Son patlama anımdan beri 4 gün geçmişti. Yani bugün tören günüydü. Giysi odasında tam bir kaos hakimdi. Ayak altında birçok hizmetçi koşturuyor prenseslerin isteklerine yetişmeye çalışıyorlardı. Aysu ile ben o karmaşadan kaçıp Alev'in odasına sığınmıştık. Çünkü Alev tüm hizmetçileri yollamış kendisi hazırlanmayı tercih etmişti.
Alev elbisesini giymiş makyajını yaparken kendi kendine mırıldanıyordu. Çok kısık sesle konuştuğundan anlamıyordum. O sırada Aysu bornozla banyodan çıktı. Resmen Alev'in odasını işgal etmiştik.
Olaydan sonra Tom bu olayı gören herkesin hafızasını silmişti başım derde girmesin diye. Bir daha da bu konu açılmamıştı. Eh bu da benim işime gelirdi tabiki.
Alev Aysu'nun elbisesini giymeye yardım ettikten sonra, ki bu 45 dakikadan daha fazla sürdü, bana döndü;
"Sen ne zaman giyineceksin Mina?" Dedi. Törene 2 saat kala hâlâ giyinmediğim için kızgındı.
"Şimdi." Diye yanıt verdim. Askıda ki elbiseyi alıp Alev'in giyinme odasına gittim. Üzerimdekileri çıkardıktan sonra parmaklarımı elbisenin kumaşında gezdirdim. Elbisenin rengi solup siyah bir dumana dönüşürken duman üzerime gelip etrafımı sardı. Yavaş yavaş renkleri yeniden gelirken elbise üzerimdeydi ve karanlık bedenime tam uyacak şekilde elbiseyi düzeltmişti.
Bunu yapmayı geçen günlerde öğrenmiştim. Dört gün boyunca boş boş odada duracağıma bir işe yarayım deyip karanlığı kontrol etmede gelişmeye çalışmıştım. Ortaya da böyle bir şey çıkmıştı. Sadece kıyafetlere dokunarak üzerime geçirebiliriyordum ya da çıkarabiliyordum.
Odadan çıktığımda ikisi de şaşkın şaşkın bana baktı. Bunun üzerine işaret parmağımı havada sallayarak;
"Beni küçümsüyorsunuz. Kalbim kırıldı." Deyip makyaj masasına doğru yürüdüm. Aynanın karşısına geçip gözlerimi kapattım. Zaten omuzlarımı geçen saçlarımı kalçama kadar uzatıp yüzümün yanındaki tutamların rengini değiştirdim.
Birazcık da dalga katmıştım.Gözlerimi açtığımda yüzümün kenarındaki mor tutamlara baktım. Yalan söyleyemeyeceğim güzel iş çıkarmıştım. Kızların yüzündeki ifadeyi görünce kahkaha atmadan duramadım. Ayağa kalkıp kollarımı iki yana açtım.
"Bitti. Nasıl olmuşum?" Alev işaret parmağı ve baş parmağı ile çenesini tuttu. Dalga geçercesine;
"Bir şey eksik." Diye mırıldandı. Gözlerimi devirdim. Takmadığım eldivenimden ve takılardan bahsediyordu ha bir de makyajdan.
"Dur ya, tam olarak bittiğini söylemedim ki."
Alev tabi tabi bakışı atıp Aysu'nun makyajını yapmaya geçti. İkisini baş başa bırakıp odadan çıktım. Takılar ve eldivenler odamda olduğundan onları almak için oraya gidecektim.Alev'in odası Tom'un odasının 2 kapı yanındaydı. Prens ve prenseslere ait olduğundan kimse bu koridorlara gelmiyordu fakat şu an... İki hizmetçi kocaman bir elbiseyi aceleyle başka bir prensesin odasına götürürken diğer hizmetçiler dokunmamak için duvara yapışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
• GÖLGE •
FantasíaKamartajın kapıları hızlıca kapandı. Tüm büyücüler tetikteydi. Sadece büyücülerin nefes alış verişi duyuluyordu. Etrafta büyük bir korku yayılıyordu. Geçen her saniye gerginlik yükseliyordu. Tam ortada iki kişi duruyordu. Kırmızılı pelerinli bir büy...