Ceket

647 39 3
                                    

"Annem dikti onu." diyordu Yaman Ali, kolundaki diğer dikişi göstererek.

Güven hafifçe gülümsemiştir, kime neyi anlatıyordur ki bu çocuk? "Belli.." der bu dikişin kime ait olduğunu bildiğini açıklar şekilde. Kendi dikişlerinden daha iyi bildiği dikiştir bu. 20 sene önceki o Güven, Neslihan'ın elinden çok pansuman, çok dikiş görmüştür.

"Sen.. annemin dikişlerine yabancı değilsin dimi? Aranızda ne geçti bilmiyorum ama içimden bir ses senin annemi en iyi tanıyan kişi olduğunu söylüyor."

Güven pansumana ara verip gözlerini kapatıp açar. İçindeki ses doğru söylüyordur. Neslihan'ı babasından bile iyi tanıyordur Güven. Hatta kendisinden bile iyi.. Bunu Yaman Ali'ye söyleyemez tabii. Ne diyebilir ki? Biz annenle birbirimize çok aşıktık mı? Yaman kaybetmek istemeyeceği bir avuç insandan biri olmuştur kısa sürede. Nedendir bilinmez ona bakınca kendisini görüyordur. Hayri Baba'nın oğlu sanmasına hak veriyordur artık ama değildir işte. Kafasının içindeki düşüncelerden kurtulup pansumanına devam eder. "İçindeki sese söyle çok konuşmasın çocuk, belli ki yanlış yönlendirmeler yapıyor." diyerek her şeyi reddeder. Bir zamanlar herkese bağırarak söylediği her şeyi inkâr eder.

"Eyvallah doktor." der Yaman'da.

Güven pansumanı bitirmiş, malzemeleri toparlıyordur. Yaman koltuğa tutunup geriye yaslanırken eline bir şey gelir. Bir kadın tokası.. Gülümser istemeden. "Doktor.." demesiyle Güven kapının önünde durup Yaman Ali'ye 'efendim?' der gibi bakarak döner. "Gönül meselesi mi var? Bu ev falan.." diyip gözlerini tekrar tokaya döndürür.

"Çocuk.. sınırlarını aşma." diyerek tekrar Yaman'ın yanına gelip elindeki tokayı alır ve daha önce Neslihan'la fotoğraflarını kaldırdığı çekmeceye atar. Odadan çıkıp gittiğinde geri de soru işaretleriyle bir Yaman Ali bırakmıştır. Bu sınır tanımayan doktoru daha da merak ediyordur artık. Nedir onu bu kadar üzen ama bir o kadar da mutlu eden hikâye çok merak ediyordur. Henüz ondan bunları dinleyecek yakınlığa erişemediklerini düşünüyordur ama yanılıyordur. Güven, Yaman'ı bilmeden daha oğlu gibi görüyordur.

Yaman bir şeyler düşünürken Güven elinde kahverengi bir ceketle döner yanına. "Her şey kutularda malum, elime bu geçti. Bunu giy üstüne senin ki delik deşik olmuş." diyerek ceketi Yaman Ali'ye uzatır. Yaman bir cekete bir de Güven'e bakıyordur. "Oğlum alsana Allah Allah. Çıplak dolaşmak falan mı istiyorsun?"

"Yok.. yok da."

"Ne yok da?" Elindeki ceketi sallar. "Al diyorum sana hadi."

Yaman Ali ceketi alır. "Senin için önemli değildir umarım?" der.

Güven verdiği cekete tekrar dönüp bir bakar. Az önce aceleyle fark etmemiştir ama bu ceket Neslihan'ın ona alabildiği son hediyedir. Kutladıkları son doğum gününde almıştır..

Flashback

Güven, nöbetten döndüğünde kapkaranlık bir evle karşılaşır. 'Neslihan evde değil miydi?' diye geçirir içinden. Işığı açıp ceketini asarken bir yandan da "Neslihan?" diye seslenir yukarı doğru ama cevap gelmez. Yavaş yavaş merdivenlerden çıkarken bir kez daha "Neslihan?" diye seslenir, yine cevap gelmez. Bir şey mi oldu diye endişelenir. Oturma odasına geçmeden önce lavaboya gidip bakar ama kimse yoktur. Oradan çıkıp yatak odasına bakar ama orası da boştur. En sonunda oturma odasının kapısını açar ve açtığı an o neşeli, hayat enerjisini arttıran, nöbetten sonra duymayı en sevdiği ses dolar içeri. Neslihan'ın sesi..

"İyi ki doğdun sevgilim!" diye bağırıyor. Doğum günü şarkısı söylüyordur sevgilisi için.

Güven'in endişeli bakışları yerini duygusal, sevgi dolu bakışlara bırakır. "Sen.." diyebilir sadece. "Nasıl?.. Ne ara?." diye ekler zorlukla.

Prenses ve YabaniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin