6(m)'

489 18 12
                                    


°hyunjin'den°

Uyandığımda saat dokuz buçuktu.
"siktir geç kaldım" diye mırıldanıp
hızla yataktan kalkıp okula hazırlanmaya başladım. Bir yandanda Yeji'ye bela okuyordum beni uyandırmadığı için. Okul formamı giyip aşağı indim. Kahvaltı dahi yapmadan garaja inip R6 motorumu alıp okula doğru sürmeye başladım.

°Jeongin 'den°

Şu anda ikinci dersin ortasındayız.
Ve hala Hyunjin ortada yoktu sebepsizce merak etmiştim.

"acaba hasta mı oldu"

"hıı birşey mi dedin"

Sıra arkadaşımın konuşmasıyla ona döndüm

"yok, bir şey demedim"

Sadece kafa salladı. İşte bu kızın bu huyunu çok seviyorum konuşmaları kısa kesmesini.

Kapının kırılacak şekilde çalınmasıyla tüm sınıf oraya döndü.
Ve 'ne oluyor amk' bakışı atmaya başladı.

Hoca gel demeden
tam anlamıyla içeri daldı hyunjin.
"geç kaldığımı için özür dilerim"
diyip yerine oturdu. hemen çaprazında oturduğum için rahatlıkla görebiliyorum onu

"matematiği bulan herifi elli farklı pozisyonda arkadan sikeyim. İt herif" diye söylenirken bir yandanda kitapları çıkarıyordu. Göz göze geldiğimizde sırıtıp göz kırmıştı. Yüzümü buruşturup 'iyw ' diye bir ses çıkardım.

Dersin bitmesi için içimden dua ediyordum.

Normalde dersi dinlerdim ama bu gün hiç modumda olmadığım için dinlemek istemiyordum. duvara asılı bir dk geriye ayarlanmış saati netflix misali izliyordum.

Ve sonunda sinir bozucu zil çaldığında"şükür" diyip ayağa kalktım arkamda felix hyungda benimle geliyordu.

"amına koyim niye sümük gibi yapışıyorsun" diye sitem ettim.

"sonra gelmeyincede trip atıyorsun"

"oda doğru tabii" diyip. Kantine yürümeye başladım

"nereye gidiyorsun mal" dediğinde

"kardeşim sen engelli misin." demiştim.

boş gözlerle bakmaya başladı.

karşımdaki kantine bide felix'e
baktım.

Hâlâ mal mal bakıyordu
'sabır' çekip kantine doğru yürümeye başladım

"hee anladım kantine gidiyonn"

"bi zahmet anla artık kantinin önündeyiz kafasını siktiğimin" konuşurken bi yandanda ben nasıl bu malla arkadaşım diye düşünüyordum.

"banada ateşle ordan Bi şeyler bebeğim" dedi derin bir nefes verip sıraya girdim.

birkaç dakika sonra sıra bana gelince kendime muzlu süt, felix hyunga çilekli süt birkaç tane de çikolata alıp beni köşede bekleyen felix hyunga aldığım sütü eline sıkıştırıp çikolatayı yüzüne fırlatıktan sonra sınıfa çıktım.

Sırama geçip telefonu elime aldım ki almaz olaydım. jungkook koşarak sıramın üstüne atlayıp "hi everybody " diye bağırdığı anda telefon elimden düştü.

Yere eğilip ön camı tamamen kırılmış telefonumla vedalaşıyordumki jungkook telefonu elimden alıp dua okumaya başladı.

"ne yapıyorsun soktuğumun çocuğu "

"telefon ateistse tanrı affetsin diye dua okuyorum, sen"

"seni sikmemek için kendimi zor tutuyorum"

Wanna be yours 'Hyunin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin