Vurulmam üzerinden 12 gün geçmişti. Kafayı yemem üzerinden ise 8 gün. Ne hoş bir açıklama kafayı yedim. Günlerdir bişe yaşıyorum ama aynı zamanda yaşamıyorum. Garip...hemde çok. Kimseye güvenmiyordum,Merte bile. Herkes düşman benim için. Hergün aynı oluyordu bir yere götürülüyorum ama hep burada uyanıyorum. Canım acıyor ama rüya diyorlar. Rüya olmasa bile bu olanları nasıl açıklıycam. Değişmiştim, daha iyi duyuyordum,reflekslerim daha iyi olmuştu. Sanki rüyamda vurulan iğneler gerçekte beni değiştiriyordu. Yada korku beni değiştirdi.
Tik tak,tik tak,tik tak,tik tak,tik tak,tik tak,tik tak,tik tak,tik tak,tik tak,tik tak. Tık,tık,tık,tık,tık,tık,tık,tık,tık,tık,tık,tık. "Kızım! İyimisin? Niye kapıyı açmıyorsun?"diyen anneme baktım. "Efendim?"dedim kısık sesle. Kafamı iki yana sallayıp "Dalmışım kusura bakmayın. Niye geldin?"dedim. Kaşlarını çatıp "Yemeğe gelsene diyecektim ama belliki halen kötüsün. Yemeğini getirirler şimdi."diyip çıktı odadan.
Beş dakika sonra yemeğim gelmişti. Sadece suyu içip yatağa uzandım tekrardan. Uykum gelmişti yine,dirindim uyumak istemiyordum. Ama yine uyudum.
Uyandığımda bir sokaktaydım. Yerde uzanıyordum,ayağa kalkıp yürümeye başladım. Her adım attığımda nefesim kesiliyordu yada bana öyle geliyordu...bilmiyorum. Son zamanlarda en çok kullandığım kelime bilmiyorum du. Gülme sesleri geliyordu. Yürüdükçe yaklaşıyordu ve korkunç oluyordu. Seslerin geldiği yerde durunca sesler kesildi. Duvarın orada duruyordum kimseyi görmüyordum. Silah patlama sesi geldi. Korkuyla geri doğru adımladığımda birine çarpmamla irkilip hemen çarptığım kişiye döndüm. Yine aynı yeşil gözlerle karşılaştım. Yutkunmak istedim ama yutkunamadım. Kaçmak istedim ama kaçamadım. Çığlık atmak istedim ama atamadım. "Sakin ol buradan çıkalım ilk sonra sana herşeyi anlatacam."dedi fısıldayarak yeşil ZÜMRÜT. Ben tepkisizce baktım sadece. Kolumu tutup beni peşinden yürütmeye çalıştı,ama kıpırdamadım. Kolumu bırakıp beni kucağına aldı. Ellerimi boynuna atmak istedim bir an sonra ise aklıma bütün bunları yaşama sebebim olduğu geldi. İtmek istedim sonra ama bunada tepki veremedim.
Bir arabanın önünde durduğunda bir bacağını kaldırıp bacaklarımı bacaklarının üstüne indirdi. Sonra cöbünden arabanın anahtarını çıkarıp düğmeye bastı. Kapıyı açıp beni koltuğa oturtup kapıyı kapattı. Kendiside şoför koltuğuna oturup kemerini taktı. Bana bakıp "Kemerini tak!"diye emir verdi. Ben takmadım,ne onu taktım nede kemeri. Sinirle nefesini bırakıp kemerimi takmak için bana doğru eğildi. Yüzlerimiz arasında bir kaç cm kalmıştı kafasını çevirip kemeri taktı. Takar takmaz geri çekildi. Arabayı çalıştırıp bana döndü "Fırtına öncesi sessizliğimi bu halin?"dedi alayla yeşil ZÜMRÜT. Boş boş bakıp önüme döndüm. Oda önüne dönüp arabayı sürmeye başladı.
Bir kulubenin önünde durdurduğunda arabayı ona baktım. İfadesizce bana bakıp kapıyı açtı. Arabadan inip benim kapımı açtı. Arabadan indiğimde kapıyı kapatıp arabayı kilitledi. Kulübeye doğru giderken ben aynı yerde durdum. Peşinden gelmediğimi anlamış olacakki arkasını dönüp "Hayırdır niye gelmiyorsun? Davetiye bekliyorsan daha çok beklersin."dedi yine alayla yeşil ZÜMRÜT. "Aptalamı benziyorum niye geleyim?"dediğimde seslice kahkaha attı. "Evet öylesin seni öldürmek isteyen bir insanın arabasına bindin,onun kulübesine geldin. Sence bu aptallık değilmi?"dediğinde kafam yeni yerine gelmişti. İlaç kullanıyordum buda bazı şeyleri geç algılamama,umursamaz olmama sebep oluyordu. İlaç içmemiştim bu akşam ondan şimdi anlıyordum olanları. Elimi cöbüme attım,aradığım şey elime gelince gülümsedim. Uyumadan ve o suyu içmeden önce cöbüme törpü katmıştım. Bu demek oluyordu ki rüyada olmayabilirdim ama rüyada değilsem ölebilirim. Benden dört metre uzaktaydı. Cöbümün içinden ilk törpüyle biraz becerebildiğim kadarıyla elimi kestim. Sonra törpüyü cöbümden çıkardım. Arkamı dönüp aceleyle törpüyü tekere batırdım. Batırır batırmaz hemen koşmaya başladım. Gelirken yola baktığım için ve hafızam son günlerde çok güçlendiği için yolu hatırlıyordum.
