- Kalkış başlamak üzere . Lütfen emniyet kemerinizi bağlayınız. Teşekkürler. From about to begin. Please fasten your seat belts . Thank you.
Yanlışıkla üstüne oturduğum kemeri almak için kalktım. Ve kalktığım gibi kafamı çarpmam bir oldu. Inleyip kafamı tuttuğumda ve kafamı çevirdiğimde herkesin bana baktığını gördüm. Bir elimi koltuğun arkasına koyup dengemi sağladım. Oturup emniyet kemerini bağlamam 10 dakika sürse de sonunda hazırdım. İşte yolculuğa başlamıştım. 3 saat boyunca uyuyabilirdim belki ama onu eskiden yapıyordum. Yeni bir hayata başladıysam eski alışkanlıklarımı unutmalıydım. Yanımda getirdiğim moda dergisini karıştırdım. Hep aynı şeyler vardı. Yiyeceklerin gelmesine daha 1 saat vardı. Bende çantamdan bir muz çıkarıp yemeğe başladım. Kime neydi ki ! Kafama takacağım şey yalnızca bir tokaydı . Başka şeylere kafamda yer yoktu. Yanımdaki tatlı anneanne horultulu bir şekilde uyuyor,arkamdaki çocuk sandalyemi itekliyor ve onun yanındaki çift kavga ediyordu. Belediye otobüsünün daha rahat olduğuna bahse girerdim. Hem otobüsle İstanbul dan Almanya ya seyahat eden ilk canlı olarak Guinnes Rekorlarına girebilirdim... Ve tam da şu anda hiç sorun yokmuş gibi midem bulanmaya başlamıştı. Derin nefesler alıp etrafımdakilere yanlarında leblebi ya da sakız olup olmadığını soruyordum. Herkese sorsam da kimseden ses çıkmıyordu. İşte tam bu anda uçak korkum tavan yapmıştı. Çünkü uçaktaki tuvalet doluydu. Işığın kırmızıdan yeşile dönmesi için beklesem bile dayanamıyordum. Ve sonunda verilen torbaya boşalttım. Ağzını sıkıca bağlayarak beklemeye başladım. Ah şu tuvalet bir açılsa! 5 dakika dolmadan tuvalet kapısı açılmıştı.
. İçeri girip bütün ihtiyaçlarımı karşıladım.
- Sayın yolcularımız lütfen telaş yapmayınız. Ancak uçak düşme tehlikesi yaşamaktadır. Motorlardan birine kuş sıkıştığı için. Tedbirli olmalıyız. Koltuğunuzun altındaki can yeleklerini giydikten sonra yukard....
Söylenilen tüm talimatları yerine getirdim. Herkes ağlıyor, istifra ediyordu. İki kişi bayılmıştı. Derin bir sarsılmadan sonra herkes çığlık atmaya başladı. Bense gidip acil durum dolabını tekmelemeye başladım içinde paraşüt vardı. Bir dakika sonra kırabilmiştim. Paraşütü takıp kırmızı ipi tuttum. Ve düşmeye başladık.Uçakta en az 30 kişi olmamıza rağmen herkes bayıldığı için ses çıkmıyordu.Gözümü kapatıp açtığımda yerde yatıyordum. Dönerek düşüyorduk. Bir süre dönüyor sonra düz bir şekilde düşüyorduk. Keşke bayılmasalardı diye düşündüm. Herkes paraşüt takabilirdi. Uçak dönerken yukarıdaki tutma yerine tutuna tutuna kapının önüne geldim. Uçak düz bir şekilde düşerken de kapının kulpunu çevirdim. Büyükleri alamayacağım için çocukları kucağıma aldım. Kollarıma ağrıyordu. Ve tüm cesaretimi toplayıp atladım. Uçuyordum!