6.BÖLÜM"GEÇ KALIŞ"

291 15 30
                                    

Vote ve yorumlarınızı bekliyorum, iyi okumalar dilerim.

*

*

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*

Hislerimi anlamakta zorluk çekiyordum. Kendimi hiç bu kadar kaybolmuş hissetmemiştim. Babamın vefatı, annemin desteği, yeni işim, Bora Bey. Hala daha babamın yokluğunu hazmedemiyordum, annemin verdiği desteğin altında ezildiğimi hissediyordum ve buna karşı yapabilecek bir şey bulamıyorum, yeni işime alışmakta hala zorlanıyordum ofis işini gerçekten yapmayacağımı bir kez daha anlamış olmuştum. Tablo yapmayı gerçekten özlemiştim, duygularımı rahat rahat dökebileceğim tek yer tablolarımdı. Bora Bey, kendimi ona yakın hissediyordum, bana karşı olan sabrı gerçekten hoşuma gidiyordu. Belki de bizde babamlar gibi arkadaş olabilirdik. Bunu Aleyna' ya anlatmıyordum, anlatsam yapacağı imaları kaldırabileceğimi zannetmiyorum.

Dün eve geldiğimde annemle film izlemiş, yemek yemiş ve gün içerisinde neler yaptığımızı konuşmuştuk. Odama geçtiğimde yorulduğum için kendimi direkt yatağıma atmış ve uyumuştum.

Yağmur damlaları pencereme usul usul çarpıyordu. Uyanıp telefonuma baktığımda geçirdiğim şokla bir süre ekrana bakakaldım. Tam 15 dakika önce işte olmam gerekiyordu. Geç kalmıştım. Bora Bey sabah mesaj atmıştı.

Bora Bey: Nerdesin ?

Bora Bey: Yağmur iyi misin?

Siz: Bora Bey ben çok çok özür dilerim. Uyuya kalmışım.

Siz: Ama hemen geliyorum, tekrardan özür dilerim.

Kendimi çok mahcup hissediyordum. Bildiğin koskoca patron işe gitmiş çalışıyor bense uyuyordum. Hızlıca kendimi yataktan attım. Banyoda işlerimi hallettim ve odama döndüğümde Bora Bey mesaja hala cevap vermemişti. Adam sinirlense de haklı olduğu için ağzımı açıp bir şey diyemeyektim ki. Dolabımdan elime geçen ilk şeyleri giydim. Siyah bir tayt ve kahverengi kazak giymiştim. Dün çıkarmayı unuttuğum makyajım yüzümde hala duruyordu, gerçi genellikle dağılmıştı. Siyah çantamı alıp odamdan çıktım, koşturacağım için topuklu yerine düz taban bot tercih etmiştim. Kabanımı alıp koşturarak evden çıktım. Şirkette gittiğimde nasıl bir konuşma yapmam gerekiyordu ? Tekrar özür mü dileyecektim yoksa uzun uzun neden geç kaldığımı mı anlatacaktım ? Aslında anlatabileceğim bir şey yoktu ki. Yorulduğum için uyuya kalmıştım. Mahallemizin toplu taşımalara olan uzaklığı yüzünden koştururken nefes nefese kalmıştım.

Aradan on beş, yirmi dakika geçtiğinde anca minibüs durağına ulaşıp binmiştim. Derin derin nefesler alıp sakinleşmeye çalıştım. Ne kadar güzel işte Yağmur, sabah sporunu yaptın. Sohbete girdiğimde Bora Bey hala attığım mesajı görmemişti. Toplantısı da yoktu aslında, çok mu çalışıyordur ki? Benim için telaşlı geçen bir minibüs yolculuğundan sonra caddede minibüsten indim. Sabah olmasına rağmen ışıl ışıl ve kalabalık olan sokakta olabildiğince hızlı bir şekilde şirkete girdim.

ASİSTANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin