Bölüm 5

202 77 206
                                    

Vücuduma aynı anda bir ton iğne girmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Vücuduma aynı anda bir ton iğne girmişti. Boynuma, el bileklerime, ayak bileklerime... Acı o kadar kuvvetliydi ki gözlerimi kapatıp çığlık atmaktan başka bir şey yapamadım. Bu sırada beynim serbest kalmıştı. 

Büyük beyaz bir makinenin içine girdim. İçeriye su doluyordu. Kurtulmak için çırpındım fakat bir işe yaramadı. Su kulağımın yarısına kadar çıktığında suya elektrik verilmişti ve o an bayıldım.

Bundan sonra hatırladığım herşey karmakarışıktı. Zaman kavramımı yitirmiştim. Bir ara yatakta uyandım üzerimde sadece kalın bir yorgan vardı. Elimi göz hizama getirdiğimde bileğimdeki nokta şeklindeki morluklar gördüm. Bir kaç dakika daha uyanık kaldıktan sonra bayıldım.

Bir sonraki uyanışımda başımda beyazlar giymiş hizmetçiler vardı. Üzerimdeki yorganı kaldırıp kollarımdan tutarak yataktan kaldırdılar. Zoraki birkaç adım yürüdükten kendimi sıcacık bir suda buldum. Ne ara küvete girdiğimi anlamamıştım.

Hizmetçiler beni küvetin ortasına oturup yıkamaya başladılar. Saçlarımı ve vücudumu yıkarlarken  kırılacak bir eşya gibi nazik davranıyorlardı. Belkide biraz öyle gözüküyorumdur. Kim bilir?

Duştan sonra iki hizmetçi vücudumu kurulayıp el bileklerimi bandajla sardılar. Üzerime herhangi bir kıyafet giydirmeyip öylece sıcacık yatağın içine bırakıp gittiler. Yatağın içine iyice girip yorganı boynuma kadar çektim ve gözlerimi kapattım.

Sonunda tamamiyle kendime geldiğimde bileğimdeki morluklar sarı-kahverengi bir renk almıştı. Kalkacak halim olmadığından yan dönüp elimi başımın altına koydum. Yatağın üstünden sarkan tüller vardı bu yüzden odanın diğer tarafını net olarak göremiyordum fakat odada birinin bir o yana bir o yana gittiğini görebiliyordum.

Sessiz olmaya çalışarak hafifçe doğrulmaya çalıştım lakin bilmem ne kadardır hareket etmediysem kemiklerim yüksek sesle çıtırdamıştı. Ne çıtırdaması kırılmıştı bildiğin. Karaltı bir anda durakladı sonra yatağa doğru yaklaştı. Perdeyi açtığı an ikimizde şok içinde birbirimize bakıyorduk.

Karşımdaki bir kız çocuğuydu. Kısacık kestirilmiş dalgalı koyu kahverengi saçlarının arasından çocuksu yüzü gözüküyordu. Kocaman açtığı kahverengi gözleriyle bana bakıyordu. Bir anda gülümseyip:

"Uyanmışsın!!" Diye çığlık attı.

"Hadi ya." Diye mırıldandım. Doğrulmaya çalıştığımda ellerini hemen belime koyup beni geri yatırmaya çalıştı.

"Hayır hayır sakın kalkmaya çalışma! Daha çok güçsüzsün dinlenmeye ihtiyacın var."

"Yeterince dinlendiğimi varsayıyorum." Bir an içimi bir korku sardı. Ne kadardır uyuyordum? "Bir dakika bir dakika kaç gündür uyuyorum ben?" Diye sordum kıza.

"13 gündür uyuyorsun." Diye cevap verdi hızlıca. Şaşkınlıkla gözlerimi kocaman açtım:

"13 gündür uyuyor muyum?!"

• GÖLGE •Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin