Eve vardığımda annem mutfakta akşam yemeğini hazırlıyordu. Telefonla konuştuğu için bana baktıktan sonra konuşmasına geri döndü. Bende direk odama yöneldim. Çantamı masamın yanına bıraktıktan sonra telefonumu şarja taktım ve üstümü çıkardım. Duş almanın bana iyi geleceğini düşünerek banyoya yöneldim. Kapımı kilitleyip suyu açtım. Suyun altında birkaç dakika durdum. Durdum ve olanları tekrar düşündüm. Ateş' in yaşadıklarını, bugün olanları... Ve o an gözümün önüne Barın geldi. Barın, biraz tuhaftı sanki. Ya da size şöyle söyleyeyim, Ateş ve Barın arasındaki o negatif enerjinin nedeni ne? Neden birbirleri ile sürekli bir rekabet halindeler? Ateş, neden Barın' ı her gördüğünde ona onu öldürecekmiş gibi bakıyor? Hepsinin cevabını tek tek öğrenmek istedim o an.
Duştan çıktıktan sonra üzerime pijamalarımı giydim. Yemek için aşağı indiğimde babamın da çoktan geldiğini gördüm. Annem, yemek için masayı kurarken babam, televizyonda haberlere bakıp kendi kendine yorum yapıyordu. Hep böyle olmamızı diledim o an. Sakin bir hayat bizim en büyük huzur kaynağımız olurdu. Onları izlemeyi bırakarak anneme yardım etmek için masaya doğru yöneldim. Daha sonra hep beraber yemeğimizi yedik ve sonra onlar televizyon karşısına geçtiklerinde ben mutfakta kendime bir bardak kahve hazırlayıp odama geçtim. Bardağı yatağımın yanındaki komodinin üzerine bırakıp telefonumu aldım ve yatağıma uzandım. Telefonu açtığımda " Kader Ortakları adlı gruptan 9+ mesaj!" diye bir bildirim gördüm. Kahvemden bir yudum alarak gruba girdim. Ben yokken ne de fazla konuşmuşlardı. Yazılanları okumaya başladım.
Pelin: Çocuklar, edebiyat hocasının verdiği kompozisyonun zamanı kaç gündü bilen var mı?
Nefes: Çarşamba günü olması gerekiyor.
Pelin: Tamamdır, teşekkürler bebeğim.
Nefes: Ne demek şekerim.
Serkan: Ödev ne zaman verildi? Bende o sınıftaydım ve ödev diye bir şey duymadım?
Ateş: Şaşırdık mı? Hayır.
Serkan: Benden her seferinde dersle alakası olmayan bir öğrenci gibi bahsetmeyi bırakırsanız sevinirim.
Nefes: Ağlama hemen Serkan' çığım.
Serkan: Nefes bari sen yapma ya, ciddi bir şey sordum şurada!
Pelin: Bizde ciddi bir şey dedik Serkan.
Ateş: Serkan bunlar seni çatır çatır yer yalnız benden demesi.
Nefes: Çoktan yedik bile, baksana çevrim dışı.
Görkem: Uykumun içine ettiğiniz için sonsuz teşekkürler.
Nefes: Uyku demişken Ceren nerede ya? Çıkışta da görmedim. Uyudu mu acaba?
Serkan: Onu Ateş' e sormak lazım. Hepimizden daha iyi bilir o.
Tam " Buradayım!" diye bir mesaj yazarken Ateş'ten bir mesaj geldi. Mesajımı sildim ve onun yazdıklarını okumaya başladım.
Ateş: Çıkışta beraber eve doğru yürüdük ama şu an ne yapıyor bende bilmiyorum. Hani bana vahiy falan gelmiyor sonuçta.
Ateş: Üstelik siz bir salın kızı ya, uyuyorsa da Görkem' in uykusunu böldüğünüz gibi onun uykusunu da bölmeyin.
Görkem: Şu konuşma içerisinde en mantıklı konuşmayı Ateş yaptı sanırım. Abi, size ne milletin uykusundan, rüyamda ninni sesi yerine sizin yüzünüzden gelen bildirim sesini duymak zorunda mı millet ya?!
Nefes: Amma da abarttınız ha.
Pelin: Aman, bırak Nefes, boş verelim biz MİLLETİN uykusunu.
Nefes: Bence de.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANLI LABİRENT
Teen Fiction2 yıl öncesinde bulunduğu katil yuvasından ayrılan Ceren, babasının zoru ile terk ettiği cehenneme tekrar dönmek zorunda kalmış ve eskisine göre çok farklı şeyler yaşandığını görmüştür. Eski okulunun yeni yılının daha ilk günlerinde gizemli olaylara...