+18 Sahneler vardır !!! İyi okumalar
Pirinç şarabı durmadan akıyordu ama Namhyeok ciddi ciddi ağlamaya başlayınca İmparatoriçe özür dileyerek onu bir hizmetkâra teslim etmişti.
"Yorgun ve huysuz," diye güldü İmparatoriçe. "Onu yatırmalıyım. Herkesi görmek harikaydı. İyi geceler."
İmparatoriçe giderken herkes selam verdi ve Seokjin, Namjoon'un oğlunu görebilmiş olmayı dilese de her zaman bir sonraki gün vardır diye düşündü.
"Sanırım ben de ara vermeliyim," dedi Hoseok, yüzü şaraptan kızarmış bir halde esnemesini gizleyerek. "Korkarım alkolle aram pek iyi değil. Size odanıza kadar eşlik edeyim mi?"
Seokjin başını sallarken, gözlerini ay haline getirerek gülümseyen İmparator'a iyi geceler dilediler. Hoseok'un peşinden odadan çıktıklarında Seokjin yorgunluğun üzerine çöktüğünü hissetmişti: omuzları ve sırtı seyahat etmekten ve oturmaktan ağrıyordu.
Hizmetçi, "Sizin için bir banyo hazırlandı lordum," diye haber verdi.
Mi Cha ve Minjun'un yorgun oldukları belliydi, bu yüzden kendisi Taehyung'la birlikte yıkanmaya giderken çocukları Jimin ve Jungkook'a bıraktı.
"Bu gece Namjoon-ssi'yi görecek misin?" diye fısıldadı Taehyung yalnız kaldıklarında. Duş için soyunduklarında Taehyung, Seokjin'in her yerini dikkatle yıkadı, gergin kaslarına ve boynuna masaj yaptı.
"Emin değilim..." Seokjin esneme dürtüsüne karşı koyarak konuşmaya çalışıyordu. "Beni daha önce hızlıca ziyaret etti. Sanırım bu yüzden kendi odam var?"
"Zekice," diye sırıttı Taehyung. "O zaman saçlarını yıkamalıyız, hyung-nim."
Daha sonra lavanta kokulu, kare şeklindeki küvette birlikte rahatladılar. Seokjin uyukladığını hissederken Taehyung onu sarsarak uyandırdı.
"Hastalanmana izin veremeyiz, hyung-nim," dedi Seokjin'in saçlarını havluyla kurulayabildiği kadar kurularken. Giyindiklerinde Lordu üşütmesin diye Taehyung, Seokjin'in saçlarını sıkıca örüp ipeklerle bağladı.
Hizmetçi, "Sabah prensesler gibi dalgalı olacak," diye kıkırdadı.
Odalarına yaklaşırken çocukların uyuduğu yere göz attılar. "İyi geceler, canlarım," dedi Seokjin, onları alınlarından öptü ve sıkı sıkıya örtündüklerinden emin oldu. Minjun bir köpek yavrusu gibi Mi Cha'nın yanağının altına kıvrılmıştı ve bu çok sevimli bir görüntüydü. Hizmetçileri onlarla kalacaktı ama Seokjin hâlâ aynı odada kalamayacakları için endişeliydi.
"Gece uyanırlarsa gelip beni bulun," dedi lord.
"İyi geceler, hyung" dedi Jimin, Seokjin'i sıkıca kucaklayarak. "Bize ihtiyacın olursa bağır."
Lord gülerek Jimin'in saçlarını okşadı ve yanağından öptü. Şifacı hâlâ inatla korumacıydı ama lord bunu takdir ediyordu.
"İyi geceler," dedi Taehyung, Jimin'i yatağa atmadan önce dudaklarından öperken.
"İyi geceler, hyung," Jungkook'un gözleri sakindi. Seokjin kollarını açtı ve onu sıkıca kucakladı.
"Tatlı rüyalar, Jungkookie," dedi, askerin saçlarını karıştırarak. "Onları kontrol altında tut lütfen."
"Merak etme" dedi Jungkook, Jimin ve Taehyung'a sevgiyle gülümseyerek.
Seokjin'in odası koridorun karşısında, mahremiyete izin verecek kadar uzaktaydı. Jimin ve Taehyung'un kıkırdamaları gecenin içinde kaybolurken ve lord kapıyı arkasından kapatırken titredi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DRAGON EYES {NAMJİN}
Fanfiction"Pençelerimden o kadar kolay kurtulamayacaksın," diye fısıldadı ejder savaşçısı. Seokjin yutkundu ve dizlerinin üzerine çöktü. "Kal ve şarap doldur," dedi ejderha, önünde ki adamın ensesini okşayıp derisinin korku terleriyle ıslandığını hissederek...