Her şey yeni başlıyor

58 11 12
                                    

Hep bir ağızdan “Evet” cevabını verdikten sonra hazırlık
yapmak için işe koyuldular. Yanlarına alacağı birkaç parça
eşyayı ayarladılar. Dinlemek üzere odalarına gittiler.
Her şey daha yeni başlayacaktı. Tarikatların sonunu
getirebilecekler miydi? Yoksa ömürlerinin sonuna kadar böyle
mi gidecekti?
Sabah saat beş buçuk olmuştu. Güneş daha yeni yeni
kendisini gösteriyor, adeta güne gülümsüyordu. Havanın o
güzelliği insanların içine içine işleniyor ve büyülüyordu.
En önce uyanan kişi gördüğü o rüyadan sonra Azra
olmuştu. Adeta ağlarak uyanmıştı. Birden yattığı yerden sıçradı.
Kendisine gelmek için elini yüzünü yıkamak için lavaboya gitti.
O kadar çok ağlamıştı ki yüzü gözü şişti. Aynada kendisine
bakınca şok olmuştu. Gözlerinin altı mosmordu. Bir süre aynada
kendisine baktıktan sonra elini yüzünü yıkadı. Dışarıda olan bir
kaç eşyasını çantasına koyup, diğerlerinin yanına gitmek için
ayrıldı. Bir yanı buruktu. Bayadır kaldığı yerden kim bilir belki
temelli, belki de bir daha gelmemek için gidiyordu.
Merdivenlerde Melis'e rastladı.
“Melis babam ile doktor hazır mı?”
“Bilmiyorum ama sanırım hazırlar. Seslerini duydum.”
Azra bir üst katta kalırken ihtiyar ve doktor aynı odada
kalmış, Melis ise bir yan odadaydı.
“Ne konuşuyorlardı?”
“Sanırım, nasıl gideceğiz muhabbeti. Araba konusu geçti.”

“Araba çalışıyor muymuş?”
“Nereden bileyim Azra! Araç mı kullanıyorum ben?”
“Güldürme beni Melis, ne bu tavırlar. Senin bana karşı
davranışların hiç hoş değil. Neyin var senin?”
“Bir şeyim yok! Olması mi gerekiyor?”
“Hayır! Olmasın da zaten ne gerek var.”
“Değil mi?
“Evet Melis, evet!”
“Neyse hadi gidelim. Belki de bizi bekliyorlardır.”
“Her şeyin tam mı?”
“Tamam. Peki ya senin?”
“Evet ne var ne yoksa çantalara doldurdum.”
“Melis yapma!
“Ne Azra? Geri gelip gelmeyeceğimizin netliği var mı?
Hadi söylesene! Ya da bize ne olacağının… Biliyorsan söyle!”
Üzgün ve durgun bir ifadeyle Azra cevapladı.
“Bilmiyorum, belki de ailemden sonra bilmek istediğim
şeylerden birisi olabilir.”
Melis şaşırmıştır. “Yoksa sen Azra...”

“Ne ben? Anlamıyorum.”
“Neyse, yok bir şey gidelim.”
Nihayet ihtiyar ve doktorun yanına gelmişlerdi. Doktor,
“Gelebildiniz mi? diyerek kızlara baktı. İkisi de birbirine bir kaç
saniye baktıktan sonra doktora bakarak konuştu.
“Evet, gelebildik. Bizi mi bekliyordunuz?”
Doktor “Başka beklediğimiz kimler olabilir tabiki sizi
bekledik.” dedi.
Melis, “Evet, beklettik kusura bakmayın. Hazır mısınız?
Gidelim mi artık?” diye sordu.
Bunun üzerine ihtiyar söze katıldı. “Evet hazırız gidelim.
Doktor sende mi anahtarlar, baktın mı?”
Doktor, “Tabii baktım. Yürüyerek gidecek halimiz yok,”
diye cevapladı.
İhtiyar “ tamam o halde hadi gidiyoruz” dedi ve oradan
araca geçmek üzere ayrıldılar.

AZRAH (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin