BÖLÜM 7: UFAK ADIMLAR

2 1 0
                                    


Gözlerimi açtığımda kendimi yatağımda buldum. Neler olmuştu böyle? En son baloda değil miydik? Ah, doğru ya, nedenini bilmiyorum ama en son fena bir şekilde uykum gelmişti ve başım dönmeye başlamıştı. İyi ama beni yatağıma kadar kim getirmişti? Ya da üstüm bile değişirken ben neden uyanmadım acaba?

Yemin ederim şu an hayat benim sorgularımdan yoruldu...

Uyandım dedim değil mi?

Ah, hayır tabii ki de uyanmadım...

Sonunda sabah olduğunda derin bir nefes aldım. Uyku mahmuru bir halde banyoya doğru yürüdüm ve duş aldım. Bugün günlerden Cumartesi ve ben sadece odamda kalıp dinlenmek istiyorum.

Hafta sonları her zaman olduğu gibi klasik geçti. Sabah duşumu aldıktan sonra kahvaltı yaptım, günümü kitap okuyup dizi izleyerek, e biraz da ailemle televizyona bakarak geçirdim. Zaten tüm bunların üstüne saat 19: 54 olmuştu.

Akşam yemeğinden sonra odama çekildim ve yatağıma öylece uzandım. Nedense aklıma Barın' ın söyledikleri geldi. Abi tavsiyesi demişti, değil mi? Ne demek bu şimdi?

Hayır, ben ne zaman onun kardeşi oldum da o benim abim oluyor be?

Sonra aklıma baloda yaşananlar geldi. Daha doğrusu balodan önce o oyunda konuşulanlar...

Doğruluk mu cesaretlik mi?

Evet, evet sana soruyorum, benim tatlı okuyucum.

Şimdi tekrar soruyorum; Doğruluk mu cesaretlik mi?

Eğer doğruluğu seçtiysen şimdi sorum geliyor...

Şimdiye kadar kalbini en çok acıtan cümle neydi?

O cümle kim tarafından söylendi?

Bazılarınız direk cevabınızı verdiniz ama bazılarınızın biraz düşünmeye ihtiyacı var sanırım. Bende o sırada cesaretliği seçenler için isteğimi söylüyorum...

Kalbinizi kıran her şeyi atın kafanızdan,

Kalbi kıranları da atın hayatınızdan...

Bunu yapamam derseniz eğer bu oyunun cezası gelir karşınıza...

Hayat sizin için bir labirentten farksız olur. Ama aslında labirentler kötü değildir ki. Karmaşıkta değildir aslında.

Labirentleri karmaşık hale getiren bizleriz, girdiğimiz yerden çıkmasını bilmiyoruz...

Bu ceza basit gibi görüne bilir ama aslında sizi yoran, canınızı en çok acıtan cezalardan biridir hayatın karmakarışık yolları...

Ve sanırım bende o labirentin içine düştüm. Çünkü artık ne yapacağımı bilmiyorum...

Öylece yatağımın üzerinde oturmuş duvarı izlerken müzik dinlemek istedim bir an. Telefonumdan rastgele bir şarkı açtım.

Açmaz olaydım...

Bu şarkının sözleri bir yerden tanıdık geliyor bana. Daha doğrusu sadece bir kısmı. " Gel, yaralarını ben sarayım," diyor şarkı. Ateş' te buna benzer bir şey söylemişti. O gün Bahar hakkında konuşurken beni ilk gördüğü andan falan bahsetmişti.

Neymiş, ben ona " Gel, yaralarını ben sarayım," demişim.

İyi ama ben neden bu kadar sinirlendim ki şimdi? Kavga etmedik, tartışmadık, birbirimize tek bir kötü söz bile söylemedik ama neden birden Ateş' e karşı bir düşmanlık duygusu var içimde?

Ben böyle mal gibi kendi kendime yatağın üzerinde sallanıp müzik dinlerken uyuya kalmışım.

Ve ben bunu sabah fark ettim.

KANLI LABİRENTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin