4.BÖLÜM "GEÇMİŞ"

329 10 33
                                    

İyi okumalarr.

Yalan adeta sinsi bir yılan gibi her tarafınızı sarardı. Ne kendinizi kurtarabilirdiniz ne de çevrenizi. Kendinizi söylediğiniz, duyduğunuz yalanların sonuçlarını ödemek zorunda bulurdunuz. Ödediğiniz her şey sizden kendinizi adım adım koparırdı. En sonunda kendinizi bulamazdınız.

"Yağmur bir şey mi oldu? İyi misin?" Bora Bey' in sesi beni kendime getirmişti. İyi miydim? Eski sevgilimi ve en yakın arkadaşımı kol kola görmüştüm. İyi falan değildim.

"Şey lavaboya gitmem lazım siz geçin içeriye ben gelirim." Derin bir nefes alarak elimden geldiğince sakin kalmaya çalıştım.

"Telefon numaran bende var, mesaj atarım kaydet beni." Şu an telefon numaramı nereden biliyor diye sorgulayacak durumda değildim. Başımı sallayarak onayladığımda yavaş adımlarla içeriye geçti. Gözlerimi Kaan ve Aleyna' ya çevirdiğimde gülümseyerek konuşuyorlardı. Kaan, Aleyna' nın boynuna doğru eğildiğinde nefes alamadığımı hissettim. Bunlar Kaan'a karşı bir duygum olduğu için değil Aleyna' da kendimi gördüğüm içindi. Son kez onlara bakıp dolan gözlerimi kırpıştırdım. Ağlamanın sırası değil.

Ben içeriye geçerken telefonuma mesaj gelmişti.

0545 3** ** **: Nerdesin?

Numaranın profiline tıkladığımda Bora Bey' in günbatımında, bir yatta, beyaz gömlek ve gözlük takarak gülümsediği bir resim vardı.

Siz: Lavabo biraz kalabalık geleceğim.

Anında mesajımı okumuştu.

Bora Bey: İşin bitince yaz.

Siz: Tamamdır Bora Bey.

Sohbetten çıkıp telefonu çantama koydum.

İçerisi loş ışıklarla aydınlatılmıştı, saray kadar büyüktü burası, tavanda ve yerlerde meleklerle ve gökyüzüyle ilgili çizimler vardı. Kalabalığın arasından lavaboyu bulduğumda soğuk suyla yüzümü ve boynuma su çarpmıştım. Aynaya baktığımda iyi gözüktüğüme kanaat getirdim.

Kaan konusunu sonra Aleyna' yla konuşacaktım. Bu konuyu öylece köşeye atamazdım. Birbirlerini tanımıyorlardı çünkü hayatıma Aleyna girdiğinde, Kaan hayatımdan çıkmıştı. Ama bu benim için çokta birşey ifade etmiyordu. Rujumu tazeleyip lavabodan çıktım.

Masamızı bulabileceğimi düşünüp Bora Bey' e tekrar yazmadım. Davet alanına girdiğimde burası gerçekten kalabalıktı. Aleyna ve Kaan'la karşılaşmak istemediğim için duvar kenarından, insanların arkasından ilerliyordum. Hoş bir keman sesi odayı doldurdu. Arkasından klasik bir şarkı söyleyen kadın sesi eşlik etti. Masalarda gözlerimi gezdirirken Bora Bey ve Nur' u gördüm. Nur' un burada ne işi vardı?

Masamıza yaklaştığımda Nur' un kan kırmızısı, mini askısız bir elbise giymiş, saçlarını topuz yapmış ve özenle makyaj yapmış bir şekilde gördüm. Normalde şirkette yorgun ve oradan oraya koşan kadın şimdi dinç ve alımlı gözüküyordu.

Bora Bey ile konuşmayı bırakıp beni gördüğünde yüzünde bir gülümseme belirdi.

"Yağmur, ne kadar güzel olmuşsun."

Birbirimize sarıldığımızda gerçekten kendimi kız kardeşimin yanında gibi hissetmiştim. Bu kadın bana iyi geliyordu.

"Senin kadar olamam, çok güzel gözüküyorsun Nur."

ASİSTANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin