18. BÖLÜM: SESSİZ KALMA AERA!!

371 28 39
                                    

*yerde cenin pozisyonunda yatıyordum. Onlar işini bitirip gitti. Videoya aldı mı bilmiyorum. Umrumda değildi. Hönküre hönküre ağlamak geliyordu içimden. Kendimden iğreniyordum. Onun elinin gezdiği yerler ve iğrenç sözleri kulağımda yankılanıyordu. Bedenim pislendi gibi hissediyorum. Böyle olacağını bilseydim gelir miydim? Hiç bilmiyorum. Bunun sorun çıkaracağı ta ilk baştan belliydi. Ama bu kadar ileri gidecek derecede bir adi olduğunu bilmiyordum. Zorlukla ayağı kalktım. Kollarımda olan güç bedenimi kaldırmaya yetmiyordu. Sanki bütün hareketim bir iğne gibi batıyordu bedenime. Zorlukla ayağı kalktım. Aynaya baktım. Vasat halime. İğrenç halime baktım. Cesur Aera nerde? Nereye gitti? O adi her şeyimi aldı benden. Nasıl söyleyeceğim diğerlerine. Chan çok mu kızar bana? Peki Hyunjin? Acaba annem haklıydı der mi? Jisung? Her şey için teşekkürler ama bu kadar yeter. Arkadaşımıza suç atamazsın der mi suratıma karşı? Acımadan söykebilirler miydi bunları? Bilmiyorum. Ağlamaktan kan çanağı olmuş gözlerime baktım. Neyin sonuncuydu bunlar? Ben o hocaya yanlış bir şey mi yaptım? Yoksa kafasına göre mi intikam aldı benden? Bedenim tekrar yere düştü. Bu sefer ağlamaya başladım. Kollarımı iki yana açtım. Göz yaşlarım firar ediyordu gözlerimden. Elimle silmeme rağmen kuruttuğum yerler tekrar ıslanıyordu. En azından yüzümdeki pisliği temizlemek ister gibi. Göz yaşlarım kulağıma akıyor, gıdıklıyordu. Ama umursayamacak kadar yorgundum. Ayağı kalktım ve dans salonundan çıktım. Tuvaletlere gittim ve suyu açtım. Avucuma buz gibi suyu doldurdum. Suratıma çarptım. Kendine gel Aera.. Atlattın bunu Aera. Yaparsın Aera. Kendine bir bak Aera. Sıçıp batırdın Aera. Sakin ol Aera. ıslak ellerimi saçlarıma sürdüm. Ellerim buz gibiydi ve mümkün gibi daha çok titriyordu. Aynaya tekrar baktım. Kendimi kontrol etmem lazımdı. Bugün şirketin bu tarafında kimse yoktu. Benden başka kimse cezaya kalmamıştı. Üstümdeki terden ıslanmış tişörtü çıkardım. Ve... BU NE? Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Kocaman bir morluk vardı boynumda. Diş izleri... Morluklar. Bunu yaparken zevk almıştı. Şerefsiz. Tarağım ile kaşımaya başladım. Elime sabun sürüp sonra morluğa sürüyordum. Sonra tırnaklarım ile kaşıyıp o iğrenç lekeyi oradan söküp almaya çalışıyordum. Onu ordan söksem bile anılarımdan nasıl kazıyacaktım? Bu asla olmayacaktı. Tırnaklarım arasına kan dolmaya başladı. Su ile duruladım. Ve başka bir yerimde var mı diye. Dudağım kanıyordu. Aynı şeyi dudaklarıma da yaptım. Derimi yüzmüştüm resmen. Canım yanıyordu. Tuvaletten çıktım dans pratik salonuna tekrar girdim. Müziği son ses açtım ve bu sefer kulaklık taktım*

*zaman atlaması*

*ne kadar oldu bilmiyorum. Ama cidden çok yorulmuştum. Artık bacaklarım titriyordu. Korku ile, yorgunluk ile. Kulaklığı kulağımdan çıkardım. Onlara ne diyeceğim? Aynı şey tekrar oldu, özür dilerim mi? Yoksa ne? Ne diyebilirim başka? Bu çok zor. Çantama gittim ve suyumu aramaya başladım. Elime ne geliyorsa etrafa fırlattım. Her şeyi. Deodorant şişesi, ve diğer kişisel bakım malzemeleri. Hiç bir şey yoktu. Anılar tekrar hafızama dolup beni rahatsız etmeye başladığında müziği tekrar sonuna kadar açtım. Ve tekrar dans etmeye başladım. Ne oluyor bana? Bilmiyorum. Çok korkuyorum. Onların yüzüne tekrar nasıl bakacağım? Utanmadan? Cidden bilmiyorum. Bedenim yorulmaya başladı tekrar. Sırtımı aynaya dönerek kendimi arkaya bıraktım. Bir şeyin kırıldığını ve canımı yaktığını hissettim. Ayağı kalktım. Ayna kırılmıştı.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
STRAY KİDS 9. ÜYE (2018)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin