(Mark annecim noldu sana önceki bölüm? Bi sinirlendin sen sanki? Bi bir şey oldu sana, he?)
-Sana aldığım çikolatayı ben yiyeyim o zaman!
-Hayır hayır bana ver!
-O zaman söz?
-Söz!
Dediğinde güldü Mark ve çikolatayı eline verip onu serbest bıraktı. Neden söz verdiğini bile bilmiyordu küçük çocuk. Mihee ile Mark başbaşa kalmış çünkü Dowook'un ruhu oradan uçup gitmişti.
-Dowook kimden bahsediyor?
Dedi Mark, mutfağa geçerlerken. O masaya oturdu, Mihee ise kahve yapmaya başladı.
-Rowoon bey mi?
-Evet.
Dedi Mark ve Mihee'yi izlemeye başladı. Mihee tüm olup biteni anlattıktan sonra kahveleri masaya koyup oturdu.
-Neden tanımadığın insanların arkasından gidiyorsun? Hayatını böyle mi kuracaksın?
-Sen de tanımadığın bir adamın arkasından gidip idol olmadın mı?
-Benim tanımadığım adamın boynunda SM çalışanı olduğuna dair personel kartı vardı ve SM öyle adı sanı bilinmez çöp bir yer değildi. Onub dünya çapında bir şirketin çalışanı olduğunu gösteren kanıtları vardı! İkisi aynı şey mi Allah aşkına Mihee!?
-En azından deneyecem. Kaybedeceğim bir şeyim yok ki.
-Evin? Araban? Bunları ipotek olarak göstereceksin. Ya işin tutmazsa? Nasıl geri ödeyeceksin? O zaman bu evi arabayı da kaybedersin. Hadi sen gidecek bi arkadaş eş dost bulursun. Ya Dowook? Onu nasıl böyle bir saçmalığa sürükleyebilirsin?
-İyi biri! Yalan söylemediği belliydi.
-Onu yarım saat bile tanımadın Mihee!
Diye sessiz ve isyankar bir ses tonuyla kızdı Mark.
-Bak! Sana olan sevgimin haddi hesabı yok. Seni düşünmediğim herhangi bir günüm veya zamanım yok. Hele ki hayatıma bu kadar girmişken yaptığım her şeyde senin için doğuracağı sonuçları da düşünüyorum ama bazı şeyler için risk almazsam ilerleyemem. Şimdiki bankalarım o kadar yüksek faizleri var ki!...faizsiz bir kredi ayarlayabilirsem bu, bu yıl içinde sayamadığım bilmem kaçıncı mucizem olur!
-Yani? Risk almanın bile bir mantığı varken sen B planın olmadan neyin riskini alıyorsun?
-Yanisi bazı şeylerde senin sözünü dinleyemem artık. Öyle bir hayatım var ki bazı noktalarda seni bile yok saymam gerekiyor. O yüzden bana destek olacaksan ol Mark...yoksa planlarımı bozmaya çalışma.
-Sen ne diyorsun?
-Beni yanlış anlamanı istemem ama bundan başka şansım olmadığını sen de biliyorsun.
-Sabah sana yapabileceğim tüm yardımları yapmaya hazırım dedim sen gidip aptal hatta belki sapık ruh hastası bir adamdan para alacaksın? Herkese böyle güvenerek nereye gelebilirsin ki? Adamın ne olduğunu bile bilmiyoruz! Burada bir başına yaşıyorsun! Kardeşini yanına alıp büyüteceksen onun için sağlam ve mantıklı adımlar atmak zorundasın! Bu saçmalığın geldiği noktaya bak! Hayatında ilk kez gördüğün bir adamın kollarına nasıl da bırakıyorsun kendini!
-Adamın yalan söylediğini düşünmüyorum Mark!
-Bana tanımadığın bi piçi savunma!
Diye bağırdı Mark. İstemsizce kaşları çatılmış, Mihee de şaşırmıştı. Mark ilk defa onun yanında küfretmişti, sinirlenmişti. İkisi de başını çevirip Dowook'a baktı. Şaşkınca onlara bakıyordu Dowook da. Mark dudaklarımı yalayıp eliyle yüzünü kapatmaya çalıştı, başını eğdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SHADY M.
FanfictionHangi münasebet sonsuza kadar sürmüş ki bizimki sürsün? Ne sanıyordun? Ne vardı aklında?