Selamlarrr!
Bu minnoş bolum için bol bol yorum bekliyorum sizden.
25.Bölüm: Kırmızı.
Saçlarımı öylece ıslak bırakırken kendimi yatağa atmıştım.
Eve gelir gelmez güzel bir duşa girmiştim. Sanırım duş almak kadar sevdiğim bir şey yoktu, çok seviyordum. Günde birkaç kez duş alma potansiyeli bile vardı bende ama işte zaman yoktu o kadar.
Pusat Taşkın ile olan konuşmamız düşündüğümden daha duygusal gibiydi. Daha çok derinlere inmiştik ama sorun olarak görmüyordum bunu.
Sevgilisi adına gerçekten üzülmüştüm ama yapabileceğim bir şey yoktu.
Ve onun benimle yakın olma çabalarının da farkındaydım. Gözle görülür bir şekilde benim için gerçekten uğraşıyordu.
Bu düşünce salakca gülümsememe sebep olurken dizlerimi kendime çekmiştim yatarken.
Bu eve gelirken kimseyle iyi anlaşmak gibi bir düşüncen yoktu ama Pamir haklıydı, gerçeğimden ne zamana kadar kaçacaktım?
Bu evde sığıntı gibi hissetsem bile burası benim ait olduğum yerdi. Uyumsuz olmam bunu değiştirmiyordu.
Benim gerçeğim bu insanlardı, doğruları ve yanlışlarıyla. Tabii ki asla yanlışlarını görmezden gelmeyecektim ama bunun içinde herkese duvar örüp gitmeye içim razı gelmiyordu.
İtiraf edemesem de.. sanırım bende artık yorulmuş ve bir aile istiyordum.
Huzurla oturduğum bir yemek masası, okuldan gelip yaptıklarımı en ince detayına kadar anlatmak veya ailece yapılan herhangi bir aktiviteye katılmak istiyordum.
Normal olmak istiyordum.
Biliyorum benim normal olmak çok zordu çünkü ne kadar aksini söylesem de ben bir dolandırıcıydım. Hırsızlığın kitabını yazmıştım ve hayatımı bu şekilde planlamıştım. Bu saatten sonra bende normal olabilir miydim?
Bilmiyordum.
Belki de normal olmak demek, onları kandırdığım gibi kendimi de kandırmaktı.
Hiç bilmediğim bir şeyi nasıl yapacağımı bilmiyordum. Çıkmaz bir sokağın sonuna gelip yolun devamını yürümeye çalışmak gibiydi. Yolun devamı yoktu ama biz o yolu bulmaya çalışıyorduk, imkansızı oldurmaya çalışır gibi.
Kapım çalınmadan pat diye açılınca yattığım yerde oturur pozisyona gelmiş ve oraya dönmüştüm. Hazar bana tersce bakarken göz kırparak baktım ona.
"Hayırdır?" Dememle iyice çattı kaşlarını. "Bu konuşma ne kızım, hanım ağa mısın sen?" Diye sorduğunda güldüm. "Bırak şimdi bunu, odamın kapısına astığım kırmızı sweati sen mi aldın?" Diye sorunca anlamayarak baktım ona.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çizik. -aile kurgusu
Teen Fiction"Uyan, kavga et, sigara iç, dolandır, uyu. Hayır, ben bundan ibaret değilmişim.." K.T. Bir dolandırıcı çetesinin üyesi olan Karmen, çeteyle birlikte dolandırmak için Türkiye'nin en zengin iş adamlarından birinin evine girer ve zulalarını patlatırlar...