Evet önceki bölümün devamı :))))
Oy ve yorum 🤘🏻
-------------------------Evet görmeyi beklediğim kişi kesinlikle bu şahıs değildi.
Yapmacık gülüşüyle küçük masama yaklaştı ve, karşısındaki gri koltuğa oturdu. Gözlerimde, kalbinde ona karşı saf bir nefret vardı. Apaçık belliydi.
"Birşey mi istiyorsunuz efendim?"diye sordum soğuk sesimle.
"Evet sesinle konuşmak istediğim bir konu var."dedi yine yapmacık gülüşüyle.
"Nedir?"
"Çok hızlı gelişen bir karar aldım."
dediğinde, en son jeongin'den ayrılacaksın konuşması geldi aklıma. Her ne kadar ısrar etsede kabul etmemiştim. Sonuçta babalık yapmayı geç hiç bir açıdan yanımda durmayan, zihinsel ve fiziksel açıdan baskı yapan, ortaokulda dayak yemekten konuşamaz hale geldiğimde bile hak etmişsindir diyen biri için hayatımın ciddi açıdan anlamı olan, evrendeki tüm güzel duyguları sadece bir bakışıyla hissettiren birinden ayrılamazdım. Her ne kadar resmiyette babam diye geçsede kahpe birine baba demek istemiyordum.
"Dinliyorum," diye onay verdiğimde, iç çekip konuştu tekrardan.
"Aldığım bu karar ne kadar doğru bilmiyorum ama... Şirketin başına seni geçireceğimi biliyordun zaten"
Kafamla onay verdim.
"Emekli olmama daha bir yıl olmasına rağmen seni erken geçireceğim şirketin başına."
Anlamıştım ama anlaşmazlıktan geldim.
"Nasıl yani?" sırıtmamak için zor duruyordum.
"Nasıl yanisi, emekli olmadan bir hafta içerisinde Hwang holdingin CEO su olacaksın"
Anskm neyy ? Bir hafta içerisinde mii?
"Elimde olsa şu anda bile yapardım bunu ama evraklar, girmem gereken önemli toplantılar derken bir hafta girdi işin içine oğlum üzgünüm" üzgün olmasının tek sebebi şirketi bırakacak olmasıydı. Bundan eminim.
Başımla onay verdim. Ve sabırla odadan çıkmasını bekledim. Fakat o öyle yapmamıştı, aksine sanki bir şey söylememi bekliyormuş gibi yüzüme bakıyordu. Boğazımı temizleyip siktiğimin yüzüne baktım tek kaşımı kaldırarak.
"Bir şey dememi mi bekliyorsunuz acaba efendim?" sesim nasıl olduğunu bilmediğim şekilde sert ve soğuk çıkıyordu.
"Ah hayır.... senden bunu beklemem bile saçmalık zaten"
Cümlesine devam etti,
"Hyunjin oğlum... Senden sadece üç isteğim var lütfen, istediklerim o kadar zor değil."
"Söyleyin"
"İlk isteğim, şirketi iki güne batırma, ikincisi, lütfen beni önceki olay için dava etme, üçüncüsü, jeongin'den ayrıl"
Tanrım hâlâ aynı muhabbet. Beni jeongin'den sadece ölüm ayırabilir demek istedim o an. Fakat sonradan aklıma gelen şey ile sırıttım.
Cidden yapabilirdim fakat Sangmin bunu yer mi bilemem.
Derin nefes aldım ve konuşmak için dudaklarımı araladım.
"Peki... İstediklerini yapacağım."
"Cidden yapacak mısın oğlum?" diyip ayağa kalktı.
"Evet yapacağım. Jeongin'le uzun zamandır tartışıp duruyorduk zaten ilişkinin ilerlemeyeceğini biliyorum. Jeongin'den ayrılıp tüm dikkatimi şirkete vermek istiyorum. Dava konusunda da kızın annesiyle konuştum yanj açmayacak dava falan. Ayrıca sen benim babasın sana dava açabileceğimi düşünmen bile saçma"
O an gözlerinin içi parladı ve bana doğru yaklaşıtı, kollarını açıp sarıldı. Hiç bir duygu hissetmeden kollarımı doladım sadece. Önceden, sana olan duygularımı kaybetmeden önce yapmalıydın demek istedim.
Uzun sarılma faslından sonra ayırmıştı kollarını bedenimden. Birkaç şirketle ilgili şey gevelemenin ardından çıkmıştı odamdan. Cidden yaptıklarım doğru muydu diye düşünmeden edemedim.
-------------------
Huh!! Yaz yaz bitmedi amk ama kısa oldu nasıl ya😭Senin için bu bölüm güzelim @TayTay154067
Neyse umarım beğenmişsinizdirr!! 💕🌈Okumuşsunuz o kadar oy verin bari
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wanna be yours 'Hyunin
Fanfiction"31 çekmek bir sanattır tilkicik" Seme-HWANG HYUNJİN Uke-YANG JEONGİN |•yan shipler: minsung, chanmin, changlix•| 250124 [texting, düzyazı] ☁️