19.

5 1 0
                                    

(Karnımın acısından ağrısından ölüyorum...öldüm hatta)

-Rahatsızlık vermek istemedim niyetim bu değildi özür dilerim. Ama sizi gördüğüm ilk günden beri sizi beğeniyorum şimdiye kadar içimde tuttum ama şimdi gitme vakti. Eğer isterseniz birlikte gidelim hemen şimdi.

-Sizden rica ediyorum, evimden çıkın!

-Neden bu kadar endişelisiniz?

-Sadece çok şaşkınım bunu konuşmaya geldiğinizi zerre tahmin etmezdim. Size verebilecek hiçbir şeyim yok. Buna duygularım da dahil. O yüzden...hoşçakalın!

Dedi Mihee ve Rowoon başını sallayıp vedalaşarak evden çıktı. Mihee apartman koridorunda iki valiz fark etmişti. Rowoon bey onları alıp uzaklaştı. Kapıyı kapatıp kapıya yaslandığında Mark'ı gördü.

-Özür dilerim. Böyle saçmalayacağını bilmedim.

Dedi Mihee. Mark'ın objektif olması gerekiyordu ama duydukları için hâlâ heyecanlıydı. Boğazını temizleyip konuştu.

-Aslında bakarsan oldukça kibar bir adamdı. Belki daha yakından tanıyabilirdin.

-Duydun Mark! Her şeyi duydun, neden böyle bir şey yapayım?

-Amca! Ablam herifi şutladı.

Diyerek Mark'ın yanına geldi Dowook. Mark ona güldü ve koltuğa oturdu.

-Bizi biraz ablanla yalnız bırakır mısın Dowook?

-Tamam.

Dedi ve koşarak boyama defterine geri döndü. Mihee de derin bir nefes verip geldi ve Mark'ın yanına oturdu.

-Hiç sıkılmadın mı?

-Neyden?

-Yıllar oldu. Beni beklemekten, sevmekten sıkılmadın mı? Yani...birkaç ay öncesine kadar senin farkına bile varmamıştım. Hiç sıkılmadın mı bundan?

-Sıkılmış gibi görünüyor muyum?

-Bunu söylemeyi kendime görev biliyordum ama artık bunu dile getirmekten ben de nefret ediyorum. Beklediğin şey-

-İmkansız.

-O zaman?

-Güvenli bölgeydin benim için çünkü. Her zaman. İlk başta sıkıcıydı ve anlamsız geliyordu. Sonra biraz zaman geçti ve hayal kurunca gerçekten orada yaşadığımı fark ettim. O yüzden sıkıcılığı kayboldu. Senden gerçek dünyada benim olmanı istemiyorum. Sevgim ne kadar üstün gelse de bu kadar bencil biri hiç olmadım. Senden istediğim tek bir şey var.

-Nedir?

-Bırak, hayal dünyamda benim olasın. Bunu yıllardır sana zarar vermeden yapıyordum. Böyle devam ettirebilirim.

Mark bu söz üzerine sustu. Mihee'nin yaptığı doğru bir şey değildi. Mark kaşlarını çatıp başını çevirdi. Bu kadar hayal dünyasına bağlı kalması travmatikti ve gerçeklerin farkına varması zordu. Mark onun o da Mark'ın olamazdı ve böyle yapayalnız hayatını da geçiremezdi. Mark da her ne kadar ona karşı boş olmasa da gerçek dünyada yaşıyordu ve Mihee'nin gençliğinin güzelliğinin hayal dünyasında solup gitmesine razı değildi gönlü.

-Buna izin veremem.

-Neden?

-Sadece bi beş dakika gerçek dünyaya gelip bakamaz mısın? Yüzüme bak, gözlerime bak! Sadece beş dakika.

Dedi Mark ve Mihee istediğini yapar gibi Mark'ın yüzünü inceledi, gözlerine baktı ve tekrar yüzünü inceledi. Elini yanağına koydu, Mark da başını geriye çekip ondan uzaklaştı. Bu hareket Mihee'yi kırmıştı. Gözleri doldu.

SHADY M.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin