çok zaman sonra oturup
bir fincan kahve içebilmeli insan
eski sevgilisiyle
geride bunu bırakabilmeli
yalnız ya da birlikte çekip giderken bir ilişkidenher şey dün gibiyken
yıllar geçti
uzakta birbirimizden•••
"Kahve yapayım mı?" demişti Neslihan odanın içindeki sessizliği bölmek ister gibi.
Güven kafasındaki düşüncelerden güçlükle çıkmış Neslihan'a bakmıştı. "Kahve.." demişti şaşkınlıkla. Yıllar sonra Neslihan'ın ellerinden kahve içmek fikri hoş gelmişti kulağa. "Geç oldu, zahmet olmasın." demişti her ne kadar istese de.
"Yok, olmaz." demişti Neslihan ayaklanırken. "Ben yaparım şimdi."
Neslihan mutfağa doğru ilerlerken Güven'de peşinden gitmişti. "Bende sana yardım edeyim."
Neslihan kahveyi yaparken bir yandan da konuşuyordu. Bu gecenin zorluğundan, yalandan da olsa o adamla tekrar nikâh masasına oturmanın verdiği rahatsızlıktan bahsediyordu. Güven'in onu dinlediğini sanıyordu tüm bunlardan bahsederken. Karıştırdığı kahveyi bırakmadan arkasına baktığında Güven'in kapıya yaslanmış ona baktığını gördü. Gülümsedi. "Pek güzel yardım ediyormuşsunuz Güven Hocam." demişti şakayla karışık.
Güven gülerek başını dayadığı kapıdan kaldırıp "Çok güzel yapıyordun ellemeyeyim dedim." diyerek yanına geldi ve arkasından beline sarıldı.
"Hımm demek öyle." dedi Neslihan tekrar kahveye çevirdiğinde gözlerini. "Ne söylediğimi duydun mu bari?"
Güven biraz düşünür gibi yapar ve daha sonra Neslihan'ın söylediği hiçbir şeyi hatırlamadığını fark eder. "Yani.."
"Dinlemedin değil mi beni?"
"Neslihan, seni izleyip kaybettiğimiz zamanı düşünürken pek seni dinleme fırsatım olmadı." der Güven çenesini omzuna yaslayarak.
Neslihan bu hareketle başını Güven'in başına dayar. "Evet çok zaman kaybettik, bir 20 yıl kadar."
"Nasıl kapatacağız o 20 yılı?" demişti Güven derin bir nefes vererek.
Neslihan kahveyi bırakıp Güven'e doğru dönüp kollarını boynuna dolar. "Biz o 20 yılı kapatırız, çok zor olmaz."
"Siz öyle diyorsanız Neslihan Hocam." der dudaklarına doğru ilerlerken.
"Güven.." der Neslihan uyarıcı tonda. "Bir gelen olur."
"Sen çocukları gönderdin, kolay kolay gelmez onlar."
"Feriş.."
"O da ortalıkta görünmüyor." der Güven bu bahanesini de etkisiz hâle getirerek.
Neslihan bir şey dememiştir daha fazla. Güven ise bu hâline gülüp yarım kalan işine geri döner ve dudaklarına ufak bir öpücük kondurur. Bu öpücük Neslihan'ın da karşılık vermesi ile tutkulu öpüşmeye dönmüştür. Güven tam Neslihan'ın belindeki elini sıkılaştırıp kucağına alacakken Neslihan "Güven, yanık.." diyerek geri çekilir. "Kahveyi unuttuk!" diye bağırır ve hızla ocağı kapatıp cezveyi tutmaya çalışır ve elini yakar. "Ağh!" diye bağırarak eline üflemeye başlar.
"İyi misin?" diye sorar Güven endişeyle ve elini tutup suyun altına sokar. "Ya o cezve hemen tutulur mu?"
"Ya ne yapayım? Yanıyordu!" der Neslihan acıyla gözlerini kapatarak. "Senin yüzünden." der diğer eliyle Güven'in koluna vurarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Prenses ve Yabani
Fanfiction20 yıl sonra yolları tekrar kesişen Neslihan ve Güven'in tek bölümlük hikâyeleri..