Koşabildiğim kadar koşuyordum ama yemek yemediğim için çok güçsüz kalmıştım bu yüzden daha fazla dayanamayarak yere düştüm. Nefes nefese ayağa kalkmaya çalışırken saçlarımı bir el kavradı. Elinde çevirip son gücüyle çekti. Ağzımda bir inleme koptu. Zifiri karanlığın sessizliğini benim inlemem doldurmuştu. Gücüm yerinde olmadığı için ona direnemiyordum. Koluma bişe batırdığında yine inledim. Diğer seferkiler gibi yine iğne yaptı ama bu sefer kendisi yaptı. Uykum gelmişti yine uyumamak için direnmedim bu sefer çünkü bir an önce buradan gitmek istiyordum. Uyku yavaşça beni ele geçiriyorken beni kucağına aldı. Ne ara saçımı bıraktı? Ne ara iğneyi kolumdan çıkardı? Yine bişe bilmiyorum.
Uyandığımda odamdaydım yine. Saç diplerim ağrıyordu. Elimi saçlarıma götürüp okşadım yavaşça. Yataktan çıkıp banyoya gittim. Aynanın karşısına geçip berbat halima baktım. Sol elimle perçemlerimi kenara çekerken bişe fark ettim. Elim...elimde çizik vardı. Saçlarım ağrıyor,elimde çizik var...bu demek oluyorki rüya değildi. Bütün hepsi,hiçbiri rüya değildi. Gülümsedim uzun süre sonra gülümsedim. Aynaya baktım gülüyordum ama gözlerim ise ağlıyordu. Hemen kendimi banyoya attım. Uzun süre sonra sıcak bir duş aldım. Banyodan çıkıp üstüme bişelrr giydim. Sonra bir sırt çantası alıp içine bir kaçtane kıyafet koydum. Ardından telefonun şarjını takıları ve kasadaki paraları. Ayakkabılarımı giyip hemen kapıyı kilitledim. Çarşaflarımı birbirine sıkıca bağladım. Balkona çıkınca çarşafın bir ucunu sıkıca boruya bağladım. Saat bir civarlarındaydı ve bu saatte herkes uyurdu o yüzden kaçabilirdim. Normal şekildede gidebilirdim ama beni takip edebilirlerdi bu riski göze alamazdım. Balkondan aşağı atıp çarşafı çantayı sırtıma aldım. Dikkatlice balkonun dışına çıkıp çarşafı tuttum sıkıca iki üç kere çekip sağlamlığına baktım. Çarşafa tutunup bahçeye indim. Benim odam arka tarafta olduğu için ön kapıda ki korumayada gözükmiycektim. Ağaçların arasından geçip demir korkulukların önüne geldim. Çantayı sırtımdan çıkarıp korkulukların arkasına attım. Korkuluklara tutunup kendimi diğer tarafa attım. Zamanında cimlastik yaptığım için kolay olmuştu. Çantayı yerden alıp tek koluma attım. Kapının ters yönüne doğru gittim. Kurtulmuşmuydum yoksa yenimi başlıyordu? Bu sefer biliyordum. Yeni başlıyordu,herşey yeni başlıyordu. Peki nereye gideceğim şimdi? Nereye gideceğimi çok iyi biliyordum. Bu hayatta beni asla yanıltmayacak birine.
Halis Karakurtta.Eman tanrım bu nasıl bişeydiiii. Normalde böyle yazmayı düşünmüyordum. Yine aniden olduu. Ayrıca no1 i dinleyin. Okuduğunuz için teşekkürler 💋💋💋💋💋❤️❤️❤️❤️🥰🥰🥰🥰
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAFIZA
Teen FictionGerçeği öğrenme sebebim;bütün bildiğim gerçeklerin aklımdan silinmesiyle gerçekleşti. Gerçeği öğrenmek istiyorsan bütün bildiklerini unutacaksın... Bir hafıza bin gerçeğe neden oldu. Hayatta inandığım herşey yalan olunca kendimide yalan hissettim...