🐝Sezen Aksu-Farkındayım
Buray-Deli Divane***
***
Türkay ve Bihter havuzdan en son çıkanlardan olmuştu. Ders saati biteli on beş dakikayı geçmişti. Bir başka antrenör uyarmasa hâlâ yüzmeye devam edeceklerdi. Daha doğrusu Bihter suda çırpınmaya, Türkay da onu su üzerinde tutmaya...
Havuzun bulunduğu tesis eve yürüme mesafesinde olduğundan dışarı çıktıklarında yan yana yürümeye başladılar. Hava çok soğuktu, ikisi de nefes verdikçe beyaz buharlar çıkıyordu ağızlarından. Türkay'ın elleri ceplerine sığınmış, Bihter'in de koltuk altlarına sıkışmıştı.
"Çok yoruldum!" diye sızlandı Bihter huysuz bir sesle. Baldırlarında ve kollarında hafif hafif sızılar hissediyordu.
"Hamsın çünkü, alışmadığın için yoruldun." dedi Türkay dümdüz yola bakarak.
"Ne hamı ya? Elli üç kiloyum ben he!"
"Bu neyi değiştirir? Spor yapıyor musun?"
"Yo?"
"Ee? Hem dur sen daha, onun ağrısı yarına çıkacak."
"Nasıl ya? Ertesi gün bir de bunun ağrısını mı çekeceğim ben? İki ay sonra ödemeli taksitli ürün gibi bu ne böyle?" diyerek bacaklarını salladı Bihter. Gerçekten de sızlıyordu kasları.
Türkay ona yan yan baktı. "Ölmezsin, korkma."
"Sağ ol ya, çok iyi geldi bu sözlerin bana..."
Türkay gözlerini yeniden karanlık sokağa dikti. Aklında sadece Eren'in Bihter'i aldatması vardı. Bihter yanında bıcır bıcır bugünkü yüzme dersinin yorgunluğundan bahsedip dururken o bütün bunları Bihter'in hak etmediğini, hatta hiç kimsenin böyle bir şeyi hak etmeyeceğini düşünüyordu. Sonuçta ayrılmış olsa da bir ay geçmeden eski sevgilisi tarafından o da aldatılmış gibi hissediyor, gururuna yediremiyordu. Rahatsızca omuzlarını kıpırdatırken kaşları çatılmıştı. Göz ucuyla yeniden Bihter'e baktı. Bihter şimdi lisede voleybol oynadığından bahsediyordu. Yedirememişti hamsın lafını kendine anlaşılan. Gülmek istedi Türkay onun bu sinirli sinirli anlatması üzerine.
Söyleyecekti ona Eren'in kendisini aldattığını. Fakat nasıl?
Ellerini cebine atınca yine Şıpsevdiler geldi eline. Çıkardı. Dış kâğıdı yırtılmış Şıpsevdi'yi uzattı Türkay'a. "Al, geçen masada unutmuşsun." dedi.
Türkay aldı. İkisi de Şıpsevdileri açıp çiğnemeye başladılar ve ikisi de dış kâğıdında yazan falı ceplerine sıkıştırdılar.
Bihter o konuşmayınca sustu. Bugünkü yüzme dersini düşünüyordu. Biraz biraz alışmış gibiydi sanki suya. İtiraf etmek istemediği bir şey vardı ki o da Türkay'ın korkusunu hissedip ona göre sakince ve beklediğinden iyi öğretmesiydi. Ayaklarını kıpırdatamadığından önce suyun içinde ayak hareketlerine çalışmışlardı. Tam suya yavaş yavaş alışırken ders bitmişti.