Eve gelip hemen yattım. Telefonum otel odasının sehpasındaydı. Ve onu şarja takmam gerekse bile hiç halim yoktu. Gecenin 03:35 inde kırılacak kadar hızlı çalınan kapıyla uyandım. Neyse ki lenslerimi çıkarmamıştım . Kapının kilidini çevirip açtım. Karşımda polisler vardı.
- Siz Marissa Harley misiniz ?
- Evet beni-
Çoktan bileklerimi kelepçeye almışlardı.Hatta beni götürürlerken odama girdiklerinide görmüştüm. Ama bağırmaktan olayı anlattıklarını duymamıştım. Bitte um hilfe ! ...
Sonrasını hatırlayamıyordum. Ama ağzıma doğru bir bezi getirdiklerini hatırlıyorum. Zaten uyandığımda bunları hatırlayacak enerjim yoktu. Bir masadaydım. Sanırım beni sorguya çekeceklerdi. Açıkçası bu olaylardan sonra buna Şükrediyordum ! Yanımdaki birkaç yardımcı uyandığımı gördükten sonra polislere haber verdi. Masanın üzerindeki desenlerin yanağımda bıraktığı ize dokundum. En fazla 10 dakika sürmüştü. Evdeki yatağımın izlerinden biliyordum. Keşke hep orada olsaydım ! Bir kaç dakika sonra polis geldi . Ve sorguya çekmeye başladı.Olay bir çocuğu kaçırıp saklamamla ilgiliydi. Öyle bir şey yapmadığımı söylesem de beni dinlemiyordu bile. Almanca nın çoğunu bilmediğim gibi adamın konuşmasından da bir şey anlamıyordum. Aralarından seçe seçe anlamaya başladığımda ona İngilizce konuşmasını rica ettim ve sonunda işkencenin %2 sinden kurtulmuş oldum. Konuşma hiç bir kademe atlamadan devam etti ve sonunda bitti. Korkumdan bittiğini anlamam biraz uzun sürmüştü. Bir çok Almanca yazılı kağıt ve kalem verilmişti. Hepsini anlamına bakmadan imzalayıp vermiştim. Ağlamaklı halimle dışarı çıkmaya kalktığımda kolumdan yakalandım. Bana gidemeyeceğimi ve eğer bir tanıdığım varsa ondan gerekli eşyalarımı istememi söylediler ! Yoksa ...