Kapının ardından gelen sesler eşliğinde büyük bir çığlık sesisle uyandı. Yatağının başındaki saate yöneldi. Alarm çalmamıştı, -sendemi haa dedi kendi kendine. Sende beni yalnız biraktın. O an yaşadığı yalnizlığı iliklerine kadar hissetti. Yataktan kalkar kalkmaz kapıdaki seslere doğru yöneldi. Dün geceki yorgunluk onu kıyafetleriyle uyutmuştu. Kapıyı açtı, koridora doğru kafayı uzattı. Kimseler yoktu. Dönüp tekrar odaya girdi. Gelen çığlık sesini düsündü. Pencereyi açıp otelin bahçesine göz gezdirince gelen sesin çocuklara ait olduğunu görüp birazda olsa rahatladı. Kendini delirmiş gibi hissetmemek elde değildi. Bir ses duyulmuştu kimselerin olmadığı bir ses hep ürkütmüştü onu. Sonra tekrar camı açıp çocukları seyretmeye başladı. Çocukluğunu hatırladı.... kırmızı topu siyah potinleri ve sürekli pili biten atarisi... o anki aniden bastıran hüzne karşı koyamıyordu. Aniden kapıdan içeri biri girdi... çocukları izlemekten içeri giren kişiyi farketmemişti bile.
-ayyy çok pardon kapıyı açık görünce çıktınız sandım özür dilerim...
Adam kafayı cevirince temizlikçi kadın elinde malzemeleriyle birlikte karşısında dikiliyordu. Yine konuşamadı, dunku sessizliğini bozmaya çalışsada aniden içeri girmenin verdiği korkuyuda yaşamıyo değildi...
Cesaretini toplayıp
-buyrun... diyebildi sadece.
-efendim temizlik zamani geldi kapıyıda açık görünce sizi gitti sandım. Çoook özür diliyorum. Lütfen beni mazur gorün.
-sorun deil. Benim hatam, kapıyı ben açık unuttum. Asıl siz kusura bakmayın. Dedikten sonra rahatlamıştı. Sanki tembel bir öğrencinin yaz tatili serüveni başlamıs gibiydi. Bununda verdiği cesaretle
-yenisiniz galiba sizi üç yıldır ilk defa görüyorum.
-evet efendim. Dün başladım işe.
-hayırlı olsun yeni işiniz.
-teşekkür ederim.
Dedikten sonra oda tekrar sessizliğe büründü....
Sanki dünyadaki bütün dillerin bütün kelimeleri bitmişti. Mahçup olmanın verdiği hisle Kadın utanmış yanakları kırmızı bir sekilde yere bakıyor adam kadından bakışlarını kaçırmaya çalişsa bile oda kıpkırmızıydı..... sessizliği gene kadin bozdu.
-efendim ne zaman çıkış yapicaksınız ?
-Hemen çıkıyorum. Diyip ceketini alır almaz kendini dışarı attı.
Nefes nefese kalmıştı biranda. Kalbinin atışlari hızlı, vucudunun sıcaklığı hemen belli oluyordu. Resepsiyona indi. Muhittin abi herzamanki gibi erken saatlerde işinin başındaydı. Içindeki o mutlulukla muhittin abiye sarılmak istedi.
-günaydin abi. Dedi gülumseyen gözlerle.
Muhittin abi şaşkındı... o ahmak herif yıllar sonra ilkdefa onunla konuşmuştu.
-gunaydin ahmet. Dedi ve konuşmasına heyecanla devam etti.
-ahmet kafanı dolaba vurmadın demi ?
Ahmet gülüyordu....
-aha dedi muhittin abi; ahmete bak sen bir sabah kalk bana günaydın de ve ilk defa gülümsemeni goster. Kesin ayağın kaydı ve kafanı dolaba vurdun demi ?
Ahmet gulumser bir şekilde;
-yok abi dun gece hiç uyanmadan güzel bir uyku çektim. Ondandır.
-ahbe şapşal üç senedir uyumazmısın sen ?
-bundan sonra uyurum abi. Dedi ve görüşüruz bile demeden çıktı otelden.....
İçindeki sevinci ciro edip basıcaktı kahkahayı sokak ortasında. Sokak çok kalabalık, hava çok güzel, insanlar kötü değil, yaşamak güzel diye cumleler kuruyordu kafasinda. Kaldırimin kenarinda tatlı bir kedi gordu. Yandaki dükkana girip sütle sigara aldı. Sütü; kuçuk bir tabağa döküp hemen kedinin yanina ilişti. Once biraz kediyi sevdikten sonra paketi açip bir sigara yaktı. Ilk sigaranin tatlılığiyla bir sigara daha yaktı kediyi tekrar sevip yurumeye devam etti.
Aklına aniden kitabi geldi.
Kitabini otelde unutmuştu. Hemen otelin yolunu tuttu. Otelden içeri girince muhittin abi tekrar şaşkına dönmüştü.
-gece bekliyorduk seni ahmet bey. Hayırdır insaALLAH ?
Ahmet naif bir gülümsemeyle
-kitabimi unuttum abi onu almak için geldim.
-hayret hiç yapmadığın şeydi oysa
Ahmet tekrar kuçuk bir gulumsemeyle belki o kadini tekra gorurum hevesiyle koşar adimlarda odasinin yolunu tuttu.
Kapı açıktı, evet O ordaydı.....
Kadıni korkutmadan ve geldigini belli etmeden kapıdan içeri kafasını uzattı. Masanın üstü boştu. Şaşırdı
Biraz daha kafayı içeri uzatınca kitap kadınin elindeydi. Temizlik bezini bir köseye atmıs kitap okuyordu.
Ne kadar bölmek istemese bile kapıdan içeri girdi . Kadin içini çekerek korkudan biranda hava sıçradı. Çok korkmuştu. korkudan kitabi düşürdü elinden. Ahmet lafa girdi.
-korkma! sakin ol! benim. Kusura bakma biranda pat diye odaya daldim korkuttum seni.
-yok estagfurullah efendim. Asil siz kusura bakmayin eşyalarınizı karıştırmamalıydım.
-hiç sorun değil. Eğer okuyacaksanız size hediye edebilirim.
Kadın utancından ne yapacağıni bilmiyordu kafasini yere eğdi ayak parmaklarini sıkıyordu. Kitabi yerden almak bile aklına gelmemişti. Derken aşagidan bir ses yükseldi.
-Bilgeee bitmedi mi hala?
Bilge aniden temizlik bezini alıp odadan koşarak kaçtı.
Ahmet kahkaha atarcasına
-bilge haaa. Demek bilge senin adin dedikten sonra bilgenin kaçışındaki masumluğu düsünüp gülümsüyordu. Cok uzatmadan Kitabi alıp herzamanki havuzlu parkın yolunu tuttu......