Avengers katına vardığında hemen odasına gitti, banyoya girdi ve kazağını çıkarttı. Vücudunun üst kısmında morluklar vardı. İyilşeme yeteneği sayesinde yarına kaybolmuş olurlardı.
Aynada morluklarını incelerken birden kapısı çaldı. "Hey Pete, sırt çantan bende, çantanı arabada unutmuşsun"
Peter hemen üstüne kapşonlu bir swet geçirdi.
"Neden hemen laboratuvara gelmedin?" Tony sordu.
Peter tam kapıyı açtığında yüzündeki morlukları gizlemeyi unuttuğunu fark etti.
"Siktir" dedi kapı kolunu çevirirken.
"Merhaba Bay Stark ehhm.""Kahretsin Peter, yüzüne ne oldu?"
"Spor yapıyordum ve burnuma bir top geldi."
"TAMAM!?!?!?" Tony şaşırmıştı. Nasıl bir top örümcek adamın burnunu morartabilirdi. "Eh, bugün eğitimin tekrar devam edeceğini de söyleyecektim. O yüzden kostümünü giy ve aşağı in."
"5 dakika sonra orayım."
Peter hızlıca giydindi ve sonra doğruca asansöre gitti.
Eğitim odasına geldiğinde nat onu çoktan görmüştü.
**Peter'ın gözünden**
Geldiğimde hemen odama dönmek istedim. Artık çok geçti. "Selam Peter." Harika, Nat beni çoktan görmüştü.
"Merhaba arkadaşlar" aşağıda Steve ve tabii ki Bay Stark vardı. Kaptan yanıma geldi. "Merhaba Peter. Peki bugün neyle başlamak istersin?"
"Bilmiyorum. Siz seçerseniz daha iyi olur." İçten içe kimsenin antrenman yapmak istemediğini umuyordum ama Kaptan'ın mutlu ifadesini görünce o küçük umut ışığı yeniden kayboldu.
"Pekala. Göğüs göğüse dövüş hakkında ne düşünüyorsun?"
"Tamam"
Bay Stark da geldi. Bu arada, Bay Stark uzun zamandır ona Tony dememi istiyordu ama bir noktada Wanda, Pietro, Clint ve ben ona Bay Stark demekten keyif aldık çünkü bu onu gerçekten kızdırdı.
"Ben de savaşırım ama zırhım serbest olursa." Bay Stark açıkça ifade etti.
Dövüş başladığında biraz gergindim. Nat'la savaşmak zorunda kaldım.
"Hey Pete, iyi misin? Çok gergin görünüyorsun"
"Hayır, hayır, her şey yolunda."
Nat başını salladı ve ardından saldırdı. İlk birkaç vuruştan kaçınmayı başardım. Sonra koluma vurmayı başardı. Pek acımadı. Sonra ona saldırdım ve vurdum. Nat tekrar saldırmadan önce tavana atladım.
"Birkaç hafif morluk bu kadar mı acıtıyor?" Kendi kendime söylendim.
"Evlat, nasıl dövüşüldüğünü unuttun mu bilmiyorum ama normalde yerde olmalısın ki rakinin dövüşme şansı olsun."
"Evet, Evet haklısınız Bay Stark."
"Bana bir açıklama yapmalısın, iyi değilsin ve sanki kafanın içinde kendi kendine konuşuyormuş gibi durma."
Hiç tepki vermedim çünkü Bay Stark'ın söylediği gibi kafamın içindeki sesle konuşuyordum.
"Peter? Beni anlıyor musun? Alooooo?"
Tekrar tavandan atladım. Bu gerçekten kötü bir fikirdi, kaburgalarım acımaya başladı. Acıyla şöyle dedim: "Evet, her şey yolunda, sadece korktum."
"Tabi" Natasha onaylayarak başını salladı.
En azından bu konuyu daha fazla kurcalamıyorlardı. Tanrım, bu kendi kendine konuşma çok kötü. Bruce'la konuşmalıyım ya da daha iyisi bir terapiste görünmeliyim.
"Pekala, eğer dikkatin bu kadar dağılmışsa, bugün antrenman olmayacak."
"Evet, üzgünüm."
"Neler oluyor?" Nat sormuştu.
Tam cevap vermek üzereydim ki siyah noktalar yeniden gözlerimin önünde belirdi. "Tekrar olmasın."
"Pete? Peter?"
O anda yere yığıldım. Bacaklarım artık pes etti. Vay be, şimdi yerde yatıyorum, harika. Yavaş yavaş büyük noktalar büyüdükçe büyüdü ve sanki biri düğmeyi çevirmiş gibi aniden karanlık oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A New Life/irondad/
FanfictionBir gece, Peter'ın amcası, hırsızlık yapmak için başka bir eve girmeye çalışan bir suçlu tarafından öldürüldü. Amcasının ölüm haberi, Peter'ı derinden sarstı ve onu büyük bir öfke ve intikam düşüncesiyle doldurdu. 6 ay sonra İron man ondan yardım is...