Kapımın tıklanması ile ayağa kalkıp açmıştım. Tanımadığım bir adam elinde tepsi ile karşımda duruyordu.
"Bu nedir? "
"Bay Minho yemeniz için gönderdi."
Tepsiyi alıp içeri geçtim. Acıkmış ve susamıştım.𓃗
Ertesi gün çıkmıştım kanlar içinde bıraktığım yatağımdan. Kalkıp banyoya gittim ama su hala yoktu. Oflayıp asansöre bindim. İçeride dünkü mor saçlı adam vardı. Umursamayıp sert suratım ile içeri girdim. Birkaç kat inmiştik
"Senin hakkında çok şey duydum."
Konuşması ile şaşırsam da belli etmemiştim.
"Duyduklarının çoğu yalandır."
"Ben de öyle düşünüyorum. Bir katil olamazsın yani."
Alayla sırıtıp
"Belki de öyleyimdir."
dedim.
Konuyu değiştirip yüzündeki belli belirsiz sırıtma ile konuştu.
"Her zaman Minho'nun yanındaydım. O zombiler ile dolu otelde karşıya nasıl atladığını ve bir zombiyi deştiğini gördüm. Doğrusu çok iyiydin."
Bişey demeyip omuz silktim. Asansör en alt katta durduğunda ona dönüp
"Katil olduğum hakkındaki dedikodulara inanma zaten bugün herşeyi açıklayacağım."
Ona bakmadan arkamı dönüp gitmiştim.Yemekhaneye doğru gittim ve gözlerimi koca alanda gezdirdim. İçeri girdiğim gibi bütün gözler bana dönmüş ve dünkü gibi dehşet, korku ve çekinen bakışara maruz kalmıştım. Köşedeki masada Minho'yu görmem ile oraya doğru gittim.
"Nasıl oldun? "
"İyiyim."
Bana bakan çekinmiş gözlere bakmış ve masaya oturmuştum. Birkaç gündür çok az yemek yediğim için alışmıştım, canım bişey istemiyordu.
"Yemeyacek misin? "
"Aç değilim. "
"Senden hala bir açıklama bekliyorum."
"Sonra"
Benim bu hallerime alışık olduğundan susmuş ve önüne dönmüştü.Masadaki diğer kişileri baştan aşağı süzüyordum. Rahatsız olmaları umrumda değildi. Minho uyarıcı bir şekilde boğazını temizleyip bana döndü.
"Ahh doğru seni onlar ile tanıştırmadım."
Sanki çok da sikimdeymiş gibi
"Evet tanışmak istiyorum. "
Diyivermiştim diğerleri ellerindeki çatalları bırakıp bana dönmüştü. Minho sarı saçlı çilli çocuğu gösterip
"Bu Felix. Buraya ikinci gün sevgilisi ile geldiler. "
Sonra onun yanındaki kaslı ama sevimli çocuğu gösterip
"Sevgilisi Changbin."
Onlara karşı sadece kafamı eğiyordum, temas etmek gibi bir niyetim yoktu. Minho bu sefer parmağını yine kaslı ve uzun boylu olan çocuğa çevirip
"Chan, o Kore'deki ünlü bir Avustralya şirketinin sahibi. "
Şaşırmıştım. İnsanları içeri almamak ve test işini yapmak için onay vermiş olanlardandı belki de. Onun yanındaki güler yüzlü çocuğu da gösterip
"Sevgilisi Seungmin."
demişti.
Son kişiye bakınca gözlerinin içi parlamaya ve gülümsemeye başlamıştı.
"Son olarak Jisung. Sevgilim. "
Ağzım açık kalmıştı. Ne yani Minho bu sincap suratlıya mı aşıktı. Minho altta olmalıydı. Hayallerim başıma yıkılmıştı. Bi de aşık olacak kişi olarak bunu mu bulmuştu. Bir yapıştırsam diğer tarafa gönderirdim.Butuşturduğum yüzüm ile Jisung denen çocuğa bakıyordum ki Minho kolumu çimdikleyip uyarmıştı. Kolumu çekip ona bakıyordum, etrafa gülümsüyordu hiçbirşey olmamış gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sığınak || Hyunin
RomanceJeongin komadan uyandığında bambaşka bir dünya ile karşılaşır. Dünya öncekinden çok farklıdır. Şehirde kalan tek kişi Jeongin'dir ve buradan kurtulmalıdır. Ailesinin olduğu sığınağa ulaşmalıdır. Hyunin Semehyun Ukejeong