four

253 26 94
                                    

🍒

"Sarada! Sarada hadi kalk!"

Yüzümü yastığa gömdüm. Belki de şuan boğulurdum ve bir daha okula gitmek gibi bir sorunum olmazdı.

"Sarada! Ah, tamam Sakura'yı arıyorum."

Hızlıca yataktan doğruldum ve kaşlarım çatık bir şekilde amcama döndüm.

"Amca, çok kötüsün!"

Güldü ve ellerini siyah saçlarından geçirdi. "Sen de kalk o zaman."

"Bir gün cidden kendimi bu yatakta boğacağım."

'Tabi öyledir' dermiş gibi baktı.

"Aşağıda bekliyorum."

Ağlamaklı bir şekilde nefes aldım.

Saat kaçtı?

Telefonuma baktım. Eğer kendimi boğucaksam tam zamanıydı. Ekrana bakarken aklıma bilinmeyen büyücü olduğunu düşündüğüm numara geldi.

Mesaj atmış mıydı?

Naruto amcalar bizden gideli iki gün olmuştu. Bende amcamda kalmak istemiştim. Annemlere ise telefonumu kapatacağımı söylemiştim. Uzaklaşmak iyiydi. Zaten bizimkiler amcama gidince telefonumu kapattığımı biliyordu. Telefonu yanıma aldım, hazırlandım ve okul formamı giyip aşağıya indim.

Amcam dış kapının önünde elinde dün gece hazırladığım çantamla beraber duruyordu. Çantamı bana doğru fırlatınca mal gibi kalakaldım. Çanta tam olarak önüme düştü.

"Tüh, tutamadın."

Sabahları tam bir aptaldım. Boş gözlerle eğilip çantamı aldım ve dışarıya çıktık. O sırada amcam bu halimle dalga geçmemek için kendini zor tutuyordu. Farkındaydım.

Arabanın önüne gelince cebinden bir miktar para çıkartıp elime tutuşturdu. "Lütfen öğünlerini aksatma." Sabahları yemek yemek işkenceydi. Amcam bu huyumu bildiği için beni zorlamazdı. Okulda yerdim, böylesi daha iyiydi.

Arabaya bindim ve koltukta uyuma moduna geçtim. "Sarada, okuldan kaçmak yok?"

Sinsice sırıttım. "Söz veremem."

"Siz gençler..."

Okulun önünde durdu. "Okul bitince seni alırım." Klasik konuşmalar ve öğütler fazlı bitince arabadan indim ve okula girdim.

Bazen her şeyden nefret ediyordum. Kendimden, okuldan, bu formadan veya aklınıza gelebilecek her boktan şeyden. Bırakıp gitmek istiyordum, sadece tek bir mesaj atıp kayıplara karışmak. Kimsenin beni bulamayacağı bir yere gitmek.

Hayır, nefret etmiyordum. Sadece nefret ettiğimi düşünmek değer verdigimi düşünmekten daha kolaydı. Çünkü değer verdiğim tek şey benim sonum olmuştu.

"Ah!" Yerle bakışırken canımın acıdığını hissettim.

Ne olmuştu böyle? Galiba bir gün gerçekten burnumu kıracaktım.

"Sarada iyi misin?" Elimle burnumu ovuştururken İnojin'e sinirli bir şekilde baktım ve ayağa kalktım. Bizimkiler önümde bana bakıyordu. Ve... yanlarında Boruto vardı.

"Hey, bana çarpıp düşmen benim suçum değil."

ChoCho yanıma kaldırmaya gelince elimle 'gelme' der gibi yapıp ayağı kalktım.

"Sorun değil İnojin. Sadece dalmışım."

Hiç birine bakmadan ilerleyip dalgın bakışlarla sınıfa girdim. Kimi zaman onların bana ilgili davranmasıdan bile nefret ediyordum. Çünkü hak etmediğimi düşünüyordum.

Who are you? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin