Tom Marvolo Riddle
Düğünden 1 saat önce"Hâlâ çağrılmama nedenimi anlamıyorum.'' dedi Ateş ceketini giyerken.
"Partileri bozduğun için olmasın." Diye söylendi Jason. Karşımdaki aynada kravatımı düzenlerken bir yandan da yansımadan onlara izliyordum.
"Sırf herkesin bildiği ama söylemeye yeltenmediği doğruları söyledim diye mi?"
Jason cevap vermek için ağzını açtığında araya girdim.
"Ateş bugün uslu bir çocuk olacaksın tamam mı?" Sesimi küçük bir çocukla konuşuyormuş gibi inceltmiştim. Jason kahkaha attığında Ateş ikimize de hiç hoş olmayan bakışlar attı.
Salona inerken Jason Ateş'in neden partilere çağrılmadığına dair örnekler veriyordu. En uçtaki bara geçip içecekleri aldık. İkisi de ağır içkiler istemişlerdi ama ben bugün içecek kafada hissetmediğimden şarap almıştım.
Ateş ve Jason'u dinlerken bir yandan da insanları izliyordum. Çok fazla davetli olmasa da kadınların elbiselerinden dolayı içerisi dolu gibi duruyordu.
Aysu'nun içeri girdiğini gördüm. Sadece on altı yaşında olmasına rağmen çok şey yaşamıştı. Şerefsizin teki ile zorla evlendirilmiş, tecavüze uğramış, bebeğini kaybetmişti. Acısı hala taze olmasına rağmen ayakta durmaya çalışıyordu. Oysaki bunların hiçbirini yaşamaması gerekiyordu.
Amaya Aysu'yu köşeye çekerken onları izliyordum. Ta ki Ateş yanımda ıslık çalana kadar.
Bakışlarımı kapıya çevirdim. Ateş kendi kendine mırıldandı:"Şu gelen meleğe bak sen." Ses tonunda hafif bir alaycılık vardı.
Salona giren Mina hızlıca içeriyi taradı. Gözleri üzerimden geçmişti ama beni aramadığı için görmemişti. Her zamanki gibi dikkatsizdi.
"Şeytana melek demek de ne bileyim?" Dedi Jason.
"Mina Miller bu kız mı?" Ateş soruyu öylesine soruyordu. Çünkü bir ay önce Mina'nın tüm ailesini içeren bir soy ağacı ve upuzun bir liste çıkarıp Ateş'e atmıştım. Bu yüzden her şeyden haberi vardı.
"Sanki bilmiyorsun da?" Diye tersledi Jason. Bakışlarım Mina'nın sağ omzunda takılı kalmıştı. Zayıf büyüsünün altında yarasını görüyordum. Omzunun tamamı yanıktı. Bazı yerlerden ince bir sıvı halinde kan akıyor ve kuruyordu. Hareketlerinde canının yandığını göstermiyordu ama o yanığın acıtmama imkanı yoktu.
Mina kapının önündeki bara giderken Ateş ciddi ve sadece üçümüzün duyabileceği bir sesle:
"Kız bizden biri mi?" Diye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
• GÖLGE •
FantasyKamartajın kapıları hızlıca kapandı. Tüm büyücüler tetikteydi. Sadece büyücülerin nefes alış verişi duyuluyordu. Etrafta büyük bir korku yayılıyordu. Geçen her saniye gerginlik yükseliyordu. Tam ortada iki kişi duruyordu. Kırmızılı pelerinli bir büy...