BÖLÜM 3: NORMAL BİR GÜN

8 3 0
                                    


Aklım, gece gördüğüm o kabus ta mı olmalı yoksa sabah elime geçen o notta mı? Ne olacağından korkmalı mıyım yoksa fazla takılmamalı mıyım? Daha da önemlisi bu yaşadıklarımı kader arkadaşlarıma anlatmalı mıyım? Ah dur bir saniye, ne ara arkadaşım oldular onlar benim? Nefes neyse ama diğerlerine şimdilik güvenebileceğimi sanmıyorum. Açıkçası Nefes' ten de şüphe etmiyor değilim. Belki o da benim ağzımdan laf almak için uğraşıyor? Ne yani olamaz mı?

Yolda yürürken fazla düşüncelere daldığım için sol tarafımdan gelen arabayı görmeden yola atladım. Arabanın içinden gelen sesle kendime geldim ve ne ara yolun ortasında durup ölüme kendi ayaklarımla gittiğimi sorguladım. Gerçekten iyi değilim. Her ne olacaksa olsun bu olanları bilmek sınıftakilerin de hakkı diye düşünüyorum. Umarım doğru düşünüp doğru karar veriyorumdur.

Okul bahçesine geldiğimde bahçede kimse yoktu. Okul tatil olmuştu da benim mi haberim yoktu? Telefonumu çıkarıp saate baktım. 08.04 gösteriyor. Dersin başlamasına yaklaşık 11 dakika var ve normalde bu saatte okulda en azından birkaç öğrenci olması gerekiyor. Telefonumu tam cebime atarken gelen bildirim sesiyle tekrar çıkardım. " 'Kader Ortakları' adlı gruba eklendiniz."

Bu grup okul grubu dışındaydı. Tam telefonumu kapattığım sırada yeniden gelen bildirim sesiyle kendime sabır dileyerek tekrar gruba döndüm. " Arkadaşlar bu grubun ne alaka olduğunu düşünüyorsunuz biliyorum ama herkes sınıfta toplansın öyle bir açıklama yapacağım. Mesela Ceren sınıfa çıksa şu an okul bahçesinde öylece olanları sorgulamayacak. Değil mi Ceren' cim? J"

Ciddi ciddi beni mi izliyor bu? Hem bizim sınıfın camları ön tarafa bakıyor muydu? Of her neyse.

Paşa paşa merdivenlerden çıkıp 11-C sınıfına yani kendi sınıfıma girip arkalardan boş bir sıraya oturdum. Tam o sırada kapıdan içeri Ateş ve Serkan girdi. " Ooo günaydın prenses." Deyince ister istemez yüzümde bir gülümseme oluştu. Bu tip erkeklerden nefret ederdim ama Ateş'te olan bir şey beni ona bağlıyordu. " Sana da günaydın. O grubun amacını anlatmayı düşünüyor musun acaba?" dediğimde çoktan yanıma oturmuştu. Telefonunu cebinden çıkartırken Serkan' da hemen arkamıza oturmuştu. " Ceren..." Serkan ismimi söylediğinde yönümü ona doğru çevirdim ve " Evet?" diyerek cümlesinin sonunu getirmesini bekledim. " Biz sabahları Ateş ile beraber geliyoruz. Sabah ikimizde birer not aldık. Notu yazan kişi aynı kişi olmalı çünkü el yazıları aynı..." Cidden mi? Ne yani bana gelen nottan onlarda da mı vardı? Bir an ağzım açık kalmış olacak ki Ateş " Ağzına sinek kaçacak korkma bu kadar." Dediğinde fark ettim halimi. " Yani..." Söylemeli miyim bende de not olduğunu bilmiyorum ama onlar bana güvenip söylediyse benimde onlara söylemem gerek. Bu durumdan başka türlü kurtulamayız. Derin bir nefes alarak " Açıkçası benimde size söylemem gereken bir şey var ama öncesinde de aklıma takılan bir şey var. Birincisi, Nefes veya diğer sınıfın kalanı nerede?" Onlar müzik odasındalar. Ders programına bakmadın mı? Onların şu an bu durumdan haberi yok sakın söyleme de. Bize gelen bu notlardan biride Pelin ve Özgür' e gelmiş. Pelin baya paniklemiş en son Anksiyete krizlerinden birini geçiriyordu umarım iyidir." Duyduklarım karşısında ne yapmam gerektiğini mi düşünmem gerekiyordu yoksa benimde mi bağırıp çağırıp kendimi ifade etmem gerekiyordu? Cidden böyle bir saçmalık olmamalı ya!

" 2. Si ne peki prenses?" Ateş'in sorusu ile kendime gelmem bir oldu. " Bu kadar şaşırmamın sebebi bu sabah o notlardan birinin de beni bulmuş olması..." dediğimde Ateş' in ve Serkan'ın gözündeki endişe, strese girmem için yardımcı oluyordu resmen. Bir an ikisi bakıştılar. " Not eğer hala yanındaysa bir bakabilir miyim?" Serkan'ın sorusu üzerine notu o anki panikle yırtıp atmamış olmayı diledim. Çok şükür, çantamın kenarından notu çıkarınca hemen Serkan'a verdim. Ateş' te notu incelemeye başladı. " Bu daha farklı..." Ateş'in söylediğinde bir şey anlamayınca " Ne farklı?" diye sordum. " Bize gelen notlarda sadece ipucu verilmiş. Yani bilmece gibi bizimkiler, net bir şey demiyor şifreli sanki ama seninkinde direk sana hitap edilmiş ve bizim ismimizin geçiyor olması da senin bizimle konuşup takıldığını görüyor, biliyor demek. Yani bu notu yazan her kimse sana doğrudan..." Sustu. " Bana doğrudan ne?" Gözlerime baktı, baktı ve " Sana doğrudan zarar verebilir ama ben buna izin vermem." Söylediği sözden sonra strese mi girmeliyim yoksa rahatlamalı mıyım? " P- peki bu grup?" derin bir nefes alıp " şimdi gelelim bu konuya. Bu grup, bu sabah notu alan kişilerin içinde olduğu bir haberleşme grubu. Açıkçası senin notu aldığından haberim yoktu ama sen o notu alsan da almasan da ben bu konuyu zaten seninle paylaşacaktım. Tesadüfe bak ki sen çoktan notu almışsın." Dedi. Tam neden bana sormadan beni gruba eklediğini soracakken öğretmen içeri girdi.

KANLI LABİRENTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin