9. Bölüm=Büyük Acı

18 14 0
                                    

Herşey bir gece vakti yine bir kötülükle karşılaşmıştım ve karşılaşmıştık. Geceleri acını belli edersin ama gündüzleri bu acı saklanır. Bir köşede kendini bırakırsın...

Onlarla sadece 2 haftalık bir ilişkim vardı ve bitti. Artık tamamen yalnızdım. Yere oturdum. Gözyaşlarımı sildim. Saçımı geriye atıp topuz yaptım. Kendimi toparlamaya çalıştım. Haksız yere ekipten atıldım. Kaan bunları yüzüme bakarak söylemişti.

Bu beni daha kötü bir hale getirdi. Dayanmaya çalıştım. Bana tek Eren ve Aras sert davranmadı. Hiç birinden nefret etmiyorum. Kaan sadece biraz beni kırdı. Ayağa kalktım. Duru'nun yanına gitmek için otobüse bindim. Altımda gri bir eşofman ve üstümde kahverengi sweet vardı. Otobüse hemen bindim.

Gelmiştim. Otobüsten indim. Derin bir nefes alıp ve yavaşça verdim. İçeri girdim. Duru'nun odasına girdim. Büyük bir sevinçle baktı. "Duru." dedim. Gözlerini bana çevirdi. "Sorun ne?" diye sordu. "Senin telefonuna bir adres gönderdim. Oraya git. Ve, " dedim. Eline bir not verdim. "Girdiğinde bunu oku." dedim. "Tamam." dedi. Ona acıyla gülümsedim. "Görüşürüz. "dedim. Karşılık verdi ve odadan çıktım.

O notta:

Ben artık ekipten değilim. Haksızlık yapıldı ve gittiler. Artık bensiz daha mutlu olabilirsiniz. Tek söyleyeceğim şu; Kimseye güvenme. Ben çok kırıldım. Dayanamadım. Söyleyeceklerim bu kadar. Hepinize  görüşürüz eski ekip arkadaşlarım.

                                          ~Işıl Parlak

Olayı da anlatırlar. Otobüse bindim eve geri döndüm. Afra bana çok hayat dersi verdi ve eğer şuan Simge olmasaydı hala veriyor olurdu. Onun ismini gördükçe kalbimden vurulmuşa dönüyorum. Kıyafetimi değiştirip yatağıma geçtim. Battaniyemi üstüme çektim.

Gözlerimi kapattım ve uyudum. Gözlerim kan çanağına dönmüştü. Sabah olduğunda gözlerimi açmakta zorlandım. İçeri girdim. Etraf dağınıktı ama ben toplamıştım. Gayet eminim. Tuhaf birşeyler oluyor. Kapı çaldı. İyice korkmaya başlamıştım.

Açtığımda karşımda İrem duruyordu. Göz devirdi. "Fazla dağınıksın."dedi. Gözleri yere çevirdim."Ben yapmadım." dedim. Başını salladı. İçeri aldım. Tavana baktı ve saçlarını karıştırdı. "Bunu söylemek istemezdim." dedi. Gözlerimi ona çevirdim. Gözleri birşeyler anlatmaya çalışıyordu.

İrem'in güncesinden...

Işıl haklıydı. Her ne olursa olsun öyle kalacaktı. Onu ve ekibi çok seviyorum ama artık zamanı geldi. Ona dikkatlice baktım. "Ben..." dedim. Işıl gözlerini benden ayırmıyordu ve bende ondan. "Ben..." dedim bir kere daha. "Sen..."dedi. Derin bir nefes alıp verdim."Ben ajandım. Sizi yani ekibi dağıtmak için gönderildim. O siyahlı adamı tanıyorum. Ama düşündüğün gibi değil."dedim.

Işıl'ın gözleri irileşti. Onun yanına oturdum. Konuşamıyordu."Herşeyi anlatacağım, "dedim ve elini tuttum."Ben size çok alıştım. Bunu size yapamadım. Simge'de arkadaşım."dedim. Işıl elini sertçe çekti." Ne diyorsun sen ya! Ne saçmalıyorsun İrem!"dedi. Şuan onu anlıyorum."Diğerlerine söyleyemedim çünkü beni ekipten atarlardı. İhanet etmiş gibi olurdum."dedim. Gözlerim doldu.

"İhanet gibi mi? Hahahah. Tam ihanet İrem bu!"diye bağırdı."Hata yaptım."dedim."Ben affederim ama onlar eder mi bilemem. Simge yüzünden bende atıldım."dedi. Bu olay onu çok yaralamıştı. Tabi ki öyle olacaktı ama Simge abartmıştı. Bir an kapı açılmıştı. İçeri silahlı ekip girdi ve siyahlı adam."Ama..."dedim ve sustum. Işıl'ı tuttular. Götürmeye çalıştılar.

Işıl kurtulamadı. Siyahlı adam kahkaha attı. Bir an dayanamadım. Silahımı çıkarttım. Siyahlı adamın kafasına dayadım. Simge "Ne yapıyorsun sen! Kafayı mı yedin?"diye sordu. Başımı salladım."Evet."dedim. Işıl'ı yere attılar. Ayağa kalkmaya çalıştı fakat Simge onu tuttu."Bu kadarı fazla ama!"dedim.

Işıl bana baktı."Bunları hak ettim mi?"diye sordu. Gözyaşlarını sildi."Eniştem beni taciz etti. Birçok kez dövüldüm. Adamın birisi peşimde. Ekibi kaybettim."dedi. Simge gözünü Işıl'a çevirdi."Daha sayayım mı?"diye sordu. Simge'nin eli titredi. Silahı indirdi. Bende silahı indirdim. Evden çıktılar ama nereye gittiklerini bilmiyorum.

Simge bana baktı. Anlamsızdı ya da ben anlamadım. Işıl kalktı ve saçını düzeltti."Annem ve babam yurtdışında dedeğim başka bir Dünya'da yaşıyor yani..."dedi ve sustu. Gözü daldı. Işıl'ı oturttuk. Simge acıyordu. Normal ve iyi bir insan gibi davranmaya başladı.

İç çektim. Ekip eve girdi. Sesten dolayı gelmişler. Ama bence öyle değil. Kaan, Işıl'ın yüzüne bakmıyordu. Kim bilir benim Duru'nun içeceğine zehir kattığını öğrense ne yapar. Belki ölsem mezarıma gelmez. Bu düşüncelerden kurtulup bir bardak su getirdim.

Bölüm sonu...

Yorumu size bırakıyorum...

GECEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin