12. Bölüm=Menun Oldum...

11 8 0
                                    

Sabah gözlerimi açtım. Göz kapağım zorla açılıyordu. Kendimi zorla yataktan kaldırdım ve salona adımlar attım. İçeri girdiğimde herkes beni bekliyordu. "İyi ki doğdun, Işıl!" dediler ve bunu tekrarladılar.

Çok şaşkın bir şekilde onlara bakıyordum. Pasta siyah renkteydi. Üstünde beyaz harflerle "Işıl. İyi ki doğdun. 27/02/2024" yazıyordu. Pastanın üstüne o yazıyı nasıl sığdırdılar umurumda bile değil. Harika olmuştu. Hepsine tek tek sarıldım ve pastaya geçtim.

Bir dilek tutup pastayı üfledim. Hepsi alkışladı. Bir fotoğraf çektirdik. Ardından pastayı kesip yedik. Çok lezzetliydi. Ama o pastayı üflerken gözümün önünden hayatım geçti. Bu beni dondurdu ama geçti. Yani sayılır.

Biraz daha vakit geçirdikten sonra yatağıma geçtim. Tek merak ettiğim Belinay kötü birisi mi? Bu bir iftira mı? Kardeşim mi? Aklımda bir sürü soru vardı. Hiçbirinin cevabını alamadım. Kafamı battaniyenin altına soktum. Telefonu açtım.

Saat 23.30'du. Whatsapp'a girdim. Karakol da tanıştığımız Doğa ve Deniz'in numaraları karşıma çıktı. Uzun süre baktım. Ona sorarsam belki  herşeyin cevabını alabilirim. Profiline girdim ve klavyeyi açtım. Kararsızdım ama cesaretimi topladım.

Doğa yarın 12.00'da  kafede
buluşalım. Ben sana konumu
atarım. İyi geceler.

Yazdıktan sonra telefonu kapattım ve battayenin içinden çıktım. Saçlarım dağılmıştı. Gözlerimi kapattım ve bildirim sesi geldi.

Doğa:
Neden? Aramamı ister misin? Müsaitsen.

Yazıyordu. Yatağın içinden civcivli pijamalarımı düzelttim. Balkona çıktım ve aradım.

Çünkü herşeyi öğrenmek istiyorum.

Dedim. Doğa'dan ses gelmedi.

Sonunda.

Anlamamıştım.

Belinay'ı ve arkadaşları. Silahlı saldırı mı yaptılar? İyiler mi?

Diye sordum. Doğa'nın nefes sesi geldi.

Onlar iyi insanlar ve o olay bir iftira.

Dışarı şaşkın bir şekilde bakıyordum. Sadece sokak lambalarının ışıkları hariç pek birşey yoktu.

Ne?!

Diye cevapladım. Doğa ise evet  dedi.

Yarın bizi buluştur. Kafede görüşürüz.

Dedim ve telefonu kapattım. Herkes uyumuştu. Yatağıma girdim ve gözlerimi kapattım. Artık uyumak istiyorum. Ama bu düşünceler beni bırakmıyor.

Sabah...

Kahvaltımızı yaptıktan sonra gizlice evden çıktım. Bu olaydan kimsenin haberi yoktu. Altımda siyah etek üstümde crop vardı. Ceketimi sonradan üstüme giydim. Kafeye gelmiştim. Bir masaya oturdum. Etrafa bakındım. Doğa, Deniz, Belinay ve arkadaşları gelmişti. Yeni tanışacağım.

Oturdular ve tebessüm ettim. "Merhaba. Ben Işıl." dedim ve elimi uzattım. "Bende Belinay. " dedi. Gözünde gözlük vardı. Hepsi ile tanışmıştım. Olayı anlattılar. "Size güvenmeli miyim?" diye sordum. "Evet. Ama bu senin kararın." diye cevapladı Zeliha. Emir ve Mert aralarında sessizce konuşuyorlardı.

Kahve aldık ve içtik. Erkekler yan masadaydı. "Soy ismimiz aynı." dedim. Belinay dudaklarını kahve bardağında gezdirdi. "Evet." diye cevapladı. Zeliha ise etrafa bakınıyordu. "Tesadüf olamaz." dedim. Zeliha bana baktı. "Test yaptırın  o zaman." dedi Doğa.

Hepimiz gözümüzü açıp ona baktık. "Evet ya." dedi Zeliha. Belinay duraksadı. Zeliha, Belinay'ın elini tuttu. Onu rahatlatmak amaçlıydı. "Tamam." dedik aynı anda. Kalktık ve otobüse bindik. "Hızlı oldu." dedi Doğa. Kimse tepki vermedi. Testi yaptırmak için içeri girdik.

Test sonucu...

"NE!?" diye bağırdı Belinay. Sesiyle beraber yanına koştum. "Işıl... Biz..." dedi ve devamını benim anlamamı istedi. Anlamıştım. Şaşırmıştım. Oradan hızla ayrıldım. 2 gündür eve gitmemiştim. Telefonu açtım ve 10 mesaj vardı. Hepsi de Afra'dan ve İrem'dendi.

Afra:

Neredesin sen?
Işıll.
İki gün oldu.
Yaz bana.
Lan!

İrem:

Işıl?
Şuan Afra'nın zoruyla yazıyorum.
İyi misin?
2 gündür yoksun.
Merak etti. Afra. Bende sayılırım. Galiba.

Telefonu kapattım. Doğa yanıma geldi. Biraz konuştuk. Eren beni arabayla almaya geldi. Sinirliydi. Aklından birşey geçti ki direksiyona vurdu. "Sakin ol!" diye bağırdım. "Nasıl sakin olayım Işıl!" dedi. Haklıydı. Az kalsın kaza yapıyorduk. Eve geldik.

Kapıyı serçe açıp, sertçe kapattı. Herkes, Eren kadar kızgın değildi. Ama kızgındılar. Kıyafetlerimi değiştirdim ve içeri geçtim. İçeride derin bir sessizlik vardı. Eren'in bacakları titriyordu. Kimse konuşmuyordu. "Biz, Belinay ile tanıştık. O benim ablam." dedim. Herkes şaşırdı. "Ne?" dedi Kaan. Başımı salladım.

"Merak etmeyin iyi insanlar. Silahlı saldırı olayı iftiraymış." dedim. Hepsi şaşkındı. Tekrar sessizlik oluştu ve bozan dışarıdaki silah sesleri oldu.

Bölüm sonu...

Güzeldi.

GECEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin