Beni o güzel uykunun kollarından ayıran şey, teneffüs zili oldu. Evet, tarih dersi bitmişti ve şimdi öğle arasındaydık. Tam emin değilim ama sanırım öğleden sonra ki dersimiz beden.
Yemekhaneye doğru yürürken Nefes bana seslendi.
" Ceren bekle de beraber gidelim."
" Tamam, bekliyorum acele etme."
Koridorun başından sırf bana yetişmek için koşan kız yanıma geldiğinde nefes nefese kalmıştı. Biraz soluklandıktan sonra " kusura bakma beklettim seni de, hadi gidelim." Dedi. " Sorun değil, ne olmuş birkaç dakika geç kaldıysak."
Havadan sudan konulardan bahsederek yemekhaneye indik. Normalde okul bahçesine çıkıp bahçede yemeyi düşünüyorduk ama dışarıda pek te iyi bir hava yok gibiydi. Bu yüzden yemekhane masalarından birine oturduk ve konuşmaya başladık. O sırada Ateş, Serkan ve Görkem geldi. Onlar da yemeklerini aldıktan sonra bizim yanımıza geldiler. Serkan oturmak için izin istediğinde yan masadan sandalye çektiler ve bizim masamıza oturdular. Ateş tam karşıma oturmuştu. Serkan ise Nefes' in hemen yanına. Görkem' de Ecem' i bekliyor olmalıydı çünkü yanında bir sandalye daha vardı ve o boştu. İlk söz Görkem' den geldi.
" Ee, balo hazırlıklarını ne yaptınız? 2 gün kaldı sanırım."
" Evet, 2 gün kaldı. Ben elbisemi seçtim ama kimle gideceğimi bulamadım."
Nefes' in bu söylediklerinden sonra Serkan tam bir şey söyleyecek gibi oldu fakat sonra vazgeçti. Ateş, " Sen kimle gideceğini dert etme, baloya kadar çoktan bulursun." Diyerek Serkan' a göz kırptığında Nefes' te Ateş' in bu hareketini fark etti. Bana sırıtarak baktığında bir şeyler kafamda oturmaya başlamıştı. Tabii ya! Serkan' ın Nefes' e karşı olan bu yakınlığı Nefes' i sevdiği içindi. En başından beri Nefes' e karşı bakışları farklıydı zaten. Ya, bunlar olursa var ya çok tatlı bir çift olurlar.
" Ee, sen en son kararsız kaldığını söylemiştin Ceren, baloya gelecek misin?"
" Yani, sanırım geleceğim. Ama daha hiçbir hazırlık yapmadım. Hem kimle gideceğim bile belli değil şu an."
" Hımm, anladım."
Gülümseyerek Ateş' e baktığımda oda bana gülümsedi. Ah, gülümserken gerçekten çok tatlıydı. Acaba Nefes' in dediklerine göre beni seviyor olabilir mi?
Hep beraber masadan kalktığımızda sınıfa doğru giderken zil çaldı ve bahçeye doğru inmeye başladık. Hava kapalıydı ama ne soğuk hava vardı dışarıda ne de yağmur. Tam ayarında.
Beden dersinde futbol, basketbol ve voleybol oynayan kişiler oyun oynarken ben, Ateş, Görkem ve Ecem kamelyaya oturmuş oyun oynayan sınıf arkadaşlarımızı izliyorduk. Önüme döndüğümde Ateş' in beni izlediğini fark ettim. Görkem ve Ecem ise aralarında bir şeyler konuşuyorlardı. Ne oldu anlamında Ateş' e başımı salladığımda sonunda sessizlik yeminini bozmuştu.
" Seninle biraz bahçede dolaşalım mı Ceren?"
" Peki, olur."
Ateş ile beraber bahçede yürümeye başladığımızda bahçenin arka tarafına doğru gidiyorduk. Açıkçası yanımda birisi olmasa bu okulun arka bahçesine hayatta giremezdim. Genellikle kimse olmuyor bu tarafta ve ne bileyim, içimden bir ses girmemem gerektiğini söylüyor işte.
" Baloya gitsen kiminle giderdin?"
" Bilmiyorum, kimseyi tanımadığım için net bir cevap veremem."
" Peki, tanışalım o zaman."
" E zaten tanışmıyor muyuz?"
" Ama kimseyi tanımıyorum dedin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANLI LABİRENT
Teen Fiction2 yıl öncesinde bulunduğu katil yuvasından ayrılan Ceren, babasının zoru ile terk ettiği cehenneme tekrar dönmek zorunda kalmış ve eskisine göre çok farklı şeyler yaşandığını görmüştür. Eski okulunun yeni yılının daha ilk günlerinde gizemli olaylara...