Anılar

104 55 13
                                    

Sesiyle irkilir ve dönüp ;

bak bak orada nefesi ensemde sesi kulağımda ama bak Azra orada ! Der panik bir sesle. İhtiyar '' doktor göremiyorum. İyi misin sen ? Der o sıra telaşlı doktor '' iyiyim ve ben dışarı çıkıyorum. Azra'yı buldum. Onu alacağım. İhtiyar ;

bekle bekle doktor demesine kalmadan doktor çoktan kendisini bahçede bulurken geride kalan Melis ve ihtiyar konuşur ''Melis, kızım kolyesi boynunda mıydı?''

Boynundaydı babacığım ben taktırdım.

Eminsin değil mi ?

Evet,evet eminim. Ama biz işi şansa bırakmayalım. Hava kararmak üzere daha güçlü tarikat gelebilir.

Daha güçlü tarikat ? Kimdi onlar ya da türü , cinsi neydi ?

Baba kız hastaneden çıkmak üzereyken doktor bahçenin etrafını tavaf etmiş şekilde Azra'yı aramaya devam ediyordu. Bu sıra tatbiki her zamanki kendi kendine konuşmasını yapmayı ihmal etmiyordu.

Nerede bu kız? Azra neredesin? Günlerdir sesin kulağımda nefesin ensemde Azra neredesin ? Diye haykırırken çalının ardından çattırdı sesleri duyar.

Azra , sen misin? Diyerek o tarafa sakince yanaşmaya devam etti. Hafifçe yaklaştığında orada olan azra olmadığını sadece boş bir poşetten çıkan ses olduğunu fark etti. '' poşet korkuttun beni '' dedikten beş dakika sonra arkasını dönmesiyle önünden geçen iki tane siluet gördü. ' Neydi o ? sen nesin ? Kimsin ? Kim var orada ? Derken bir yandan da ne olduğunu bulmak için o tarafa doğru gitmeyi ihmal etmiyordu. Korkuyordu. Evet ama tek isteği Azra'yı bir an önce bulmak ve onu buradan götürüp iyileştirmekti. '' korkuyorum evet ama bulup Azra'yı tedavi edeceğim. Beni o kızda kendisine çeken bir şey var. Bulmalıyım evet bulmalıyım...

Tam o sıra da ensesinde gene o nefes ve kulağında o ses..

korkuyorum doktor, sahi sen korkuyor musun?

Direk kafasını kaldırmasıyla etrafında gene o siluetler belirmişti. Demirlerden uzaklaşmış olacak ki etrafını sarmışlardı. Geriye baktığında demirlerden on kilometre uzaktaydı. Ama kulağındaki o sesler ve siluetler gitmesine izin vermiyor sürekli etrafında dönüyordu. En sonunda dizlerinin üstüne çöküp 'Yeterr!' diye bağırarak orada bayılan doktorun imdadına bu sefer ihtiyar ve Melis'ten önce Azra yetişti...

AZRA...

Üstü başı harabe olmuş ceketinin bir kolu sökülmüş kir pas içinde yüzü bembeyaz...

Merhaba, iyi misiniz ? O sıra doktor şok olarak dönüp ;

sen, sen evet ya evet seenn! Azra...

evet adım Azra adımı nereden biliyorsunuz. Sizi benim ikinci odam da da gördüm. Ne işiniz vardı.

Ben her yerde seni aradım.

Neden ? Ne sebeple siz kimsiniz ? Ve beni nereden tanıyorsunuz ?

Ben psikolog doktor Buğra, seni buradan alıp iyileştirmek için götürmeye geldim.

Ne, ne nasıl yani ? Ben yıllardır buradayım. Burada doğdum ve burada büyüdüm.

Kendimi bildim bileli de buradayım. Bir yanlışlık olmasın.

Dediklerinin karşısında şaşırıp kalırken o sıra ihtiyar ile birlikte Melis de gelir. Melis '' şükürler olsun Azra, iyisin ' o sıra Azra '' Melis ben iyiyim ama sanırım bu adam iyi değil. Baksana doktor olduğunu ve beni alıp tedavi edeceğini söyleyen kaçık birisi'' Melis ile ihtiyar gülerek '' hayır o kaçık falan değil seni iyi etmek için uzak yerlerden geldi. '' Azra '' nereden gelmiş bu kaçık '' İhtiyar direk söze atlar. '' İstanbul '' der. Ve Azra orada donup kalır. Ne diyeceğini o an bilemez ve bir anısı gelir. O yolculuğa çıkmadan bir gün öncesi...

AZRAH (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin