Bölüm 5: Koma 2

88 7 20
                                    

Doktor içini çekerek şöyle fısıldadı: "En fazla 4 ay. Durumu çok ciddi. Eğer onu eve götürmek istersen ilaç verebiliriz ve yarın gidebilirsin." Doktor neredeyse umursamaz bir tavırla söyledi.

"Tamam." Tony ses tonunda bir uyuşuklukla cevap verdi.

Peter'a üzgün bir bakışla baktı ve yorgun bir hıçkırıkla ağlamaya başladı. Sonunda Peter da yıkıldı ve omzuna doğru ağladı. Bu kanser Peterdan çok Tony'yi öldürecek gibi duruyordu.

Ertesi sabah hastane odasında Peter'ın hastane yatağında hafif horlamasıyla Tony de uyandı. Yüzünün her güzel noktasına bakarak onu inceledi. Belki bir daha onu hiç göremezdi. Gerçekten sevdiği ve değer verdiği tek şeye veda etmesi gerekene kadar 4 ayı vardı.

Onu evlat edindiği günü hatırladı.  Ürkütücü derecede sessiz bir gündü. Queens'teki toplantısına doğru girken çığlıklar duymuştu. Dehşet dolu çığlıklar. Caddede koşmaya başladı ve köşeyi döndüğünde, yanan bir yetimhane gördü.

İçeriden çocukların çığlıkları ve ağlama seslerini duydu. Soluna baktığında orta yaşlı bir kadının yanında 5 çocukla ağladığını gördüm. Daha farkına bile varmadan içgüdüleri devreye girdi ve yanan binaya doğru koşmaya başladı, yeterince büyük olan çocukları yakalayıp merdivenlerden aşağı doğru yönlendirdi ve daha küçük çocukları da yanlarına almalarını söyledi.

Bütün çocukları binadan çıkardıktan sonra en üst kata koşmuştu. Siyah duman görüşünü kısıtlıyordu ama bir bebeğin yalvaran çığlıklarını duyduğu için geri dönmek isemiyordu. Çığlıkları takip etti ve küçük çocuğu henüz üç aylıkken buldu. Güçlü bir şekilde öksürerek merdivenlerden aşağı inerken onu kucağında taşıdı.

Sonunda aşağı inip binadan dışarı çıkmayı başarmıştı ve dizlerinin üzerine çöktü. Nefes nefeseydi. İtfaiyeciler küçük çocuğu Tony'nin kollarından aldılar.

Daha sonra Tony polis merkezine gidip ifade verdi ve çocuklardan en küçük olanı evlat edinmek istediğini söyledi. Gerekli evrak işleri yapıldıktan sonra Tony 3 aylık olan Peter'ı evlat edinmişti. Onu evlat edinirken belgelerinde anne ve babasının Hydra ajanı olduğunu için tutuklandıklarını öğrendi. Üstelik kendi bebekleri üzerinde deney yapmaya bile kalkıştıklarını okuyunca Peter'a daha çok bağladı ve onu koruyacağına söz verdi.

Şimdiye kadar onu koruma konusunda gayet başarılıydı.

Peter'ın bakış açısı:

Arabanın eve dönüş yolculuğu sessizdi.  Dümdüz ileriye baktım, izliyordum.

Kimse bunun olacağını beklemiyordu. Ama ben bekliyordum. Uzun zamandır belirtileri görüyordum. Çok zayıflamıştım. Başım çok ağrıyordu. Bazen odaklanmakta çok zorluk çekiyordum. Ama bunları babama anlatmak istememiştim. Zaten işleri çok yoğundu ve onu rahatsız etmek istemiştim.


Babamın kolumu sallaması ile uyandım. Sıçrayarak uyandım. Arabada çok düşünürken uyuyakalmıştım.

"Şşşt, şşşt. İyisin, endişelenme. Evdeyiz."  Babam neredeyse fısıldadı.

Ne zamandır tuttuğumu bilmediğim nefesimi bıraktım. "Tamam."

Babamla birlikte lobiye yürüdüm.  Odanın içinden geçerken, insanların bana baktığını hissedebiliyordum. Hızla asansöre doğru yürüdüm. İçeri girdik ve babam parmağını "93" yazan düğmeye bastı.

Kapılar kayarak açıldı ve sendeleyerek dışarı çıkıp odama doğru gittim. Kapıyı çarpıp kilitlerken yüzümden ağır gözyaşlarının aktığını hissettim. Yere çöktüm ve hıçkırarak ağlamaya başladım. "N-bu neden benim başıma geliyor?!" diye bağırdım.

Babamın beni duymadığını ummuştum en azından babam kapının arkasından cevap verene kadar fısıldadığımı sanıyordum. "Bilmiyorum evlat" diye cevap verdi. Sesindeki titreme anlaşılıyordu. "Bilmiyorum. Lütfen dışarı çıkar mısın.Lütfen? Biraz konuşalım."

Derin bir nefes aldım. "Ben... biraz yanlız kalmak istiyordum."

"Tamam. Acele etme. Seni seviyorum..."

"Ben de seni seviyorum."  Babamın ayak seslerinin kesildiğini duyduğumda fısıldadım. "Güle güle... Baba"

Bu ona son seslenişim oldu sanırım. Çünkü baba dediğim anda yere düştüm ve herşey karardı. Kulemizdeki yapay zeka babama haber verdi. Babam iron man zırhıyla kapıyı kırıp odama girdi. Beni kollarına aldı ve son kez "Peter... oğlum..." dedi.

_____________________
Çok duygusal değildi ama ağladım...

Birşey fark ettim. İrondad yada Avengers kitaplarını okurken yorumlardakiler starker shipliyor. Ama Türkçe hiç starker kitabı yokk. Bu konuda düşüncelerinize çok ihtiyacım var. Lütfen yorum yapın...

A New Life/irondad/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin