O beni öpüyordu! Öpüşüyorduk tanrı aşkına!
(12. Bölümden bir kesit.)Dudaklarımın üzerindeki dolgun dudaklar yavaşça hareketlenirken ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Kalbim karşılık vermek için çırpınırken beynim geri çekilmem için bağırıyordu.
Yine de karşılık vermek istedim. Her şeye rağmen. Pişman olacağımı bilmeme rağmen.
Dudaklarımı tıpkı onun gibi hareket ettirmeye başlamam ile gülümsediğini gerilen dudaklarından anladım. Tek eli saçlarımı bulduğunda yavaş hareketlerle okşadı ve beni kendisine doğru daha da çekti.
İyi ama yanlış hissettiriyordu. Ve ben arada kalmaktan nefret ederdim.
Dişleri ile alt dudağımı çekiştirdiğinde kafamdaki düşünceler silindi. Gözlerim açılırken sanki az önce acıttığı yerin acısını silmek istermiş gibi emdiğinde titrek bir nefes vererek onu hafifçe ittim.
Sonunda ayrıldığımızda buğulu mavi gözlerine bakarken onunda benden bir farkı olmadığını fark etmem zor olmadı.
Kısa bir süre kafa karışıklığı ile bakışlarım odada gezindi.
Aptaldım. Onu seviyordum, bu gerçeği inkar edemezdim ama geçmişi öylece bırakmak... Bu benim yapacağım, daha doğrusu yapabileceğim bir şey değildi.
Ona güvenmiyordum.
"O kadar güzelsin ki..." Derin bir nefes aldı ve tek eliyle çenemi kavrayıp kaldırdı. Şimdi göz gözeydik. "Pişman mısın Sarada?"
Evet. Öyleydim. Bu bir gerçekti. Kaçmak isteyip kaçamadığım bir gerçek.
"Öyleyim." Kısa ve net. Cevabım odada yankılanırken çenemdeki eli yavaşça düştü.
"Neden bu kadar zorsun Sarada?" Eliyle kalbimin olduğu yere bastırdı. "Burası böyle hızlı atarken neden sadece istediğin şeyleri yapmıyorsun?"
Kızgındı. Kızgındım.
"İstediğim şey mi? İstediğim şeyin 'bu' mu olduğunu düşünüyorsun? Hiçbir zaman bu olmadı!"
Kaşları çatılırken ellerini saçlarından geçirdi.
"Ne istiyorsun o zaman? Söyle de rahatla! Senin için bu kadar zor şey ne?" Kızgın bakışlarım tüm yüzünde gezindi ve en sonunda şişen dudaklarında durdu. Alayla karışık bir kıkırtı ağzımdan firar ederken tüm öfkemi kustum.
"Sana güvenmiyorum! Yetmez mi?"
"Güvenmiyorsun... Ben dört yaşında bir çocuktum lan! Güvenini kıracak ne yapmış olabilirim?"
Ne yapmış olabilirdi, değil mi?
O bana asla unutamayacağım bir şey yapmıştı.
Verdiği sözü tutmamıştı ve ben bacağımdan olmuştum.
"Ne yapmış olabilirsin, değil mi?" Dişlerimi sıkarken onu ittirip masadan telefonumu alıp kapıya doğru hareketlendim.
"Bu bir hataydı. Unut. Bir daha da karşıma çıkma." Karşıma çıkıp kafamı karıştırma.
Kapının önüne geldiğimde tam kulpu indirip kapıyı açacaktım ki duyduğum ses ile duraksadım.
"Sana bilinmeyen numaradan yazan kişi bendim. Duygularımı kabullenemeyen bir korkak olduğumu Kawaki fark etti ve sana yazmamı söyledi. Biliyor musun Sarada, ben cidden seninle bir geleğimizin olabileceğini düşünmüştüm." Gözlerim büyürken dudaklarımı birbirine bastırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Who are you?
FanfictionSarada Uchiha'ya bir gün bilinmeyen bir numaradan mesaj gelir. Yarı texting Borusara