama sözümü kesme ve dinle. "
"Tamam anlat!! "Sinirlerim yine gerilmişti. Hiç bişey bilmemek beni sinirlendiriyordu.
"Bak Jeong. Sizin evin kurşunlandığını komşularınız bize haber verdi. Biz gelince baban çoktan ölmüş annen ve sen de yaşıyordunuz. Ambulans sizi hastahaneye kaldırıldı. Annen 3 gün komada kaldı ama malesef teyzem... "
Ardından bir hıçkırık. Niye bu kadar duygusaldı.
"Off! Minho! Beni delirtme anlat ne oldu. Şu an annem ya da babam umrumda değil!! "
Titreyen sesi ile şu an şokla baktığına yemin edebilirim.
"Sikeyim Jeongin! Senin ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu! Öldüler diyorum öldüler. "
"Minho anlatacak mısın ben kendim mi çözeyim. "
"İnanamıyorum! Tamam anlatacağım. Annen ve babanın ölümünden sonra senin hayati tehliken vardı. Annenin ölümünden sonraki gün haberlerde Kuzey Kore sınırlarında nükleer bir sızıntı olduğu ve insanları garip yaratıklara dönüştürdüklerini söylediler. Halk panikledi. Kore'den çıkmaya çalıştı ama uçak seferleri durmuştu. Yaratık bir kasabaya saldırmış ve insanları ısırmıştı. Isırılan insanlar kan kaybından ölmezse onun gibi bir yaratığa dönüşmüş ve 1 haftada şehirlere saldırmışlardı. Onlar ölmüyor Jeongin. Kolunu koparsan dahi ölmüyorlar. Beyinlerindeki bişey yüzünden sadece kafalarından vurulunca ölüyorlar. İnsanlar başa çıkamadı ve başkanın da zombiye dönüşmesi ile ordu yönetimi ele geçirdi. Yaşayan herkesin Seul'e gelmesini ve kurdukları sığınağa ulaşmasını söylediler. Seul'un merkezindeki büyük metroyu yaşam alanına çevirdiler. Şu an ben de buradayım. Hastahanedeki insanların bir imkanının olmadığını söylediler bu yüzden seni yanıma alamadım. Öldüğünü düşündüm. "Tekrar bir hıçkırık sesi duyuldu. 2 haftada bunlar nasıl olmuştu. Artık herşeyi biliyordum ve sinirim biraz yatıştı.
"Peki teyzem ve eniştem? "
"Onlar da yanımda biz iyiyiz. Sen nasıl kurtuldun? Yoksa buraya mı getiriyorlar seni"
"Uyandığımda hastanedeydim. Camdan bakınca şoka girmiştim. Eve ve sizin yanınıza gelmek için çıktım odadan. Merdivenler çökmüştü. Diğer tarafa gidecektim ama kapı kilitliydi. İçerideydiler, saldırdılar bana ama kaçtım. Eve gelirken bir tane daha gördüm. Ayağımı tuttu. Bişey olmaz değil mi? ""Tanrıya şükürler olsun. Hiçbişey olmaz eğer seni ısırmadılarsa sorun yok. "
"Isırmadılar. Şimdi ne yapacağım? "
"Jeongin Wonju'da kimse kalmamıştır. Seul'e gelmekten başka şansın yok ama çok tehlikeli. Isırılmadan gelmen çok zor. "Gözlerimi devirdim. Beni ne sanıyordu. Aptal bir velet mi.
"Minho beni kimse burada tutamaz. Geleceğim. Merak etme beni. O yaratıkların bana karşı hiçbir şansı yok. "
Dalga geçerek kahkaha attım.
"Off Jeongin. Seni tutamam biliyorum ve onları yeneceğini de biliyorum ama onlardan yüzlerce var. Korkuyorum senin için"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sığınak || Hyunin
RomanceJeongin komadan uyandığında bambaşka bir dünya ile karşılaşır. Dünya öncekinden çok farklıdır. Şehirde kalan tek kişi Jeongin'dir ve buradan kurtulmalıdır. Ailesinin olduğu sığınağa ulaşmalıdır. Hyunin Semehyun Ukejeong