En büyük acı ne olabilir? Yanmak mı? Boğulmak mı? Yada başka bişemi? Hayır en büyük acı gerçekler,gerçeklerle yüzleşmek.
Karşımda korkunç bir yaratık var,gözleri yaşlı,saçı kısacık,göz altları mos mor,elleri sargılı,kemikleri sayılacak kadar zayıf,dişleri sarı bir yaratık var karşımda. Ağladığım,korktuğum yaratık. O bendim,kendimden korkmuştum ben o dört yüz o bana acıyan o dört yüz buna üzüldü. Ben kendimden korktum,kendimden tiksindim.
Ağlamam dahada şiddetlenirken aynaya bakıyordum sadece. "Be...ben ken-dim-den tik...sindim."kelimeler ağzımdan zor bela çıkarken çirkin sesim canımı dahada acıttı. Kafamı eyip yere baka baka salya sümük ağlamaya devam ettim. Ellerimi yere vura vura "Kendimden korktum,kendimden korktum,KENDİMDEN KORKTUM,KENDİMDEN KORKTUM."diye bağırarak ağlıyordum. Ayağa kalkıp aynaya vurmaya başladım.
Yazarın Anlatımıyla
Rengin ayağa fırlayıp karşında ki aynaya vurmaya başladı. Keskin hızlıca Rengini belinden tutup kendine çekti. Rengin bağırarak "BIRAK! Bırak beni,bırak."diyordu aynı zamanda Keskine kanlı elleriyle yumruk atıyordu. Gücü tükenmiş olacak ki Keskinin kucağında bayıldı. Keskin Rengini yatağa bırakıp "Efe Türkan ablayı çağırsana Rengine banyo yaptırsın."dedi Rengine bakarak. "İyide Türkan abla yokki bugün."dedi Efe biraz çekinerek. Keskin Diğerlerine bakarak "Tamam ben yaptırırım dışarı çıkın."dedi. Diğerleri şaşırsalarda Keskine bişe bile demeden odadan çıktılar. Renginin burnuna kolanya yaklaştırarak ayılması için uğraştı.
Rengin en sonunda ayılınca kucağına alıp banyoya götürdü. Sadece eşofmanını çıkarıp Rengini küvete koydu. Rengin ağlamaya başlayınca elini Renginin ağzına koyup "Bana bak kendinden tiksinecek kadar düştüysen kendini bu bataklıktan kurtaramazsın. Tabi gerçekten kurtulmak istiyorsan,istiyormusun?"dedi sert sesiyle. Rengin dolu gözlerle kafasını yavaşça salladı sadece. Keskin aldığı cevaptan memnun olarak elini Renginin ağzından çekti.
2 Saat Sonra
Renginin Anlatımıyla
Uyandığımda aynı odadaydım. Yataktan yavaşça kalkarak kapıya doğru gittim. Kapının açılmasıyla ilk şok oldum çünkü açık olmasını beklemiyordum ardından dikkatlice odadan çıktım. Merdivenleri yavaşça inerken ayrıca etrafıda inceliyordum. Ahşap bir evdi ama eski değildi. Seslerin geldiği yöne doğru yavaşça ilerledim. Karşımda 8 tane erkek görünce değilde 8 kişi arasından tanıdık bir yüz görünce ufak çaplı bir şok geçirdim. Ama içimde küçük bile olsa bi huzur vardı. Mert "Rengin otursana."dediğinde tekli koltuğa yavaşça ilerleyip oturdum. Karşıma baktığımda zümrüt yeşili gözlerle zeytin karası gözlerim birleşti. En derinine kadar bakarken içimi hem bi ürperme hemde huzur kaplıyordu. İkisi nasıl bi arada oluyordu bilmiyorum.
Saniyeler geçti,dakikalar geçti belkide saatler geçti ama kocaman salonda sadece nefes alış veriş sesleri vardı,kimse hiçbir şey demiyordu belkide diyemiyordu. En sonunda zümrüt yeşili gözlerin sahibi "Rengin iyimisin?"dedi kafamı çekingen bir tavırla yavaşça olumluca salladım. Ama bilmiyordum,iyi olup olmadığımı. Sonra Mert araya girerek "Rengin En son ne hatırlıyorsun?"diye sordu. Niye sorduğunu anlamadım ama en son hatırladığım kendimden tiksindiğimdi. "Kendimden tiksindiğim."dedim sesim biraz çatık çıkmıştı. Bu sefer zümrüt yeşili gözlerin sahibi araya girip "Ondan önce,bu sabahtan önce ne hatırlıyorsun?"dedi. Anlamazca hepsine teker teker baktım,niye benim ne hatırladığımı merak ediyorlardı ki? Sıkıntıyla derin nefes alıp " Yavuz bana çıkma teklifi etmişti."dedim yavaşça ardından bana şaşkınca bakan Merte bakıp "Yavuz nerede yada telefonum nerede onu aramam lazım."dedim ama Mert sadece bana acıyarak bakıyordu. "Rengin bugün ayın kaçı yada hangi yıldayız bi söylermisin?"dedi adını bilmediğim iri çocuk bana ağzı açık bakarak. Bu sefer sinirle derin nefes alıp "14 haziran 2019 oldumu."dedim. Birisi siktir diye mırıldandığını duyunca bakışlarımı onlara çevirdim hepsinin yüzünde acıma vardı. Gözlerim dolu,sesim kısık bir şekilde "Biz hangi yıldayız?"diye sordum. Zümrüt yeşili gözlere baktığımda diğerleri gibi acıma yoktu sadece en derinlere yine götürüyordu insanı. Yeşili gittikçe koyulaşırken nedensiz bir korkuyla bakışlarımı gözlerinden çektim. İçlerinde ki en zayıf olan kişi nefes alıp bırakırken sanki bi ömür geçer gibiydi ardından konuştu ve beynim durdu,zaman durdu,kalbim durdu.
24 haziran 2024'teyiz.
24 haziran 2024
24 haziran 2024
2024
2024
2024'teyiz
5 yıl
5 yıl
5 yıl.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAFIZA
Teen FictionGerçeği öğrenme sebebim;bütün bildiğim gerçeklerin aklımdan silinmesiyle gerçekleşti. Gerçeği öğrenmek istiyorsan bütün bildiklerini unutacaksın... Bir hafıza bin gerçeğe neden oldu. Hayatta inandığım herşey yalan olunca kendimide yalan hissettim...