Saat gece bire geliyordu. Yurdun hafta sonu kapanma saati yoktu. Sabah beşte de gitsen alırlar. Bu yüzden saati sorun etmiyordum.
Yongbok Hyunjin'in omzuna başına koymuş neredeyse uyuyacaktı. Hepsinin gözlerinden uyku akıyordu. Olaya el attım.
"Saat bir olmuş aga. Hadi gidelim artık ayakta uyuyorsunuz zaten."
Geç kalktığım için benim uykum yoktu.
"Evet ya gidelim hadi."
Yolda yürürken bizimkilere Jeongin'i anlattım.
"Olum yazık lan çocuğa."
"Evet Chris yazık. Sende beni bırakırsan böyle olurum. Bırakma beni tamam mı?"
"Ya ben seni nasıl bırakırım zaten."
"Kanka Changbin geldiğinde bana da söyleseydin keşke. Özlemiştim onu."
"Kimi özledin Lix?"
"Sevgilim hani arkadaşım. Ya zaten özlemedim kim diyor ki?"
"Evet bencede sen benden başkasını özleme."
"Mıçmıç ya. Neyse gençlik ben gidiyorum buradan Yongbok sen Hyunjin'lesin dimi?"
"Aynen bugün de kalır yarın gelirim."
"Heh tamam dikkat edin görüşürüz."
Bizimkilere veda ettikten sonra yurda doğru yürümeye başladım. Kulaklığımı takmış müzik dinliyordum. Omzumdan birisinin tuttuğunu hissettim. Arkamı döndüğümde birisi yumruk attı yüzüme o darbeyle yere düştüm.
"Noluyo lan?"
Karnıma tekme atmaya devam ediyordu. Yanında en az 3 kişi daha vardı. Işık gözüme vurduğu için kimin yaptığını görmüyordum.
"Olum bir kişiye 3 kişi saldırmak adamlığa sığar mı?"
Acı çekerek konuşuyordum. Nefes alıcak gücüm kalmamıştı.
"Sen ne anlarsın adamlıktan?"
Kaçmaya çalışsam da olmuyordu.
Tanıdık bir ses duydum."Yeonjun yeter. Yapma!"
Yeonjun tabii ya. Ondan başka kim yapabilirdi ki?
"Karışma Lee. Bana karşı gelmek neymiş görsün."
Minho da mı buradaydı?
"Yeonjun sana dur diyorum."
Artık bana vurmuyordu Yeonjun çünkü Minho'yla tartışıyordu.
Acıyla yattığım yerden doğruldum. Elimi yüzüme götürdüğüm de burnumun kanadığını fark ettim. Karnım çok acıyordu.
"Sen de fazla oldun Lee."
"Bana mı vuracaksın Yeonjun? Hadi vur sinirini benden çıkar ama ona dokunma."
"Değmez. Gidiyoruz yürüyün. Sende dersini almışsındır bebe."
Yeonjun giderken Minho endişeli bir şekilde yanıma geldi.
"Çok canın yandı mı Jisung? Şerefsiz çok vurdu sana dimi?"
Bir şey demeden Minho'nun yüzüne bakıyordum oysa kendisini suçlayıp susmak bilmiyordu.
"Benim yüzümden oldu ya. Daha erken gelebilirdim. Çok geç kaldım. Ama yemin ederim ki haberi aldığım anda çıktım odadan."
"Minho."
"Efendim Jisung."
"Sakin. Senin suçun değildi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
467/minsung
Teen FictionAynı yurtta 467. Odada birlikte kalan iki yabancı. Ruh ikizi olabilirler miydi? Fic song: M. ★ "Şu yıldızlarla aranda ki tek fark ne biliyor musun Jisung?" "Neymiş?" "Sen onlardan daha parlak ve güzelsin."