Giriş

33.3K 1.2K 185
                                    


!Bu kitapta geçen yer kişi ve kurumlar tamamen hayal ürünü olup tamamen kurgudan ibaretir!

Yayımlanma tarihi 11.03.2024

Güzel okumalar ♡

Giriş

                            Giriş

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

___________________________

İki insanın kadar ağları; bazen bir bakışla, bazen de bir çarpışma ile örülebilir.
__________________________


19 şubat 2019
Ankara üniversitesi

Şubat ayının soğuk havasında, üstüne giydiği siyah kabanı ile üniversitenin kütüphanesinden çıkmış, tıp fakültesine doğru yürümeye başlamıştı genç kadın.

Bir hafta sonra sınavları başlayacaktı. Bu nedenle kütüphanede saatlerini derslerine vermişti. Elinde kitaplar, sırtında siyah çantasıyla, 23 saat ders çalışmanın da verdiği yorgunluk ve uykusuzlukla önünü zor görsede, yavaş adımlarla ilerlemeye devam etti yoluna genç kadın. Ama ta ki sert bir bedene çarpana kadar.

Sert çarpışmanın etkisiyle kitaplar elinden düştü. Genç kadın geriye iki adım sendeleyip kendisi de düşecek oldu lakin belinden kavrayan yabancı kollar buna izin vermemişti.

Genç kadın, daha ne olduğunu idrak edememişken yüzünde siyah maske ve üzerinde askeri üniforma olan bir adamın kollarında bulmuştu kendini. Anın verdiği saf şaşkınlıkla asker adama bakarken ne yapacağını bilemedi ve siyah maskeden sadece gözleri görünen adamın gözlerine baka kaldı öylece.

Asker adam, bugün üniversiteye verilecek olan konferans için gelmişti. Sadece o değil ülkenin birçok yerinden bu konferans için askerler gelmişti. Lakin onun asıl katılma sebebi yarbay olan dedesiydi. O da bu konferansta olacaktı.

Kollarında ki kadına boş olamayacak bir ifadeyle baktı.

Anlayamadığı bir duygu hissetti.

Şubat ayının sert rüzgarı esti onlara doğru. Ve bu esinti onları kendine getiren şey olmuştu. Genç kadın, hızla toparlanarak, belini saran asker adamın yabancı kolları arasından çıktı. " Ben özür dilerim, sizi görmedim" diyerek yere dağılmış olan kitaplarını toplamaya başladı. Panik ve küçük bir telaşla tekrar konuştu " kusura bakmayın lütfen"

Adam çarpan kendisiydi. İçini suçluluk hissi kaplamıştı genç kadının.

Asker adam, konuşmadı, bir tepki vermedi.

Genç kadın ise; kitaplarını toplamaya devam ederken utançla birkaç kez daha özür dilemişti. Haddinden fazla Panikliyordu. Sebebi yıllardır peşini bırakmayan anksiyeteydi.

Kadının bu panik hali, adamı hafif gülümsetmişti. Ona yardım etmek için ağır bir hareketle dizlerini kırıp, eğildi. Yere saçılmış kitapların arasından birçok not kağıtları da etrafta yayılmıştı. Onları toplamaya başladı.

Bunu fark eden kadın durup başını kaldırdı ve adama baktı.

Ona dönen bakışları hisseden adam, bunu umursamayarak kağıtları toplamayı devam etti. Yerde bir kağıt bile bırakmadan hepsini topladı. Ve en sonunda kadına gözlerini değdirdi.

Çakır hareleri, kadının yeşil hareleri ile buluştu.

Yine anlayamadığı o duyguyu kalbinde hissetmişti adam.

Yutkunup, not kağıtlarını kadına uzattı. " Teşekkür ederim" kağıtları da kitapları ile birlikte alıp doğruldu genç kadın. " Ben tekrardan özür dilerim, çok dalgındım sizi fark edemedim" dedi bu sefer sakin ve mahçup bir sesle.

Adam çöktüğü yerden kalkıp, kadınla göz temasına girdi. Konuşmak istedi ama kelimeler ağzından çıkmadı. Sadece ona hafif eğilip sorun anladım der gibi baktı.

Bununla iki adım geriye doğru attı genç kadın. Gözlerini adamdan çekip, çevresine baktı. Herkes kendi halindeydi. Onlara bakan kimse yoktu. Bunu rahatlığı ile çekinerek bir kez daha baktı adama " size iyi günler " diyerek gülümsedi. Ve yana doğru çekilip, adamın konuşmasını beklemeden fakültesine doğru ilerledi.

Asker, giden kadının arkasından dönüp baktı. Fark etmeden çattığı kaşları ile kendini sorguladı. Neydi az önceki yaşayıp, hissettikleri? Ama cevap yoktu çünkü kendisi de bilmiyordu. Dili tutulup, lal olmuş gibi tek kelime dahi edememişti. Bunu tek bir açıklaması vardı o da kadından

Etkilenmişti.

Ve genç kadının bıraktığı etki onu sarhoş edecek kadar büyüktü.

Çatık olan kaşları düzeldi. Siyah maskenin altından dudakları kıvrılır gibi oldu. Kadın gözden kayboluncaya kadar gözünü o taraftan çekmemişti.

Yoluna kaldığı yerden devam edecekti ki , yerde fark ettiği kolyeyi görmesi ile durdu. Kolyeye yerden alıp dikkatlice inceledi.

Ucunda mavi, beyaz bir kar tanesi vardı.

Az önceki adını bilmediği kadından düştüğünü anlayıp, doğruldu ve hiç düşünmeden kolyeyi cebine attı.

Siyah maskenin altındaki gülümsemesi derinleşti. Bir kez daha dönüp kadının gitti yola baktı. Ardından ağır adımlarla konferans salonuna doğru gitti.

Konferans boyunca Asker adamın aklı genç kadında kalmıştı. Kadının güzel siması sürekli gözünün önünde belirmişti. Aklından çıkarmayı denedi o yeşil gözleri, beline kadar uzanan siyah saçları, beyaz tenini... Ama nafileydi.

Oy vermeyi unutmayın 🪄

KALBE KURŞUN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin